Ana Sayfa

İnternette Orhan Kemal


Gazete Kadıköy 12 - 18 Mart 2004

Utku Erişik

‘KARA GÜN KARARIP GİTMEZ!’

Oğlu Işık Öğütçü ile babası büyük edebiyat adamı Orhan Kemal üzerine Türk Edebiyat’ının önemli isimlerinden Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü, babasının adına yaşatmak için çalışmalarını sürdürüyor.Işık Öğütçü ile Orhan Kemal’i,Türk Edebiyatını ve Orhan Kemal adına kurduğu müzeyle ilgili bir şöyleşi yaptık.

-------Orhan Kemal’in oğlu olarak,bizim kitaplarından tanıdığımız babanızla birlikte geçirdiğiniz yıllara dair aklınıza ilke gelenler nedir?Onun kitapları dışındaki dünyasında ,siz çocuklarıyla ve eşi ile birlikte nasıl bir yaşam vardı?

Bizler için Orhan Kemal öncelikle bir babaydı.Akşam eve yorgun geldiğinde,bizleri sever,öper,sonra odasına geçerek üstünü çıkarır,hiç unutmadığım çizgili pjamasını giyer aşağıdaki odaya iner sedire otururdu.Bir tarafta Rita marka radyo çalardı.Babam,sofra hazırlanan kadar bizlerle konuşur ,gazete okurdu. ‘Sofra hazırlanana kadar’ dedim ;öyle muhte-şem bir sofra değil ...Annem o gün ne pişirdiyse,bu kimi zaman kuru fasulye,bulgur pilavı, kimi zaman ucuza alınmış sebzelerle yapılan yemeklerdi.Babamın en büyük lüksü,akşamları içebileceği bir kadeh rakısı olmasıydı.Hele yaz akşamları buzcudan buz alınıp ,rakının içine atarak soğutmuşsa keyfine diyecek yoktu.

------Orhan Kemal 25 yaşında (1939) ‘yabancı rejımler lehine propaganda yaptığı’ gerekçesiyle yargılanıp,beş yıl hapis cezası almış.Sonra da ,Kayseri,Adana,Bursa cezeevlerinde geçirdiği beş yıl...Ama babanızın yaşamına özellikle Bursa Cezaevi’ni bir dönüm noktası olarak görebilir miyiz?

Ben dönüm noktasında Stefan Zweig’in ‘Yıldızın Parladığı Anlar’ Kitabını anımsarım.

herkesin bir sıçrama noktasında yıldızının parladığı bir an vardır..Bu anı ya kendiniz yaratırsınız,ya da olaylar bu sonucu doğurur.Babamında Bursa Cezaevi ve orada Nazım Hikmetle 52. Koğuşta kalmaları çok önemli bir yer tutar.O zamana kadar şiir yazmakta olan insan , Nazım Hikmet’in acımasız eleştirileriyle birlikte değişik bir yöne yelken açarak kendi sesini ve yönünü bulması hem kendisi hemde Türk Edebiyatı için dönüm noktasıdır.Öykü ve romana yönelmesinde çevresindeki yaşamlarıngözlemlenmesi de önemli bir yer tutar.Onun en büyük malzemesi “insan’dır,halk’tır”...onların yaşamı, tutkuları,hayalleri,kurtuluşları bile kitabın içindedir. Nular için şöyle söyler:

“Halka,halkıma inanıyorum.Her türlü gerginliğe rağmen,zaman zaman hainliğine rağmen ,suç onun değil.Yüzyıllar boyunca ona ne verilmişki, ne isteniyor?Oy’unu kurtlara veriyorsa suç onunmu? ‘Akrep gibisin kardeşim’de denebilir.Doğrudur,ama onlar gene,her zaman herşeye rağmen haklıdırlar.Geç ğüç lakin akıllarını yavaş yavaşta olsa başlarına toplayacaklar ve bizzat kendilerinden başka yar bulunmıyacağını anlayacaklar bir gün.Ben buna inanıyorum.”

------Adana’dan 1950’de ailesiyle birlikte İstanbul’a gelip yerleşene kadar, gençlik döneminden itibaren çırçır fabrikalarında işçilik,dokumacılık katiplik ve ambar memurluğu gibi işler yaptığını görüyoruz.Orhan Kemal’in kitaplarının bu kadar sevilmesinde ,herkesin kendi yaşamından bir kesit bulabilmesinin büyük payı var. ‘İnsan’ öğesinin bu denli güçlü yer aldığı kitaplarının tamamına ,yaptığı bu işlerdeki gözlemlerin etkisi egemen diyebilir miyiz?

Kesinlikle...Babamlar 1951 yılında İstanbul’a gelmeden önceki Adanada’ki yaşamında her zaman ‘Küçük İnsan’ ları konu edinmiştir.O küçük insanları bazen bizleriz...Milyonlarca küçük insanın yaşamı bu kitaplarda yer alıyor.Bu güzel insanların serüvenleri İstanbul’la geldikten sonrada devam eder kitaplarında.Gözlemlediği insanları küçük not defterlerine yazar,sonra onları genişletir,yaşamlarına yeni dünyalar katarak kitaplaştırır ve ölümsüzleştirirdi.

--------Bugünkü yazın yaşamımızda ,Orhan Kemal,Nazım Hikmet,Rıfat Ilgaz ve Ahmet Arifteki güçlü ve içten dilin kaybolduğu düşüncesine katılır mısınız?O kuşaktan sonra,toplumcu gerçekçi çizgi kayboldu desem..

Katlırım..Bu saydığınız adlar toplumun mutluluğu ve özgürlüğü için yazmışlardır.Toplumlar bireylerden oluşur.Bizler,toplumun özgürlüğü ve mutluluğu için bireyin özgürlüğü mutluluğu ve kurtuluşunun sağlanması gerektiğine inanırız.Bugün gelinen noktada“Toplumdan bana ne” diyen yazarlar,kendini öne çıkartarak kendinin kurtuluşunu ,paraya şöhrete kavuşmanın yolunu arıyor.O zamanda toplumcu-gerçekçi çizgi falan kalmıyor.Köşe dönmeci, pohpohlama süreci başlıyor.Ama bu türde olanlar,bu eriten sistemin içinde kaybolacaklarını da bilmelidirler.Rıfat Ilgaz,Ahmet Arif, Nazım Hikmet,Orhan Kemal ve diğer pek çok değerli toplumcu-gerçekçi sanatçı budan yüz yıl sonrada varolacaklardır.

------Orhan Kemal’in kendi yazdığı senaryolar ve oyunlar olduğu gibi ,sinemaya ve tiyatroya uyarlanan romanlarıda var.Bu konuda sormak istediğim ilk soru, ‘uyarlama’nın yazınsal yapıtlara ne derece bağlı kaldığı üzerine...Yapılan filmler,kitaplardaki usta dilin tadını vermiyor çoğu kez...Bu durumda yapıtın bütünlüğüne bir zarar verilmiş olmuyor mu? Babanızın yazar olarak ,bu filmler üzerine bir denetimi var mıydı,olabildi mi?

Benim genel düşüncem bir edebiyat eseri filme alındığında çok şey kaybeder.Örneğin,babamın bir cümlesi var: “Havada yağmur yüklü bulutlar dolaşıyordu.” Şimdi bu cümleyi nasıl bir film olarak anlatırsınız? Okuduğunuz zaman sizde binlerce sayfalık duygular , okyanuslar kadar genişlik hazzı veriyor;ama kitabı okumadan filmi seyrederseniz,birşeyler ifade edebilir.Babamın senaryosunu yazdığı birçok film hala televizyonlarda oynamakta...Onun kitaplarından yapılan filmler de keza öyle..Burada önemli olan,geniş kesimlere hem yazarı hem işlediği konuları tanıtmak amacı düşünüldüğünde ,bu çalışmalar olumludur denilebilir.Yurtdışında filmi oynayan bir kitap satış rekorları kırar:Ama bizde ise “Yahu filmi seyrettik ,kitabı almaya ne gerek var?” denir.Oysa,okumak başka bir eylemdir.

-------Bugün yapılan bazı dizi filmlerde,babanızın kaleme almış olduğu kitaplardan hem konu olarak hem içindeki tiplemelerden esinlenildiğini(!), ya da açıkça söylemem gerekirse ‘çalındığı’ görüyorum.Siz ne dersiniz?

Bunu yapanların vicdanına bırakıyorum.Şu anda aynı şey devam ediyorsa ,bunu insanların emeğe saygısızlığıyla açıklamanında yetersiz olduğunu düşünüyorum.Hep ben köşeyi döneyim felsefesi ,insanları insanlıktan çıkarıyor.Ama bu şekilde kazandıklarının onlara bir fayda sağlamayacağını bir gün göreceklerdir.

--------Babanızın ölümüyle birlikte bence Türk yazın yaşamında çok önemli bir boşluk oluştu. Özellikle ölüm yılı olan 1970’den bugüne 34 yıl geçmiş, ama ben kitap evine girdiğim zaman bu günü anlatan bir kitap alacağımda aklıma Orhan Kemal ile birlikte birkaç yazar adı geliyor yalnızca. Oysa, hiçbiri yaşamıyor bugün ve verdikleri yapıtlar da en az yirmi-otuz yıl önce yazılmış ...Bunun sırrı nedir?

Bu yazarların duruşudur diyeceğim...Bakın bu röportajı yüz yıl sonra okuyacak birileri bulunursa,o da aynı şeyleri söyliyecektir;çünkü seçtikleri krakterler,toplumlar değişse bile bizim karşımıza başka bir şekilde ama aynen çıkıyor.“Vazife bir sırasında” gözü yine hiçbir şey görmeyecek olanlar, “Bir köfteci dükkan” hayaliyle ömrünü süsleyenler, “Kızına saç tokasıyla tarak” alabilmenin mutluluğuyla havaya uçacak insanlar hep olacaktır.Onurlu insanlar değerli yapıtlar bırakırlar;bunlarında modası geçmez.Sadece görmemezlikten gelinir;ama bir gün, görmeyenler,görmek istemeyenler bile şiddetli bir şekilde onlara ihtiyaç duyarlar ki ,kurtuluşları bu onurlu sanatçıların elinde olur.

-------İkbal Kahvesi’ nden söz etsek biraz da....

İkbal Kahvesi ,babamın İstanbul’da gittiği ,arkadaşlarıyla buluştuğu,sohbet ettiği ,gözlem yaptığı,öykülerini yazdığı ve sattığı birkaç kahveden biri. Nuruosmaniye Caddesi üzerindeydi; ama sonra yıkılıp halıcı dükkanı oldu.Biz de o kahveyi yaşatmak için müze kompleksimiz içinde açtık.Burada müzeyi dolaşan konuklar,soluklanmakta, bir şeyler içmekte,arzu ederlerse kitap alıp okumakta veya babamla ilgili VCD seyrediyorlar.

-------Bugün, Orhan Kemal adını yaşatmak adına yapılan etkinlikler nelerdir?

Babamla ilgili olarak 2000 yılında müzesini açtık.Burası dünyadaki örnekleri gibi uluslar arası bir boyutta.Müzeye gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler bu düşünceden çok mutlular.Ayrıca 1971’den beri Orhan Kemal Roman Armağanı veriliyor.Bu yılda 13 Mayıs’ta 2004 yılı roman armağanını kazanan yazarı açıklayacağız.Geçen yıl uygulamaya başladığımız, “Öğrenciye Şiir- Öğretmene Öykü” yarışması da var...Tüm İstanbul ortaöğretim öğrencileri arasında şiir öğretmenler arsında öykü yarışması devam ediyor.

------Orhan Kemal gibi gerçek bir ustanın oğlu olarak,babanıza yaşamıyla ve sanatıyla baktığınızda genç yazarlar için ve kitap okurlarına söylemek istedikleriniz varmı?

Bugünün yazarları ve geleceğin yazar adaylarına önerim,çevrelerini gözlemlesinler.Böyle masa başında oturarak yaratıcılıklarını köreltmesinler.Öyle zengin bir toplumda yaşıyoruz ki her taraf yaratıcılığa soyunan her türlü olanağı sağlayan malzemeyle dolu..Bunları yoğurmak insanlara,insanlığa örnekler sunmak bu kişilerin elindeyken ,kötü örneklerle uğraşıp zaman kaybetmek yazıktır diye düşünüyorum. “Amcam ,dayım,arkadaşım var,bu kötüyü de cilalar sunarız .” gibi düşünceleri,gerçek yazarlara ,yazar adaylarına yakıştıramıyorum.

Okurlar için de diyeceğim şudur;

Okura,okuruma her zaman inanıyorum.Her türlü yanlış yönlendirilmeye ,ilgisinin dağılmasına rağmen ,suç onun değil...Doğru tercih yapamıyorsa,yaptırılmıyorsa suç onun mu? “İyi kitapları okumuyorsun kardeşim!” de denilebilir.Doğrudur;ama onlar gene her zaman ,herşeye rağmen haklıdırlar.Geç güç,akıllarını yavaş yavaşta olsa başlarına toplayacaklar;iyi güzel aydınlık iyimserlik ve umut dolu kitapları kucaklayarak yarınlarda özgür ve mutlu olacaklar bir gün.Ben buna inanıyorum.

Babamdan alıntıyla sözümü bitirmiş olayım:

“Kara Gün Kararıp Gitmez!”

Bizde teşekkür eder çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Işık Öğütçü kimdir?

Işık Öğütçü ,yaklaşık dört yıldır,babası Orhan Kemal’in günyüzüne çıkmayan belgelerini derleyerek yaşama geçirmekle uğraşıyor.Bu çalışmalar kapsamında yaptıkları:

------Günlük ve Şiirler,”Yazmak Dolu Dizgin” adıyla yayınlandı.

------“Senaryo Tekniği ve Senaryolar” adlı kitap 2003 te yayınlandı.

------Düz yazılar,yarım kalmış yapıtlar...

------Yapıtları ve Orhan Kemal ile ilgili 1970 yılına kadar yazılan yazılar

------Mektuplar,yazılanlar ,yazdıkları...

Şu anda da Işık Öğütçü,dedesi Abdülkadir Kemali ‘nin anılarının yer aldığı kitap üzerine çalışıyor.Osmanlı’nın çöküşü,Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu,siyasi çalkantılar,bu anılarda yer alıyor.Bu kitap da 2004’ün sonuna kadar yayına hazırlanmış olacak.

Orhan Kemal Müzesi İkbal Kahvesi

Adres:Akarsu Caddesi no:32 Cihangir 80060 Taksim-İstanbul

Tel: 0212-2929245 Fax: 0212-2436782

www.orhankemal.org

[email protected]


[email protected]