Orhan Kemal'in "Cemile" ile İlgili Bir Mektubu
Orhan Kemal, l952'de "Cemile"yi yayımladığı zaman belli bir olgunluğa ulaşmış bulunuyordu.
Daha önce, "Ekmek Kavgası", "Sarhoşlar", "Çamaşırcının kızı" gibi öykü kitapları; "Baba Evi", "Avare Yıllar" ve "Murtaza" gibi romanları çıkmıştı. "Murtaza"ya ve "Cemile"ye, Orhan Kemal'in roman alanında, yazın ustalığı alanında ilk büyük aşaması gözü ile bakabiliriz.
Cemile, Orhan Kemal'in sanat yaşamında bir aşamasını simgelemesi açısından da önemli bir yapıttır.
Bu yapıtta işçi çevreleri yoğun bir biçimde somut olarak işlenir. Yazar, işçi mahallesini, çırçır fabrikasını ve bu çevrelerin insanlarının bütün serüvenlerini gözler önüne sermekte, okur, olayların ardında sürüklenmektedir.
Orhan Kemal, "Avare Yıllar"da anlattığı gelinin daha geniş bir betimlemesini "Çemile" de vermektedir. Demek ki "Cemile"konusu, Orhan Kemal için önemli bir konudur.
İşte bu nedenle, 1967'de Necati Eğitimde "Tez"ini hazırlamakta olan başarılı öğrencim Ahmet Aytekin bir mektupla konuyu Orhan Kemal'e sordu. Ahmet Aytekin'in beş on yıl önce Dicle Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalıştığını öğrenmiştim, bugün nerede olduğunu kesin olarak bilemiyorum.(1)
Aytekin'in sorusuna Orhan Kemal şu mektupla yanıt verdi:
İstanbul, 23.2.1967
Bay Ahmet Aytekin,
Cemile romanının özelliği daha çok şuradadır: Cemile, bizim edebiyatımızda ilk olarak fabrika işçilerinin hayatını vermeye çalışmış bir romandır. Yani, fabrika insanlarının yaşayış tarzlarını. Aşkları, ekmek kavgaları, neşeleri, kederleri vb.
Roman ve hikâyelerine gerçek hayatı tem olarak alan bir yazar için, en iyi bildiği konulara âdeta saldırmak esastır. Ama bu demek değildir ki, yaşadığı hayata yazar ayna tutmalıdır! Hayır. Yazar yaşar. Ondan kalan izlenimler ya da başka bir deyimle, söylemek istediği ana fikrin malzemesi kafasında iyice yer eder. Tanıdığı Ali, Mehmet, Rıza, Süleyman, Cevriye, Nuran... ları alır, eserinde başka biçimde işler. Ali, Murat olabilir; Mehmet, Kadri; Cevriye, Nuran da diyelim ki Cemile. Kişilerin adları değişse bile, gerçekte yaşadığı hayatın ölçüsü, çevresi, rengi, kokusu, aşkı, ızdırabı, şusu buşu değişmez.
Cemile de böyle. Cemile, bir başka adla gerçekten yaşamıştır ve benim çok yakından tanıdığımdır. Hatta hatta CEMİLE'yi okuduğu zaman kendini bularak ağlamış, <<Sahi ben buyum. Zavallı babacığım... peki sen bütün bunları ne biliyorsun?>> diye sormuştur.
Bilvesile size, sayın öğretmeninize ve arkadaşlarınıza selam, sevgi ve başarılar.
Orhan Kemal
Eski dosyaları karıştırırken, Aytekin'in ana verdiği "ödev" elime geçti. Orhan Kemal'in mektubunun örneği ödeve ekli. Yukarıya oradan aldım.
Bu mektup, Orhan Kemal uzmanlarınca, incelemecilerince çok değerli bulunabilir diye düşünüyorum. Onun için gün ışığına çıksın istedim.
Dipnot:
(1) Ahmet Aytekin, -anımsadığıma göre- Bir ara Türk Dili Dergisi'ne dergi üyesi de olmuş, öğrencilerini de üye yapmıştı. Ama aradan yıllar geçti, ondan da, öğrencilerinden de başka bir haber alamadım.
|