Orhan Kemal’in çocukları…
Orhan Kemal’in “kederden olma sokaklardan doğma” çocuklarıyla tanışmış mıydınız? “O kimsesiz sokak çocuklarını anlatırken onlara kıyamaz, sevgisiyle onları kayırır. Onun kanadı kırık küçük melekleri sadece düşlere sığınarak yağmur-çamura, soğuğa, açlığa karşı koyar. Vahşi ve yırtıcı değildirler. Ruhları soyludur. Öldüklerinde masumiyetin ölümüne ağlarsınız. Yıllar sonra onları hatırladığınızda yüreğiniz sızlar. Orhan Kemal böylesine iyi bir insan olmasaydı belki çok büyük bir yazar olabilirdi.” Yıldırım Türker’in Radikal İki’nin son sayısında okuduğumuz olağanüstü analizi…
Yıldırım Türker, Radikal iki, 9 Eylül
Çıfıtlar, deliler, hayat kadınları
Orhan Kemal'in kederden olma sokaklardan doğma çocuklarıyla tanışmışsanız ömür boyu onların gözyaşlarını omzunuzda, kirli bebek kokularını burnunuzda taşırsınız. Yazarın sonsuz şefkati, anlattığı öksüz, boynu bükük, yoksul çocuklarla birlikte sizi de kucaklar. Orhan Kemal, mükemmel bir anlatıcıdır. Onları mütemadiyen inciten hayatla itişirken, bir an o sokak çocuklarının, o vahşice hırpalanan küçük kızların burunlarını yeninizle silmiş gibi olmanız bundandır. Kirli saçlarını taramış, başlarını okşamış gibi oluvermeniz. Onlar, sizle birlikte yaşar. Vahşi dünyaya karşı hayatta kalabilmek için kimileyin hırçın bir inatla direnirler. Orhan Kemal'in kitapları, hele genç yaşınızda okumuşsanız size kim bilir kaç kan kardeş kazandırmıştır. İyi bir yazardır. Ama kitaplarını okurken onun aynı zamanda çok iyi bir insan olduğunu anlarsınız. Hattâ apaçık görürsünüz. O kimsesiz sokak çocuklarını anlatırken onlara kıyamaz, sevgisiyle onları kayırır. Onun kanadı kırık küçük melekleri sadece düşlere sığınarak yağmur-çamura, soğuğa, açlığa karşı koyar. Vahşi ve yırtıcı değildirler. Ruhları soyludur. Öldüklerinde masumiyetin ölümüne ağlarsınız. Yıllar sonra onları hatırladığınızda yüreğiniz sızlar. Orhan Kemal böylesine iyi bir insan olmasaydı belki çok büyük bir yazar olabilirdi. O çocukların vahşetle emzirile beslene nasıl vahşileşebildiklerini, iyice kıstırıldıklarında karanlığın yüreğine nasıl dalıverdiklerini anlatabilseydi. Yüreği elverseydi. İyiliğin ahlâkıyla bu kadar dindar olmasaydı. Doğduklarından itibaren hiçbir güvence duygusuna sarılamadan, hiç okşanmadan büyüyen çocukların, ister katil olsunlar, ister hırsız, yanlarında durmaktı, yazarın dini. Ben de Orhan Kemal'in tanrısına inanıyorum.
|