Ana Sayfa

İnternette Orhan Kemal


Evrensel


 

Yaşama tanıklık eden bir kalem

Türkiye Yazarlar Sendikası ve Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü, önceki gün düzenledikleri “Orhan Kemal Yaşam ve Yapıtları” konulu panelle, Orhan Kemal’i 88. doğum yıldönümünde andılar. Yazar Adnan Özyalçıner’in yönettiği panele, yazar Ferudun Andaç, Öner Yağcı ve Nurer Uğurlu konuşmacı olarak katıldı. Panelde, Yazarlar Sendikası üyelerinin yanı sıra Orhan Kemal’in eşi Nuriye Öğütçü ve oğlu Işık Öğütçü de dinleyiciler arasındaydı.

Panel öncesinde, Kütüphane Müdürü Ayten Şan, Aydın Bilimsel Kültürel Araştırmalar Yayıncılık ve Üretim Kooperatifi’nin (AY-KAR-YAY Aydın Tiyatrosu ) mesajını okudu. “Uzaktayız. Duyarlıyız. O’nun romanlarına, öykülerine ve tiyatro oyunlarına kahraman olmuş; O’nun 72. Koğuş oyununda oynamış, görev almış, kenar mahalle, varoş insanlarındanız. Bizler kendimizi, O’nun insanları olarak duyumsuyoruz” diyerek, güzel günlere olan inançlarını belirtti, AY-KAR-YAY Aydın Tiyatrosu.

Paneli açan yazar Adnan Özyalçıner, yazarın günlüğünden alıntılar okudu. Aile ilişkileri, yaşamı boyunca çektiği geçim sıkıntısı ironik bir dille anlatılıyordu, Kemal’in güncesinde.

Orhan Kemal’in yaşama tanıklık ederek, toplumu aydınlatmaya çalıştığını vurgulayan Ferudun Andaç, Maksim Gorki’yi okuduğu için cezaevine girişini ve burada Nâzım Hikmet’le tanışıp, yazın hayatına düzyazı ile devam edişi konusunda, büyük ozanın kendisini ikna edişini anlattı. Yazarın gözlemlerinin, eserlerine yansıyışını da aktaran Andaç, yazarın “Murtaza” romanını, ahlaki değerlerin irdelendiği en iyi roman, “Hanımın Çiftliği”, “Bereketli Topraklar Üzerinde”, “Kaçak” gibi yapıtlarını da Çukurova’dan yola çıkarak, Anadolu insanının yaşamını sergileyen en iyi örnekler olarak niteledi. Orhan Kemal’in yaşamına uzun süre tanıklık eden yazar Nurer Uğurlu ise yazarla anılarından örnekler verdi.

Sözcükleriyle

Orhan Kemal’i, kendisinin de örnek aldığını söyleyen Öner Yağcı ise yazarı “iyimserliğin ve sevginin yazarı” olarak tanımladı. Yağcı’nın konuşmasının sonunda okuduğu, geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz Rauf Mutluay’a ait sözler ise Orhan Kemal’i bize kendi diliyle anlatıyor: “ ‘Baba Evi’ndeki (1949) ‘Avare Yıllar’ında (1950) bile ‘Önce Ekmek’ (1968) gerçeğine inandığı için ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’ (1954) ‘Ekmek Kavgası’na (1949) girişen ‘Gurbet Kuşları’nın (1962) ‘Kardeş Payı’nı (1967) savunan; ‘İşsizlerin’ (1966), ‘Grev’dekiler (1954) ‘Arka Sokak’ (1966) yaşamlarını dile getiren, namuslu, gerçekçi, ‘Devlet Kuşu’na (1958) önem vermeden onurlu sorumluluklarını sürdüren, ‘Murtaza’ları (1952), ‘Dünya Evi’ne (1960) kendi yiğit seçimleriyle giren ‘Cemile’leri (1952) değerlendiren büyük yazar. ‘Suçlu’ (1957) sayılan ‘Küçücük’ (1960) ‘Sokakların Çocuğu’nu (1963) hoşgörüyle seven, bağışlayıcı, insancı kalem. ‘Eskici ve Oğulları’nın (1967) çilesini, ‘Kötü Yola’ (1969) düşmek zorunda bırakılan ‘Sokaklardan Bir Kız’ (1968), ‘Kanlı Topraklar’ (1963) üzerindeki emek sömürüsüyle ‘Üçkağıtçılar’ın (1969) oyunlarını açıklayan açık sözlü gözlemci... Adının onuru ve anısını değeriyle toplumuna bu kadar borç ödeyen bir yazar.” 


[email protected]