Ana Sayfa

eczacininsesi.com - Kaya Çınar - 28-03-2006

 

 

        ORHAN KEMAL MÜZESİ

   

 

ORHAN KEMAL 

“Müze” diye başlık attım ama gerçekte bir kültür kompleksi.
Müzesiyle, İkbal Kahvesi’yle ve kitabeviyle, bizlere mutluluk veren bir vaha !

Yaşamı “Ekmek Kavgası”  savaşımı ile geçmiş , gerçekçi edebiyatımızın ölümsüz ustası Orhan Kemal’i gelecek kuşaklara tanıtmak ve yaşatmak için düzenlenmiş bir etkinlik olarak   sunuluyor.
Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal, 15.09.1914 ‘de Adana’da doğdu.
TBMM 1. dönem Kastamonu milletvekili Abdülkadir Kemali’nin oğludur.( Müze’de
Nazım Hikmet ‘in yaptığı portresini görebilirsiniz).  Babasının, Ahali Cumhuriyet Fırkasını kurmasından sonra, gelişen olaylar sonucunda, ailesinin Suriye’ye göç etmesi nedeniyle ortaokulu bırakmış ve Orhan Kemal için “Ekmek Kavgası” savaşımı başlamıştır. Doğduğu şehre dönen Orhan Kemal bir süre işçlik, kâtiplik  yapmış;
askerliğinde 5 yıl hapse mahkum olmuş, Bursa Cezaevinde Nazım’la tanışmıştır.
Toplumcu düşüncelere sahip olmasında ve yazarlığının yetkinleşmesinde bu dönem
çok etkili olmuştur.

“Aydınlık Gerçekcilik” kavramını tüm insanlığa sunan Orhan Kemal, sanat anlayışını,  “İnsanlığın, insanlık tarafından , insanlık için yönetilme çabası adına sanat.” olarak belirtmiştir. ( Varlık/ Ağustos 1970 )

Taksim’den Sıraselviler Caddesine girip, İlk Yardım Hastahanesini 100 metre geçtikten sonra karşılaşacağınız kavşaktan sola dönerseniz ( Akarsu Cad. ) , 150 metre kadar daha yürürseniz, sol kolda No: 32’de Orhan Kemal Müzesi, Kitabevi ve İkbal Kahvesi’ne ulaşırsınız. Üst kat müze olarak düzenlenmiş. Burada, Orhan Kemal’in kullandığı eşyalar, giysiler, eserlerinin ilk orijinal basımları (Türkçe ve yabancı dilde ) ve fotoğrafları sergilenmektedir. Alt kat’taki O.K. kitabevinde ise; Orhan Kemal’in yazdığı ve Orhan Kemal için yazılmış tüm kitaplarını bulabilir ve satın alabilirsiniz. Soluklanıp, mutluluğunuz tadını çıkartmak içinde, İkbal Kahvesi’ne  uğrayıp bir bardak çay içmek, Orhan Kemal’le aynı havayı soluduğunuzu duyumsamak sizinde hakkınız artık.

Kahvelerin, Orhan Kemal’in yaşamında çok önemli yeri vardır. Adana’da Giritlinin Kahvesiyle başlayan tutkusu, İstanbul’da Meserret Kahvesiyle devam etmiştir. Meserret Kahvesi yerini Meserret baklava ve börekçisine bırakınca, Orhan Kemal ve arkadaşları yeni yer arayışından sonra  “Kahvetür – İkbal “ dedikleri Nuruosmaniye’deki İkbal Kahvesi’nde toplanmaya başlamıştır. İkbal, tarihi bir kahvedir. Orhan Kemal’in  babası Meşrutiyet’in, ya da Kanuni Esasi’nin ilanını bu kahvede öğrenmiştir. Namık Kemal’in, Ahmet Rasim’in, Mahmut Yesari’nin de bu kahveden geçtiği söylenmektedir. İkbal Kahvesini yeniden, felsefe öğrencisiyken,    Hasan Âli Yücel ve arkadaşları keşfetmişlerdir. Orhan Kemal İkbal Kahvesi için şunları  söylemektedir :

“ İkbal’de kavgalarımız mı olmadı ?.. İkbal’e bir daha uğramamak yeminiyle kalkıp savuşmalarımız mı?. . Ama, hiç biri tutmadı. . Ne yeminler, tu kakalar, ne de başka semtlerde başka başka kahvelere dadanıp İkbal’i unutmağa çalışmalar. . Bir, iki pek pek üç gün sözünde duranımız, dördüncü gün mutlaka koştu İkbal’e. .

İkbal bizim için evimiz kadar, hatta bir bakıma evimizden çok daha bize yakın oldu. Orada yurt ve dünyanın politik gidişi üzerine az mı fikirler yürütüldü?.. Devlet ve hükümetlerin politikası  az mı yerildi ?.. Buna paralel olarak, edebiyat dedikodularının daniskası mı geçmedi?.. Hikayeciler, şairler, romancılar, herhangi bir piyes, dergiler burada az mı süzgeçten geçti?.. “ (Nurer Uğurlu / Orhan Kemal’in İkbal Kahvesi Cem Yayınları – 1972 )

Orhan Kemal  02.06.1970 ‘ de Sofya’da hastahane’de ölmüştür. Orhan Kemal hastalığı ilerlediğinden konuşamaz duruma gelmiş ve doktorundan kağıt kalem isteyerek son satırları olarak : “ ... EŞE DOSTA SELÂM .. İNANDIĞIM DOĞRULARIN ADAMI OLDUĞUM, BÖYLE YAŞADIĞIM, KARINCA KARARINCA BU DOĞRULARIN  SAVAŞINI DAHA ÇOK SANATIMDA YAPMAĞA ÇALIŞTIĞIM KURSAĞIMA HAKKIM OLMYAN BİR TEK KURUŞ DAHİ GİRMEMİŞTİR...”  diye yazmıştır.

Kısa bir müze ve Orhan Kemal’i tanıtım yazısı olacaktı. Ama geçekte bu;  İstanbul’un ortasında böylesine güzel bir vaha sunduğu için  Orhan Kemal’in  değerli oğlu Işık Öğütçü’ye teşekkür yazısı oldu.

Teşekkürler, Işık Öğütçü.. Her türlü yozluğun, televizyonlarıyla, gazeteleriyle, dergileriyle dayatıldığı bir ortamda, bize nefes aldırdığın için. Halâ güzel şeyler yapılabiliyormuş dedirttiğin için ve bizleri umutlandırdığın için.


 
Kaya ÇINAR

 

 


[email protected]

1