Ana Sayfa

Milliyet  - Hasan Pulur  - 11.03.2006

 

 

Hayırlı evlat, hayırlı torun

 



TÜRKÇENİN güzel dualarından, temennilerinden biri "Allah hayırlı evlat versin" demektir.
Bu temenniyi özelleştirirsek, "Allah herkese Işık Öğütçü gibi bir oğul ve torun versin!" demeliyiz.
Işık Öğütçü kimdir?
Romancı Orhan Kemal'in oğlu ve Abdülkadir Kemali'nin torunudur.
Orhan Kemal'in kim olduğunu anlatmaktan utanırız, eğer bu memlekette "Orhan Kemal kimdi?" diye soracak varsa, hiç sormasın, daha iyi.
***
PEKİ, Abdülkadir Kemali kimdir?
Orhan Kemal'in babasıdır.
Sayın Taha Toros, Abdülkadir Kemali Bey'i şöyle anlatır:
"İlk devre milletvekili, üç günlük bakan, İstiklal Mahkemesi'nin hem reisi hem sanığı, yaman bir hükümet eleştiricisi, güçlü bir gazeteci, 1930'larda Ahali Cumhuriyet Partisi'nin kurucusu, başkanı, din üzerine eserler yazan bir bilgin, bitkilerin şifasını inceleyen bir kamus yazarı, ceza hukukunda içtihatlara kaynak olan görüşleriyle uzman bir hukukçu ve yakın politika tarihimizin renkli siması ve dinlenmesine doyum olmaz bir hatibi..."
***
IŞIK Öğütçü babası için açtığı müzenin bir köşesini ailesine ayırmış; duvarda dedesi Abdülkadir Kemali Bey'in fotoğrafı, Millet Meclisi'nin verdiği mavzer, kitaplar ve eski yazı bir defter var.
Öğütçü, duvardaki fotoğrafa ne zaman baksa, dedesinin ona "Deftere sıra ne zaman gelecek?" diye sorduğunu duyar gibiydi.
Sonunda karar verdi, "Bu defteri okutacak ve yeni Türkçeye çevirtecekti".
Araştırmacı Yücel Demirel ile arkadaşları defteri okudular. Osmanlı arşivi uzmanı Muhammet Safi'yle yeniden okuma ve Türkçeleştirme işini yaptılar ve defter bir anı kitabı oldu. (x)
***
BİRİNCİ Meclis'in ilk milletvekillerinden ve bakanlarından olan Abdülkadir Kemali Bey hayatı boyunca hak, hürriyet ve demokrasiden yana mücadele verip 1930'larda Ahali Cumhuriyet Fırkası'nı kurar. Partinin hem başkanıdır, hem de çıkardığı "Ahali" gazetesinin sahibidir. Serbest Fırka kapatılıp muhalefet susturulunca, sıranın kendisine geleceğini anlayarak ailesiyle yurtdışına kaçar, sekiz buçuk yıllık sürgün hayatı başlar. Bu, Beyrut, Şam, Halep ve Küdüs'te ve her günü yurt hasretiyle geçen bir süredir. Orhan Kemal "Baba Evi, Avare Yıllar, Cemile, Dünya Evi" adlı romanlarında hem bu yılları, hem babasını anlatır.
İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün yurtdışındaki muhaliflerin dönmelerine sıcak bakması üzerine Abdülkadir Kemali Bey Türkiye'ye döner ve Adalet Bakanlığı'ndan görev ister. Bergama hâkimliğine atanır, sonra da istifa edip Adana'ya gider, avukatlığa başlar. 1949'da Ankara'da vefat eder.
***
GEÇEN gün Celalettin Çetin'in cenazesinde Işık Öğütçü'ye rastladık, müzeyi sorduk, anlattı:
"Müzeye giriş ücretsiz. Babamın arkadaşlarının ve sizin de gittiğiniz İkbal Kahvesi'nin isim benzeri kahvemiz var. Kahvemize gelen de çok yoktur, geçerken kitap alan da çok yoktur. Anlayacağınız, Orhan Kemal'e yakışan parasız pulsuz bir uğraş içindeyiz. Köşeyi dönmek isteyenler dükkânları kiralamak istiyorlar ama, serde fukara geni var, bunları da kiraya veremiyorum. Babam Basınköy'deki evi Halit Çapın'dan borçla satın alınca, 'Kira derdini düşünmeden oturmak ne güzel!' demişti."
***
YAZININ başında ne demiştik?
Allah hayırlı evlat, hayırlı torun versin...
İşte Işık Öğütçü, Orhan Kemal'in hayırlı oğlu, Abdülkadir Kemali'nin hayırlı torunu...
—————
(x) Orhan Kemal'in babası Abdülkadir Kemali'nin anıları; Epsilon Yayınları.
(xx) Orhan Kemal Müzesi, Akarsu Cad., No:32, Cihangir-İstanbul. Tlf:0 212 292 92 45.
 

[email protected]

1