Telgraf: “İstanbul 01.11.1957 erkek adamın çocuğu erkek olur bu gece 4 kilo 200 gram olarak teşrif etti ismi Işık hepinize selam eder Orhan Kemal”
Marmara adası tatil dönüşü Fatih/Edirnekapı asfaltı üzerinde yeni taşındıkları Şumnu apartmanı üçüncü kata yıkıldık beş can, hayır altı! Yolda bulup sevip yanımıza aldığımız köpek yavrusuyla altı! Orhan Kemal pek keyifli, Nuriye banyoyu yaktı bigüzel yıkanıp yunduk. Sonra Nuriye başladı o hayranı olduğumuz ünlü çiğköftesini yoğurmaya, Adana usulü. Başladık kadeh tokuşturmaya Orhan’la. “…it, sabahı dar ettiriyor kat sakinlerine! Mızıklanıyor, uluyor ve Nuriye sabahın üçünde sokakta it gezdiriyor!.” (Fikret Otyam/Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektupları/Üçüncü Basım Güniz yayınları, sayfa 287)
Ve 20 Mayıs 2006 sabahı, 4 kilo 200 gram Işık Öğütçü telefon ediyor, yüksek petrol mühendisi Nazım’ın eczacı Kemali’nin ev kadını Yıldız’ın, iş adamı Işık Öğütçü’nün anası, 8 torun sahibi 84 yaşındaki bizim Nuriye’miz, Zincirlikuyu’da mukim Orhan Kemal’in yanına gitmek için ayrılmış aramızdan!. Ağlamak neye yarar? Orhan’ın “CEMİLE” romanı, aslında tastamam Nuriye’dir ve nice romanlarında vardır Nuriye ve Nuriye de hep yaşıyacak Orhan’ın romanlarında.. Bundan kelli “a be Nuriye yoğurasan bi çiğköfte atsak Orhan’la iki tek” diyemeyeceğim!. Orhan çoktan yok bi tek atmaya, şimdi de vefakâr can kadın Nuriye! Peki ne mi var? Acılı/tatlılı/unutulmaz dostluklar ellidört yıllık!.
Az şey mi bu?
|