Adana’dan İstanbul’a
gittiğimde, tek amacım
Orhan Kemal’in oğlu Işık
Öğütçü ile görüşmek
olmasa da, O’nu görmeden
dönmeyeceğime dair
kendime söz vermiştim.
Türkçe edebiyata 50’den
fazla eser kazandıran ve
yıllara yayılarak bütün
kitaplarını okuduğum
Orhan Kemal’li oğluyla
konuşmak benim için çok
önemliydi. Öte yandan,
Adana’dan takip ettiğim
kadarıyla, Işık Öğütçü,
babasının sürekli
gittiği ve Türk
edebiyatının renkli
buluşmalarının yaşandığı
İkbal Kahvesi’ni “Orhan
Kemal Müzesi” haline
getirmişti. İkbal
Kahvesi’nde oturup Orhan
Kemal’i konuşmanın
bahtiyarlığı çok şeyden
önemliydi.
Asıl adı, Mehmet Raşit
Öğütçü olan Orhan
Kemal’in doğumunun
üzerinden 93 yıl geçti.
Oğlu Işık Öğütçü,
babasının anısını
yaşatmak ve kültürel
mirasımıza katkıda
bulunmak için örnek bir
çalışma yürütüyor. Asıl
mesleği kimya
mühendisliği olan Işık
Öğütçü’yle, babası Orhan
Kemal başta olmak üzere
Müze’nin faaliyetleri
hakkında konuştuk.
Orhan Kemal
Müzesi’nin geçmişini ve
faaliyetlerini anlatır
mısınız?
Bu gördüğüz İkbal
Kahvesi’ni 2000 yılında
düzenleyerek Orhan Kemal
Kültür Merkezi ve Müzesi
olarak düzenledik.
Amacımız, Orhan Kemal’i
tanımak isteyenlerin
Orhan Kemal’e dair
istediği her şeyi
bulabileceği bir müze
oluşturmaktı. Ayrıca
babamın değerli
hatırasına karşı
sorumluluğumuzu yerine
getirmeyi istiyorduk.
Geride kalan 7 yıl
içinde bunu büyük ölçüde
başardığımızı
düşünüyorum. Çünkü ilk
başlarda gerçekten ciddi
bir tanıtım sıkıntısı
çekiyorduk. Zamanla,
gerek internet sayfası
gerek mekan olarak
burası ciddi bir çekim
merkezi oldu. Öğrenciler
ödevleri için buraya
geliyorlar. Sanatkarlar,
edebiyatçılar yine büyük
ilgi gösteriyorlar.
Müze olarak, Orhan
Kemal’e ait materyaller,
yazılar başta olmak
üzere ne varsa
topluyoruz. Burada
sergiliyoruz. Ayrıca
kitaplarını yeniden
basıma hazırlayarak,
basılmamış eserlerini
toplayarak yayımlamaya
çalışıyoruz. Babamın
vefatından beri verilen
Orhan Kemal Roman
Armağanı’nı da Orhan
Kemal Kültür Merkezi
olarak üstlenmiş
bulunuyoruz.
Müzede Orhan
Kemal ile ilgili neler
bulabiliyoruz?
Burada, Orhan Kemal’in
tüm eserleri,
eserlerinden uyarlanan
filmler, afişler,
babamın çalışma
odasındaki eşyaları,
fotoğraflar ve Orhan
Kemal’in yaşam
serüveninde yer edip
ulaşabildiğimiz ne kadar
materyal varsa
bulabilirsiniz.
Orhan Kemal’le
ilgili belgeler,
materyaller ulaşıyor mu
size?
Bu konuda duyarlı
insanlar var. Bir
fotoğraf, bir mektup ya
da herhangi bir eşya
bulan insanlar bize
getiriyorlar. Biz bu
konuda daha çok
duyarlılık bekliyoruz.
Eminim ki birçok insanda
Orhan Kemal’e dair
belgeler var. Bunların
bize ulaşması demek,
birçok insanla bunları
paylaşmamız demektir.
Orhan Kemal’in
yayımlanmamış eserlerini
topluyorsunuz. “Önemli
Not!” geçtiğimiz
günlerde yayımlandı.
Sırada ne var acaba?
Sırada, babanım
yayımlanmamış mektupları
var.
Babanızla
ilgili yazılanlardan
yüzlerce film senaryosu
yazdığı anlaşılıyor.
Bunları açığa çıkarıp
yayılmayı düşünüyor
musunuz?
Babamın, Senaryo Tekniği
ve Senaryolar adlı bir
çalışmasını
yayımlamıştık. Geriye
kalan senaryoları da
yayımlamayı düşünüyoruz.
Bir yazar için ciddi bir
birikimdir, o
senaryolar. Hem babamın
ekmek kavgasına
tanıklığı açısından hem
de dönemin Yeşilçam
ortamını anlatması
açısından önemli bir
çalışma olacak.
Babanızın çok
üreten bir yazar
olmasına rağmen çok
büyük sıkıntılar
yaşadığını biliyoruz.
Babanız yaşasaydı,
bugün, hala aynı ekmek
derinde mi olacaktı
sizce? Gününü kurtaran
bir vatandaş…
Hayır, öyle olmazdı.
Biz, Cemile romanını 100
bin bastık. Ardından bir
10 bin daha bastık.
İnanılmaz bir ilgi oldu.
Babam bugün yaşasaydı,
el üstünde tutulan ve
daha çok üreten bir
yazar olacaktı. Çünkü,
Orhan Kemal’in önemi
günden güne daha iyi
anlaşılıyor. Sayısız
ziyaretçi geliyor
buraya. Genç kuşak ilgi
gösteriyor. Ödev, tez
hazırlayanlar oluyor.
Sinemacılar geliyor.
Yani, babam yaşasaydı 93
yaşında olacaktı; ama
hak ettiği değeri de
görecekti.
Dedeniz
Abdülkadir Kemali Bey
bir muhalifti. Babanız
Orhan Kemal de siyasal
nedenlerden dolayı
sıkıntılar yaşadı.
Tutuklandı. Dedeniz ve
babanızın siyasal duruşu
ile ilgili en çok neyi
hatırlıyorsunuz?
Dedem ve babamın
yaşadığı sıkıntıları
artık ülkemizin geride
bıraktığını düşünüyorum.
Birçok konuda değiştik.
Bu konuda pek
hatırladığım bir şey
yok; ama babam en son
1966’da köfteci
dükkanında hücre
çalışması (gülüyor)
yapmaktan
tutuklandığında biz evde
günlerce kıvırcık
salatasından başka bir
şey yemedik. Bunu
hatırladıkça babamın
bizim gündelik yaşamımız
idame ettirmek için ne
kadar uğraştığını daha
çok anlıyorum.
Yurt dışında
Orhan Kemal’e ilgi
nasıl?
Babamın, Baba Evi ve
Avare Yıllar kitabı
yakın bir zamanda
Yunanistan’da
yayımlandı. Şu sırada da
El Kızı, Cemile
romanları Suriye’de ve
İsrail’de çevriliyor.
Zamanla bu daha çok
yayılacak ve Orhan
Kemal, çeşitli dillere
çevrilecek. Kültür
Merkezi olarak,
yurtdışında da
çalışmalarımız var.
Orhan Kemal’in yayılması
için bütün imkanları
seferber edeceğiz.
Orhan Kemal
Müzesi olarak belirlemiş
olduğunuz ilk hedef ne?
Şimdi, bakın…Benim bir
borcum var. Türkiye için
çok önemli bir yazarın
oğluyum. Hem evlat
olarak hem duyarlı bir
insan olarak üzerime
düşen bir görev var. O
da Orhan Kemal’in
gelecek kuşaklara
aktarılması için
çalışmak. Benim hedefim
1 milyon kitap, yani 1
milyon insana Orhan
Kemal’i ulaştırmak. Bu
zor bir şey değil.
Başaracağız.
Mazlum VESEK'in
röportajı..
|