Ana Sayfa

İnternette Orhan Kemal


Cumhuriyet  - Oral Çalışlar - 28.09.2004

Orhan Kemal’in Kalıcılığı

'

                 

           Orhan Kemal beni neden çok etkilerdi? Onun romanlarını okurken nasıl bu kadar çok zevk alır ve kendimi kaptırırdım? Orhan Kemal Adanalıydı. Daha doğrusu, çocukluğu ve ilk gençliği Adana’da geçmişti. Babasının siyasi nedenlerle Suriye’ye kaçmasıyla onun yaşamı da altüst olmuştu. Etkili bir hukukçu, önemli bir siyaset adamı olan Abdülkadir Kemali Bey’in oğlu Orhan Kemal, siyasetin ilk darbesini çocukken yemişti. Sonra kendi yaşamı da hapishanelerle, sıkıntılarla geçmişti.

            Picus dergisi, eylül sayısında Orhan Kemal dosyası hazırlamış. Onun küçük oğlu Işık Öğütçü’yü tanırım. Picus dergisinin bu sayısına yazdığı, 13 yaşındayken yitirdiği babasına ait anıları okurken onu daha iyi tanıdım. Acılarını, küçük yaşta yitirilmiş babanın yokluğunu anlamamak mümkün mü? Işık, edebiyatımızın bu büyük romancısını daha da kalıcılaştırmak amacıyla Cihangir’de Orhan Kemal Müzesi’ni kurdu. O müzede Orhan Kemal’in romanlarındaki sıcaklığı bulabilirsiniz.

            Işık, Murtaza’nın ikinci cildini yazarken Orhan Kemal’i şöyle anımsıyordu:”Murtaza’nın ikinci cildinin nüshalarını yazarken bize evde okurdu. O zaman anladım, yazmıyordu aslında onu yaşıyordu, oynuyordu, kendisi Murtaza oluyordu. Daktilonun başında yazarken de transa geçtiğine inanıyorum ben, Murtaza kişiliğiyle oturup yazıyordu.”

            Işık Öğütçü, babasının yayımlanmamış günlüklerini ve şiirlerini de derledi. “Yazmak Doludizgin” adıyla kitaplaştırılan bu günlüklerde de, Orhan Kemal’in yaşamının inceliklerini görmek mümkün.

            Orhan Kemal’i neden çok severdim: Sanırım öncelikle benim de doğup büyüdüğüm toprakları anlatan romanlar yazdığı için. “Murtaza”lar, “Cemile”ler, bir Çukurova sıcaklığı taşıyordu. Sıradan insanların, içimizden birinin romancısıydı Orhan Kemal, onun için seviyordum. Orhan Kemal, ezilenin, yok sayılanın, eziyet görenin romancısıydı, onların diliydi. Onun için daha çok seviyordum.

            “Bereketli Topraklar Üzerinde” romanındaki isyancı ruh, onun içindeki isyanı, değişimci ruhu da yansıtıyordu. Semih Gümüş, Picus’taki değerlendirmesinde şunlara dikkat çekiyor: “Öte yandan Orhan Kemal, yalnızca insancıl duyarlığıyla anlatılabilecek bir yazar da değil. Başyapıtları Murtaza ve Bereketli Topraklar Üzerinde romanları insanın bambaşka yüzleri olduğunu da anlatır. Murtaza’nın edebiyatımızda yaratılmış en parlak roman kişilerinden oluşunun nedeni, o güne dek hiçbir yazarın düşünmediği, en ayrıksı kişilik, benzersiz bir yaratıcılık ürünü oluşuydu. Bu arada Murtaza’nın ters ahlakının ve bu ahlak içinde oluşmuş dünyasının, Orhan Kemal’i modernizme yaklaştırdığı üstünde durulmadı, bütünüyle onun içine çekmese de.”

            Hilmi Yavuz ise Kant’ın tasvirleriyle Murtaza’yı karşılaştırıyor: “Murtaza’nın, Kant’ın ahlak kuramı bağlamında drama düşmüş somut bir insan tipi sayılabileceğini belirtmiştim... Bu, bir ödevi, herhangi bir kayıt ve şarta bağlı olmaksızın, sadece ödevi olduğu için yerine getirme yükümlülüğüdür. Murtaza da ‘Ödevimi yapmam gerek’ derken, bunun sonuçlarını hesaplamaz... Murtaza trajikomiktir. Ödevi, sadece bir formdan ibaret görmenin getirdiği katılıkla davrandığı durumlarda zorbadır Murtaza; bu katılığı saçmalık kertesine vardırdığı durumlardaysa gülünç! Orhan Kemal, Adana’daki bir fabrikadan Murtaza tipinde bir Donkişot çıkarmıştır, hem de müthiş bir kurguyla!” Romancı İnci Aral, 2002 yılının Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandığı törendeki konuşmasında Orhan Kemal’in romanlarından bir başka özelliğe dikkat çekiyor:” Orhan Kemal’in bence çok önemli bir başka özelliği, Türk edebiyatına ilk kez yaşayan, cinsellikleri olan, kanlı canlı kadınları taşımış olmasıdır. Kendisine kadar, öykü ve romanımızda daha çok geleneksel erkek bakışının ürünü olan ve olay örgüsünün basit taşıyıcısı durumunda kalan kadınlar, onunla tutkulu, yırtıcı, gerçek ve etkileyici kadın tiplerine dönüşmüşlerdir.” Orhan Kemal’in yaşamının önemli bir bölümü hapislerde geçti. Genç yaşta, 56 yaşında Sofya’da yaşamını yitirdi. Onun yaşamının bu kadar kısa olmasının belki de önemli nedenlerinden birisi çektiği sıkıntılar, gördüğü baskılardı. Yaratıcılığı da bu acılardan destek almıştı.

            Picus, dergisini okuduktan sonra, uzun zamandır Orhan Kemal’in romanlarını okumadığımı fark ettim. Şimdi acaba hangisinden başlasam diyorum.

.

 



.


[email protected]