Ana Sayfa

İnternette Orhan Kemal


Hürriyet Gazetesi

Özdemir İnce
 

Orhan Kemal ‘‘yumurta topuk’’ giyer

Bir eşleştirme yapacak olursam, Orhan Kemal bizim Maksim Gorki'miz, İgnozio Silone'miz, Emile Zola'mızdır. 

Buna karşın kimileri Orhan Kemal'in, Zola, Gorki ve Silone'nin kendi ülkelerinde sahip oldukları edebî makama sahip olmadığını ileri sürebilir. Yazınsal itibar ne işe yarar, nereden kaynaklanır ve etkinlik alanı nedir? Sanıldığı gibi, çok okunmanın, okur nezninde amigo sahibi olmanın yazınsal saygınlıkla hiçbir ilişkisi yoktur. Bu alanda, kişisel böbürlenmelere icazet veren, 'Renkler ve zevkler tartışılmaz' safsatası da geçerli değildir. Makine yağıyla sütü karıştırıp içeni ya da uyumsuz renkleri bir araya getiren hödük bulamaçcıyı 'zevk sahibi' mi sayacağız?

O misal, 'Bereketli Topraklar Üzerinde', 'Eskici ve Oğulları', 'Cemile' ve 'Murtaza'nın yazınsal varlığından habersiz ádeme Tanrılar bile yardımcı olamaz.

Gerçek yazarlar konusunda 'Unutulmak' fiili geçersizdir. Onlar 'Var'dır. Öylesine vardırlar ki bütün moda yazarların yok oluşlarını görürler.

*

Otomobil ile yazar arasında herhangi bir benzerlik yoktur. Marcel Proust'un ya da William Faulkner'ın dönemine denk düşen otomobillerin şimdiki yeri müzedir, ama gerçek yazarların ancak evleri müze olabilir, yapıtları hayatın içinde yaşarlar ve gerektiğinde hayata müdahale ederler. Bakkalların, süpermarketlerin ve holdinglerin velinimeti müşteridir ama yazarın velinimeti okur değildir. Yazınsal yazarın (şair, romancı, öykü yazarı) bir tek efendisi vardır: Yazarla özdeşleşmiş olan 'Yazı Tanrısı!'

*

Orhan Kemal, 1 Kasım 1957 tarihli günlüğüne yazıyor: '...Saat tam 10. Yani 22. Kemali koşa koşa geldi müjdeyi verdi: Oğlan olmuş, 4 kilo 200 gr...Kemali: -Ağzına sıçtığımın! dedi. Niye kız olmadı!'

4 kilo 200 gram doğan tosuncuk oğlanın babası Orhan Kemal o gün 43 yaş 1 ay ve 17 günlüktü. Günümüz ölçülerine göre genç bir baba sayılır.

Orhan Kemal ertesi gün, 2 kasım 1957, günlüğüne yazıyor:

'957 Türkiyesinin 'Pahalılığı' ile alay eder gibi, dördüncü çocuk babası olarak, yeni güne giriyorum. Hayırlısı.'

*

Adı Işık Öğütçü (yazarın gerçek soyadı) olan, Orhan Kemal'in 4 kilo 200 gram doğan tosuncuğu babasının günlük ve şiirlerinden oluşan 'Yazmak Doludizgin' (Tekin Yayınevi) adlı bir kitabını yayına hazırladı.

'Babamla on üç yılım beraberdi. Ama bu beraberlik bir çocuğun sevgi bağıydı. Baba oğul ilişkisiydi. Orhan Kemal her şeyden önce benim için babaydı. Evde şakalaşan, top koşturan, tavla oynayan - yenildi mi tavlayı kaldırıp atan -, hafta sonlarını ailesiyle birlikte geçirmekten büyük zevk alan insanlık anıtı babam.'

*

Orhan Kemal'in 12.07.956, perşembe günü deftere yazdıkları:

'Kambur kambur üstüne. Bir de çocukların sünneti bindi. Nuriye: 'Haydar sinemasında sünnet yapılacak. Çocuk başına on beş lira' demişti.'

'İyi bir fırsat. İyi bir fırsat ama, otuz papeli denkleştir denkleştirebilirsen. Ev kirasını kardeşim Uğur'dan getirttim. Yüz elli lira. Yüz yirmisi kiraya, otuzu da günlük masraflara gitti. Düşündüm taşındım. Aklıma zavallı kitaplarım geldi. Dört paket halinde sahaflara götürdük Erol'la. Altmış liralık kitabı on beş liraya verdik. Sonra otuz lira da Edip'ten borç aldım. Şair Edip Cansever, çok iyi arkadaş. Mert. Ona da yüz elli lira borçlandım... Borç, borç, borç... Vaziyet şu:

Avukat M.Ali Cimcoz: 1000; S.Eyüboğlu: 400; Uğur: 150; Edip: 150; Lütfü: 20; Melih: 50. Toplam: 1.770.

Belki fazla değil ama beni çok üzüyor. Kitaplarımı satınca öderim belki. Kitapçılar da çok isteksiz. Zaten Remzi'den başka istekli de yok. Şaşılacak şey. Güya tanınmış, sevilen, aranan imzayım.'

*

Orhan Kemal dört çocuklu ailesine sadece kalemiyle baktı. Yapıtlarıyla bir kez, baba olarak da ikinci kez ölümsüz oldu. Merak ediyorum: Günümüzde yaşasaydı borç bulabilir miydi?


[email protected]