Orhan Kemal, edebiyatımızın çok yazan yazarlarından biridir.
Bu çok yazmada yazarlıkla geçinmesinin payı vardı. Çok
yazması öykülerindeki “aydınlık gerçekçilik” diye
adlandırdığı insanların iyi olmalarının düzene bağlı olduğu,
emeğin değeri vb. öğeleri hiç eksiltmedi.
Öykü, roman ve oyunlarının yanısıra Yeşilçam için de film
öyküleri ve senaryolar yazdı. Bir çok senaryonun
konuşmalarını düzenledi/yeniden yazdı. Bu çalışmalarını
gençlerin yararlanabileceği bir kitap haline getirmekten de
kaçınmadı: “Senaryo Tekniği ve Senaryoculuğumuzla İlgili
Notlar”.
1963’de yayımlanan ve çok az okurun bildiği bu kitap, Türk
sinemasının yalnızca ticari tasalar taşımasının bir
eleştirisi kimliğini de taşıyor. Kırk yıl sonra yeniden
yayımlanan kitabın yeni düzenlemesi Orhan Kemal’in küçük
oğlu Işık Öğütçü’nün. Öğütçü, kitaba Orhan Kemal’in iki
senaryosunu da eklemiş: “Murtaza” ve “Yörük Ali Efe”. (Yörük
Ali Efe senaryosunu , Orhan Kemal Müzesine öykücü Cengiz
Yörük armağan etmiş.)
Bu iki senaryo, Orhan Kemal’in örnek senaryo olarak
kullandığı Metin Erksan’ın “Gecelerin Ötesi” ile hem bir
belgesel niteliği kazanıyor hem de konunun üç ayrı yönden
incelenebilmesini sağlıyor.
Zor olan konudur
Orhan Kemal kitabının Son Söz’ünde “Bilmiyorum bu küçücük
kitap, senaryoyu benden daha az bilenlere faydalı olabilecek
mi? Yukarda zaman zaman belirttiğim gibi, üzerinde gene, hem
de önemle duracağım. Herhangi bir şeyin tekniği
öğrenilebilir. Kolaydır bu. Senaryoda da öyle. Kâğıdı bir
çizgiyle ortadan ayırmak, soluna gereken tariflerini, sağına
sesler, müzik konuşmalar yazmak; bunu yaparken ‘konu’yu
sahnelere, sahneleri de planlara bölmek nihayet bir biçim
işidir, kolaydır. Zor olan, ‘konu’dur sevgili okuyucularım.
Herkes kültürü nispetinde (ölçüsünde/oranında) duyar.
Yaratıcı sanatçıysa herkesten ayrı olarak, istediğini,
istediği biçimde duyuran kişidir. Senaryoda zor olan -öbür
sanat dallarındaki gibi- başkalarına sinema yoluyla
istediklerini duyurabilmektir” diyor.
Bunun için bilgi , kültür yetenekle birlikte felsefenin
gerekliliğini vurgulamaktadır. Orhan Kemal, kitabını
döneminin genç sinemacılarını överek ve sansür anlayışını
eleştirerek sonlandırmış. Günümüzün emperyalizmle boğuşan
sinemacıları için hem yararlı hem tarihsel belge olarak
önemli bir kitap.
|