Romancı, hikâyeci, tiyatro ve sinema yazarı Orhan Kemal aramızdan ayrılalı, tam 37 yıl oldu. Ancak inatla Kemal'i anmaya devam ediyoruz. Edebiyata gönül vermiş birçok insan, onu öldükten sonra adını duydu, kitaplarını okudu. Peki Kemal'i bugün ve gelecekte de önemli ve anlamlı kılan/kılacak olan ne olabilir?Orhan Kemal'in oğlu Işık Öğütçü, Kemal'in bitiremediği için bugüne kadar yayınlanmamış romanlarıyla, dergi ve gazetelerde yayınlanmış yazı-röportajlarını, makalelerini Önemli Not! kitabında derledi ve kitap geçtiğimiz şubat ayında okurlarla buluştu. Öğütçü, Orhan Kemal'i konuşturarak, dünya görüşünü, sanat anlayışını, yaşadığı ve katıldığı edebiyat tartışmalarını okurlara sunmak için hazırlamış Önemli Not!’u. Kitap, Kemal’in unutulmaz eseri Murtaza’nın devamı olarak düşündüğü Murtaza 2 ile başlıyor. Murtaza 2’yi yazmaya başlayan Kemal, 2 Nisan 1970’de “Önemli Not!”unu düşüyor bir defterine veya kağıdına. Niyeti, hem Murtaza’nın devamını yazmak, hem de 93 Harbi isimli dört cilt sürecek nehir bir roman yazmaktır. Yaşamı ne yazık ki planlarını hayata geçiremeden 2 Haziran 1970’de sona eriyor.
Kemal Murtaza’yı tiyatro oyunu olarak da yazıyor; oyun sahnelendiği dönemde oldukça ilgi topluyor ve seviliyor. Hatırlatalım, Semaver Kumpanya tiyatro topluluğu tarafından geçen yıl tekrar oynanmaya başladı ve hâlâ da oynanıyor Murtaza.
Az önce sormuştuk, nedir Orhan Kemal'in eserlerini bugüne ve geleceğe taşıyan ve taşıyacak olan? Özcesi ne anlatıyor Kemal? Orhan Kemal romancılığını şöyle anlatıyor Önemli Not!'ta:
"... Roman, benim ideolojik anlayışıma göre yazılmıştır... Olaylar özgün bir anlayış içinde verilmiştir... İşçi sınıfı, köylü benim kaynağım, dayanağım olmuştur. Burjuvalaşmış teknik karşısında ezilen, yok olan insanlar benim insanlarım olmuştur... Onların acıları, ekmekleri, benim ekmeğim, benim acım olmuştur... Köyün, köylünün sosyal, ekonomik ve tarihsel çelişkileri, köy işçilerinin, ırgatların direnişleri, çalışma ve yaşam koşulları, benim yaşama ve çalışma koşullarım olmuştur... Köylümün, işçimin, bütün fakir fukaranın amansızca sömürülmesi, soyulması, ezilmesi; insan kişiliğini öldüren, yok eden, insan onurunu ayaklar altına alan, insanın kendini, bedenini ortadan kaldıran çalışması, yaşama koşulları benim kendi dramım olmuştur..."
Orhan Kemal’in romanlarını okuduğunuzda, anlattığı meseleler, üslubu; dildeki akıcılık ve sadelik hemen göze çarpıyor. Öyle ki bu kendine has özellikleri taşımayan eseri yok Kemal’in. Tersine rastlamanız mümkün değil. Orhan Kemal eserlerinde ve söyleşilerinde ısrarla dile getiriyor halkçı bir yazar olduğunu. Kemal edebiyatta yarattığı halkçılığını ‘aydınlık gerçekçilik’ olarak ifade ediyor. Ona göre yazar gerçekçi olmalı, ancak bununla yetinmemeli. İnsanların birey olarak kusurları olabileceğini; ancak ‘toplum bir bütün olarak o kusurların sahibidir’ diyerek genelleştirilemeyeceğini, halkın iyi, olumlu yönlerinin ise genelleştirerek yazmanın, okurlara doğruyu, aydınlığı göstermenin yazarın görevi olduğunu söylüyor. O, halkının ahlaksız, katil, hırsız olmadığını, yaşam koşullarının öyle olmaya zorladığını, ancak halkın bunu genellikle, ne kadar zorda kalsa da genellikle tercih etmediğini belirtiyor. Beri yandan halk içinden çıkmış bir yazar olarak Kemal, -tıpkı kendisi gibi- halkın bir orman olduğunu, nice sanatçıları, kahramanları, insanoğlunun en güzel, en içten, en sevgi dolu halini de barındırdığını görüyor, bunu savunuyor. Ezilen, horlanan, emeği her gün gaspedilen, göçe zorlanan, sürgün edilen tüm onurlu insanların, emekçilerin sesi, soluğu, nefesi olma niyetiyle yazıyor Kemal. Ve başarıyor da.
Önemli Not!, Orhan Kemal denizine yaklaşmak isteyenlere bir araç olarak nitelenebilir. Ancak Kemal’in yaşamı, eserleri üzerine yazılar ve anıları kapsayan, Asım Bezirci’nin Orhan Kemal adlı incelemesi, yazarı tüm yönleriyle tanımak, onu okumaya nereden başlamak gerektiğinin ipuçlarına da veriyor kanımızca. Titiz incelemeci Asım Bezirci, Kemal’in yaşamından başlayarak anlatıyor; yorum katmadan, belgelere dayanarak topladığı görüşlerle yazarı ‘anlattırıyor’. Orhan Kemal hayattayken, hakkında çıkan eleştiri, anı yazılarını kitabına kaynak olarak alan Bezirci, böylece Kemal’i yalnız kendisine değil, yakınlarına, arkadaşlarına, aynı zamanda onu eleştiren, beğenmeyen kişilere de anlattırıyor. 27 roman, 18 hikâye, 2 oyun, 1 anı, 1 inceleme, 1 röportaj kitabıyla Orhan Kemal, söyleyecek sözünün bitmediğini, daha söyleyecek çok sözünün olduğunu söylüyor bize. Nereden mi duyduk, sokaklara, mahallelere, işçilere kulak verin, onlar söylüyor!
|