Hasan Âli'yi
bilmeyen, Orhan Kemal'i bilir mi?
ROMANCI
Orhan
Kemal,
babası
Abdülkadir
Kemali
ve oğlu
Işık
Öğütçü
için
yazdığımız
yazıda
şöyle
demiştik:
"Orhan
Kemal'in
kim
olduğunu
anlatmaktan
utanırız;
eğer bu
memlekette,
Orhan
Kemal
kimdir,
diye
soracak
olan
varsa,
hiç
sormasın
daha
iyi!"
Evet,
aynen
böyle
demiştik...
***
AMERİKA'da
oturan
okurlarımızdan
Cevdet
Coşkun'dan
içinde
"Acaba?"
kuşkusu
saklı
bir
e-posta
aldık.
Çok yeni
bir
anısını
anlatıyordu...
Türkiye'deki
dostlarıyla,
arkadaşlarıyla
sık sık
internet
aracılığıyla
görüşüyordu,
bunlardan
biri,
arkadaşının
lisede
okuyan
oğluydu,
ona
nerede,
hangi
okulda
okuduğunu
sordu:
"Hangi
okulda
okuyorsun?"
"Hasan
Âli
Yücel
Lisesi'nde
okuyorum!"
"Hasan
Âli
Yücel
kimdi
biliyor
musun?"
"Okula
adını
vermişler
ama, kim
olduğunu
bilmiyorum!"
Cevdet
Coşkun
delikanlının
şaka
yaptığını
sandı,
oysa
çocuk
okula
adını
veren
"Hasan
Âli
Yücel"in
"müteahhit"
olduğunu
sanıyordu,
onun
için,
okula
adını
veren
kişi
ancak
müteahhit
olabilirdi,
Türk
eğitiminin
unutulmaz
"Hasan
Âli"'si
olacak
değildi
ya!
Cevdet
Coşkun,
"Bari,
bir de
oğlunu
sorayım!"
dedi,
"Babasını
bilmezse
oğlunu
tanır
belki!"
"Peki
Can
Yücel
kim?"
"O da
kim!"
Cevdet
Coşkun
internet
ağzıyla
çocuğu
azarladı:
"Şimdi
google'a
gir,
hemen
öğren,
aksi
takdirde
benimle
chat'leşme,
seni
bloklarım!"
Sanırız
delikanlı
söylenenleri
yapmış;
Orhan
Kemal'in
de, Can
Yücel'in
de kim
olduğunu
öğrenmiştir.
Cevdet
Coşkun
mektubunu
şöyle
bitirmiş:
"Hasan
Âli'yi
bilmeyenler
Orhan
Kemal'i
bilirler
mi?"
Bilirler,
bilirler,
bileni
de
vardır,
bilmeyeni
de...
Ne yazık
ki
bilmeyenler
daha çok
ortada
dolaşıyor.
Bir
örnek
daha...
***
ORHAN
Kemal
Müzesi
Müdürü
Yadigâr
Gülyas,
müzeyi
duyurmak,
ilgi
çekmek
için,
zaman
zaman
bazı
kişileri
arar,
onları
müzeye
davet
eder...
Geçenlerde
"Türkiye'nin
en iyi"
gazetelerinden
birinin,
kadın
yazarlarından
birine
-köşe
yazarı
değil-
mektup
göndermiş,
kendisini
müzeye
davet
etmiş.
Bir süre
sonra
hanım
kızımızdan
cevap
gelmiş:
"Nazik
davetinize
teşekkür
ederim.
Bu
aralar
aşırı
yoğunluğumuz
nedeniyle,
ileriki
bir
tarihte
değerlendirmek
üzere
saklayacağım.
Tekrar
çok
teşekkürler."
Her ne
kadar
hanım
kızımızın
bu
cevabında
Türkçe
bozukluğu
olsa da,
nezaketinden
dolayı,
bunu hoş
görülür
bir
kusur
olarak
değerlendirebiliriz...
Yalnız
hanım
kızımız
bu
cevabı
kime
göndermiş
biliyor
musunuz?
"Orhan
Bey"e...
Yani
yıllar
önce
kaybettiğimiz,
oğlu
Işık
Öğütçü'nün,
anısına
müze
açtığı
Orhan
Kemal'e...
Ehhh,
madem
müzenin
adı
"Orhan
Kemal
Müzesi"ydi,
daveti
de
herhalde
o
yapıyordu,
mazereti
de ona
bildirmek
gerekiyordu!!!
Şair der
ki:
"Cehlin
ol
rütbesi
sehl
olmaz
Tahsilsiz
bu rütbe
cehl
olmaz."
Yani:
"Cehaletin
bu
kadarı
kolay
olmaz
Öğrenim
görmeden
bu kadar
cahil
olunmaz."
***
DÜZELTME-
Pazartesi
günkü
yazımızda
rahmetli
Deniz
Kuvvetleri
Komutanı
Kemal
Kayacan'ın
soyadı
dizgi
hatası
yüzünden
"Kayacak"
diye
yayımlanmıştır,
düzeltiriz. |
|
|
|
|
|
|
|
|