Orhan Kemal'in kaleminden çıkmış bir 3. sayfa haberi
HAYATLA edebiyatın nasıl örtüştüğünü gösteren bir e.posta'yı birlikte okuyalım:
‘‘Sevgili Doğan Ağabey,
Bugünkü Hürriyet'in 4. sayfasının alt köşesindeki haberi okuyunca, babamın ne kadar yaşayan, ne kadar insancıl, gözlemlerinin, yazdıklarının ne kadar gerçekçi olduğunu anladım.
Bu haber, bana, sizin de bildiğiniz Suçlu romanını hatırlattı.
Bir gün Suçlu romanının kahramanı Cevdet'in hayat hikáyesinin Hürriyet'te haber olacağını söyleselerdi inanmazdım. Babamı bir kez daha andım. Sizinle bu duyguyu paylaşmak istedim.
Sevgi ve saygıyla.
Işık Öğütçü.’’
Sözü edilen haberin başlığı şuydu:
‘‘Üvey anneden kaçtı, sokakta donarak öldü.’’
Sefa Göbel adlı bir çocuk, İstanbul-Aksaray'da üvey annesine kızıp evi terk etti, sabaha karşı bir kahvenin merdiveninin altında donarak can verdi.
* * *
AYDINLIK gerçekçiliğin büyük ustası Orhan Kemal'in oğlu Işık Öğütçü'nün bu hatırlatmasından sonra, çözümsüz bir soru zihnime takıldı:
Hayat mı edebiyatı taklit eder, yoksa edebiyat mı hayatı?
Orhan Kemal, kahramanlarıyla, gözlem gücüyle, bugün de okunması gereken bir yazar.
Değişmeyen Türkiye gerçeklerini bütün canlılığıyla, diriliğiyle bizi 50 yıl önce yazdığı bir romanla etkiliyorsa, demek ki eskimemiştir.
Çünkü onun yarattığı kahramanlar, günlük yaşamımızın toplumsal trajedilerinde hálá başrol oynuyor.
Suçlu'nun (1957) kahramanı Cevdet kimdir?
Posta Telgraf'tan emekli İhsan Bey, Haliç'teki bir fabrikanın satın alma memurluğunu yapmaktadır.
Eşinin ölümünden sonra, güzel hizmetçi Şehnaz'la evlenmiştir.
Üvey annenin baskısıyla 13 yaşındaki oğlu Cevdet'i okuldan alıp, işportacı yapmıştır.
Şehnaz, komşusu şoför Ádem'le işi pişirir, İhsan Bey'in sarhoşluğundan yararlanıp fabrikaya ait üç bin lirayı çalarlar.
Cevdet, babasının suçunu üzerine alıp mahkûm olur, daha sonra da gerçek ortaya çıkar ve özgürlüğüne kavuşur.
* * *
BAKİ HOCA (Abdülbaki Gölpınarlı), Orhan Kemal'in kendisini de, eserlerini de çok severdi; Suçlu'nun tefrikasını da her gün heyecanla okurmuş.
Gece evinde okuduğu tefrikadan Cevdet'in hapse gireceğini anlıyor ve uyku tutmuyor, ertesi günü erkenden çat kapı Orhan Kemal'in evine gidiyor.
‘‘Kuzum Orhan’’ diyor, ‘‘Sakın Cevdet'i hapse sokma. Kurtar onu.’’
Orhan Kemal de, Cevdet'in hapse gireceğini, ama gerçek suçluların bulunup onun kurtulacağını söylüyor. Ve verdiği sözü tutarak Cevdet'i kurtarıyor.
* * *
BİR büyük romancıyı, bir büyük bilgini saygıyla anıyorum.
Hayatla edebiyatın nasıl sarmaş dolaş olduğunu, Orhan Kemal'in gücünü, bu yazı bir kez daha hatırlattıysa, işlevini yerine getirmiştir.
|