Tatil bitti. Zil çaldı. Artık öğrenme zamanı. Ayaklarını
sürüye sürüye okul yoluna düzülen sabah mahmuru çocuklar
önce "mecburiyet"i öğreniyor. Hayatın en sinsi ve en inatçı
şartını.
Halbuki mecburiyet sevginin
bir numaralı katili. Mecburen öğrenmek, o yüzden pek de akıl
kârı değil yani.
Sizin bilgeniz bu işe ne der bilmem ama benimki, "Gerçek
olan öğrenmektir. Nereden, nasıl öğrenirsen öğren. Nereden,
nasıl öğrendiğin, diploman, hatta neler bildiğin de önemli
değil. Ne yaptığın önemlidir" diyor, Arkadaş Islıkları'nda.
En sevdiğim Orhan ve en sevdiğim Kemal, Orhan Kemal benim
bilgem. Öğrendiği doğruları söyleyen, yazan ve yaşayan adam.
Sağ olsaydı 91 yaşına basacaktı. 15 Eylül'de. "Sağ olsaydı",
lafın gelişi. Bizim evde adının geçmediği gün yok, mesela.
Yüzbinlerce evde de öyle. Kitap listeleri böyle diyor.
Nihayet. Oysa adı çoktandır hiç anılmayan kanlı canlı bir
alay ahbap var. "Ölü kim?" diye gelin de sormayın.
* * *
Memetcan bu aralar aç kurt gibi okuyor, Orhan Kemal'i.
Tanışmalarındaki gecikmenin müsebbibi, mecburiyet. Seneler
önce anne zoru yüzünden kaçtı. Şimdi, gönüllü yakalandı.
Artık ders diye okuduğu kitapların dikenli dili canını
yaktıkça, Orhan Baba'nın şefkatli kelimelerinde şifa
buluyor.
"Orhan Baba" laubaliliğim, en küçük oğlu Işık'la
muhabbetimizin dilinden. Işık Öğütçü, dostum, kardeşim,
babasının oğlu bir adam. Ama ikide bir Orhan Kemal'i anışım
onun hatırına binaen değil elbette.
Bunu not düşmek bile "Ayıp" ama ayıp çoktan kayıp oldu,
babaannemin dediği gibi. O yüzden kafalara çakmak lâzım.
Koca ustanın benim veya oğlunun torpiline muhtaç
olabileceğini düşünebilen, "Utanç"engelli kafalara.
Ayrıca bilenler bilir, hatır için çiğ tavuk yemek ne kelime,
her haltı yerim lakin bir satır yazmam. Kimisi "Aman ne
mühim şey yaparsın" diye dalgasını geçer, kimisi de "obsesyon"
der. Akıl noksanlığıymış, kalemin namusu diye tutturmak.
* * *
Sahi "Namus" kelimesi kaç kere geçiyor, bilgeliğin el
kitaplarında? Ben sadece özetlerine göz attığımdan
bilmiyorum. Kimseden de duymadım. Veya "Vefa"dan, "Ayıp"tan,
"Utanç"tan ne kadar bahsediliyor?
Ama bunlar insanın hareket kabiliyetini kısıtlayan şeyler,
zaten. "Bireysel mutluluğa" koşarken ayağa takılan engeller.
Demode, out, out of order. Hatta çok banal çooook...
Şu muhabbet açılınca keyfim pek yerine geliyor. Her
köşesinden mizah fışkıran cennet vatanımızda son mavramız da
bu. En iyisi haftaya bu konuya takılmak. "Bilgi"lerden fal
tutar neşemizi buluruz.
* * *
Ördek suya daldı. Zil çaldı. Bu yazı bitti. Şimdi teneffüs
zamanı.
İyi ki doğmuşsun, Orhan Kemal. İyi ki benim bilgemsin. İyi
ki hâlâ bizimlesin.
Hatırlamakta fayda var:
Bilge: Bilgili, iyi ahlaklı, olgun ve örnek (kimse), hakim.
(Türk Dil Kurumu Sözlüğü - Sayfa 294) |