Ana Sayfa

Yeni Bir İş - 09.05.2006 - Nalân Karsan

 

 

HEM OKUDUM HEM DE YAZAMADIM

  

 
 
 
Elbette tabiatım gereği muhalif olanları daha çok sevdim. Muhalefetten kastımın "Bana ne, bana ne, ben öyle istiyorum" diye vara yoğa hır çıkarmak olmadığı malumunuzdur, sanırım. Sırf muhalif olmak için, bilhassa da aydının tanımını böyle yapmak günümüzde moda diye, beyaza siyah diyenlerden de bahsetmiyorum. Sürüden ayrılıp kurda kuşa yem olurken tutarlı sebepleri, sırtlarını yasladıkları ilkeleri olanları tarif etmeye çalışıyorum. İnatları değil ilkeleri...

Mesela, Abdülkadir Kemali Bey yönünü daima hukuka göre çizmiş biri. Ne yapmışsa, ne demişse hukukun terazisinde tartmış. Hâl böyle olunca da çizgisini hiç şaşırmamış. Rüzgârlarla savrulmamış. Hem iktidara muhalifmiş bir dönem hem muhalefete. Milletvekili, bakan ve İstiklal Mahkemesi'nin hem reisi hem sanığı olmuş. Ömrü hapisle, sürgünle, ezayla, cefayla geçmiş.

Haklı mıymış? Bilemiyorum. Çünkü bugünden o döneme bakıp, üstelik resmî tarih bilgisi donanımımla değerlendirmem mümkün değil. Ama başına gelenleri düşününce, memleketimizin öteden beri hukukla pek başının hoş olmadığını görmek için bilgiye değil az buçuk muhakeme kabiliyetine ihtiyaç var, o kadar.

"Orhan Kemal'in Babası Abdülkadir Kemali'nin Anıları" kitabı tarih meraklılarının çok ilgisini çekebilir. Ancak ben kitaptan, bir dönemden ziyade bir portreyi tanıtması açısından yararlandım. Zira okudukça gördüm ki âlem yine ol âlem, devran yine ol devran. Lakin nerede şimdi öyle inançlı ve tutarlı insan? Ve sevgili dostum Işık Öğütçü'ye de dedesinin anılarını derleyip bugünün insanına tutarlılık ve ilkelilik meselelerini düşünme fırsatı verdiği için müteşekkirimem okudum hem de yazamadım

 

 

 

[email protected]

1