Ana Sayfa

Zaman - 06.11.2006 - Hüseyin Sorgun

 

 

Eskici Dükkânı satılır; ama...

  

   

 

Toplumsal gerçekçi edebiyatın usta kalemi Orhan Kemal, değişim dönemlerindeki insan profiline detaycı bir ruh incelemesi ile yaklaşmış, bu karakterleri edebiyatla bezeyerek Türk okuruna sevdirmiştir.


Eskici Dükkanı, 8-19 Kasım tarihleri arasında Kağıthane Sadabat Sahnesi'nde izlenebilir.
Orhan Kemal'in Eskici Dükkanı adlı romanı da bu çizginin güzel örneklerinden biridir. Romanından yine kendisinin uyarladığı Eskici Dükkanı oyunu, romanı okuyanlar için ayrı bir tat sunacağı gibi, okuma fırsatı bulamamışlar için de yazarın gözlemlerinin ve çatışma noktalarında yakaladığı karakterlerinin ruh hallerinin bugün hâlâ güncel ve hayatın içinde olduğunun en güzel ispatı olmalı. Eskici Dükkanı, İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda Ergün Işıldar'ın rejisiyle sahneleniyor. Oyunun gala gösterimi geçtiğimiz hafta Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde gerçekleştirildi. Oyunun dekor tasarımı Rıfkı Demirelli, kostüm tasarımı Gamze Kuş, ışık tasarımı Özcan Çelik, efekt tasarımı Levent Akman'a ait. Yoksulluğun her haneye hain bir düşman gibi sinsice sokulduğu zamanlar... Düşmanla kahramanca bir savaş verilmiş, sonrasında sağ kalanlar yurduna yuvasına dönmüştür. Hayat, cephede denkleştirdiği insan tekini, yeni bir dengenin koynuna atarken bu denklikte pay ile payda arasında gelgitler de yaşanacaktır. Bu gelgitleri yaşayanlardan bir tanesi olan Topal Eskici (Metin Çekmez), varlıklı bir ailenin torunu olarak gözlerini açtığı hayatta, ömrünün ileri demlerinde yoksulluğu yaşamaktadır. Fakat, geçmişten tevarüs ettiği güngörmüşlük, her ne kadar çevresince mizahi bir algının halesine alınsa da Topal Eskici'yi ayakta tutan yegane şeydir. Ayakkabı tamirhanesi, iki oğlu, gelini, karısı ve kızını geçindirmeye yetmemektedir. Asabiyeti bundandır. Biraz da yokluğunda türemiş nevzuhur zenginlerden... Arayış ve kayboluş... Hanenin gençleri, yoksulluğun onurlarına dokunduğu bir demde, pamuk işine heveslenir. Geçmişin güngörmüşlüğünü bir kenara itip, onlarla birlikte yol almaya heveslense de dışlanmışlığın verdiği asabiyetle küsüp kabuğuna çekilir Topal Eskici... Cepheye gidişten farklı bir gidiştir bu. Irgat olarak gitmek, şanlı geçmişi gölgelemektedir belki... Fakat, hayatın denkleştirip istiflediği insan kümelerinin yazgısına engel olmak işi değildir ki... Çukurova'da pamuk toplamaya giden yavrularına içi yanar... Giderek artan hayat yükünü yorgun omuzları çekemez. Eski neşesi yoktur artık... Dükkanının bulunduğu sokağa da siner hüznü... Oğullarının onur için girdiği mücadelenin tezadı yanı başında, hanesindedir. Nevzuhur gençliğin temsilcisi Ünal (Mert Turak), düne kadar oğullarından öte bir oğuldur. Saygıda, hürmette kusursuz bir müraidir. Eskici Dükkanı, oğulları ırgatlıktan dönünce, şifa olacak bir önem kazanır. Yabancı'nın parası bol; Topal Eskici'nin ihtiyacı ganidir. Fakat, bu demde önceden teklif veren Göçmen'in parası daha evladır. Çünkü, yabancıdan daha yakındır. Topal Eskici, cephede bir bacağını kaybetmiş bir vatansever olarak, Eskici Dükkanı'nda da sürdürür savaşını. Görece kaybetmiş olabilir belki de; ancak, uzun vadede kazananın kendisi olacağından da emindir... Çünkü, o daracık dükkan, duvarla çevrili bir küçük işyeri değil, vatan toprağından bir parçadır. Eskici Dükkanı, gerek dönemsel gerekse duygusal bir yoğunluğu seyirciye yaşatmayı başarıyor. Topal Eskici'de Metin Çekmez'in, Topal'ın Karısı'nda Ş. Ayşin Atav'ın, Berber rolünde Şevket Avşar'ın, Ünal rolünde Mert Turak'ın oyuna katkıları ve toplamda yakalanmış bir oyunculuk kalitesi ve uyumu ile seyretmeye değer bir oyun. Geçmişten bugüne kaybettiklerimizi hatırlamak isteyenler için...
TİYATRO ELEŞTİRİSİ - HÜSEYİN SORGUN
06/11/2006
 

 


 

 

 

[email protected]

1