Ana Sayfa

Vatan Kitap -  Tolga MERİÇ - 15.03.2007

 

 

Orhan Kemal’in “yeni” kitabı “Önemli Not” ilk baskısını yaptı!

 

 

 

SPOT***

Orhan Kemal’in “Murtaza II” ve “93 Harbi” adlı yarım kalmış romanlarını ilk kez gün ışığına çıkaran “Önemli Not”, yazarın yıllara meydan okuyan düzyazılarını da bir araya getiriyor.

 

            Orhan Kemal’in toplu eserini yazarının adına yakışır bir özenle yayınlamaya başlayan Everest Yayınları, edebiyatımızda örneğine hemen hiç rastlanmayan sürpriz bir çalışmaya imza attı ve Orhan Kemal’in tamamlanmamış iki romanını gün ışığına çıkardı. “Önemli Not” adını taşıyan bu kitap yazarın oğlu Işık Öğütçü tarafından yayına hazırlanmış.

Orhan Kemal’in kitapta yer alan, yarım kalmış romanlarının adları “Murtaza II” ve “93 Harbi”. Kitap, yazarın “Murtaza II”nin dosyasının kapağına düştüğü 2 Nisan 1970 tarihli nottan almış adını: “Önemli Not!.. Bu dosyada Murtaza’nın ikinci cildini yürütecek olan müsveddelerle, 47. sayfaya kadar tape edilmiş bölüm vardır. Tape edilmiş bölüm üç nüshadır. Geziden dönüşte devam edilecektir. (Tabii kısmetse… ki elbette kısmettir.) 2 Nisan 1970, Orhan Kemal.”

Kitap bu “Önemli Not”la, Orhan Kemal’in elyazısıyla açılıyor ve hemen ardından oğlu Işık Öğütçü devralıyor sözü: “Babam o geziden sağ olarak dönemedi ve Murtaza II’yi tamamlamak kısmet olmadı. Ancak onun anısına saygı ve bir büyük yazarın “Tamamlanmamış Eseri” örneği olarak gelecek kuşaklara ve araştırmacılara ışık tutması, kaynak olması amacıyla Murtaza II’yi ve diğer bitiremediği romanı 93 Harbi’ni yayına hazırladım.”

Işık Öğütçü yarım kalan bu romanların düşünce ve konuşma düzeyinde kalan taslakları hakkında bilgiler de veriyor ve okuru hayal kurmaya, bir anlamda yarım kalan bu romanları tamamlaya çağırıyor: “Murtaza II’de babam bize anlattığı kadarıyla, Müfettişler Müfettişi ve Üçkâğıtçı’nın kahramanı milletvekili Kudret Yanardağ ile Murtaza’yı Ankara’da, Meclis’te karşı karşıya getirecekti… Bu kendine özgü davranışları ve söylemleri olan iki insanın Ankara’da neler yapacaklarını, birbirlerine neler diyeceklerini düşünmenizi, hayalinizde hareketlerini canlandırmanızı isterim.”

“93 Harbi”ne ise “Romancının Romanı” da diyormuş Orhan Kemal. Babaannesinden başlayarak Osmanlı dönemindeki Jön Türkleri, aydınların kanunsuzluklara karşı hareketlerini, babasının yaşam serüveni içinde Osmanlı Devleti’nin çöküşünü, Milli Mücadele, Kurtuluş Savaşı’yla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu, babasının siyasi çalışmalarını, yurtdışına gidişini, demokrasiye geçişi, çok partili dönemi, 6-7 Eylül olaylarını ve 1960 İhtilali’ni anlatacağı toplam dört ciltlik bir romanmış tasarladığı. Bu büyük roman üzerinden 10 yıldır çalıştığını belirtiyormuş konuşmalar sırasında…

“Önemli Not” yarım kalmış bu iki romandan başka Orhan Kemal’in birbirinden ilgi çekici düzyazılarını da bir araya getiriyor. Öyle ki, bu düzyazıların bugün daha da değerlendiği, bazılarının birer edebi belge yerine geçeceği rahatlıkla söylenebilir. Örneğin “Sait Faik Üzerine” adlı yazısı. Sait Faik’in ölüm haberini çalıştığı odaya elinde bir gazeteyle giren kızından alınca ne kadar sarsıldığını anlatarak başladığı yazı peş peşe sökün eden duygu ve anılarla okuru da sarsmaya başlıyor. Yazar, Kemal Tahir’le kendisini hastanede ziyarete gittiklerinde kapıda “Beni sevenler, beni ziyarete gelmesinler,” şeklindeki bir notla karşılaştıklarını, Kemal Tahir’in bu duruma “Numara!” dediğini, kendisinin de bunu bir “sanatçı numarası” sandığını itiraf ediyor; “Hani reklam olsun için kendine kıymışa getirenler var ya? O biçim bir şey işte,” diye yazıyor! Ardından da Sait Faik’le ilgili çeşitli anılara açılıyor. Mesela Haldun Taner’in bir gün kendisine öfkeden kıpkırmızı kesmiş bir biçimde “Bu Sait kendini ne sanıyor Allah aşkına?” diye sormuş, sonra da kendilerini edebiyat matinesine götürecek otobüste herkes yerini alınca, Sait Faik’le sevgilisinin en son gelip ayakta kaldıklarını, bunun üzerine Sait Faik’in “Hepiniz boksunuz!” dediğini anlatmış. “Sait bana da mı söylüyorsun? Ben de dahil miyim?” diye sormuş Haldun Taner. “Sen de boksun!” diye karşılık vermiş Sait Faik…Bu çok güzel yazı Orhan Kemal’in “Keşke sağ olsaydı da gene şakalaşsak, birbirimize sövüp saysaydık!” diye bitiyor. Ama elbette, biter bitmez, bu kez de okurun içinde yaşamaya başlıyor. Belki “Önemli Not”un sırrı da tam burada saklıdır… Yarım da kalsa, içimizde sürüp tamamlanan eserlerin büyüklüğünde…


 

 





 


[email protected]

1