Ana Sayfa

Ilk Haber - Mazlum Vesek - 6 Ekim 2007

 

 

“Babam yaşasaydı el üstünde tutulurdu”

 


 

 

Adana’dan İstanbul’a gittiğimde, tek amacım Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü ile görüşmek olmasa da, O’nu görmeden dönmeyeceğime dair kendime söz vermiştim. Türkçe edebiyata 50’den fazla eser kazandıran ve yıllara yayılarak bütün kitaplarını okuduğum Orhan Kemal’li oğluyla konuşmak benim için çok önemliydi. Öte yandan, Adana’dan takip ettiğim kadarıyla, Işık Öğütçü, babasının sürekli gittiği ve Türk edebiyatının renkli buluşmalarının yaşandığı İkbal Kahvesi’ni “Orhan Kemal Müzesi” haline getirmişti. İkbal Kahvesi’nde oturup Orhan Kemal’i konuşmanın bahtiyarlığı çok şeyden önemliydi.

 

Asıl adı, Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal’in doğumunun üzerinden 93 yıl geçti. Oğlu Işık Öğütçü, babasının anısını yaşatmak ve kültürel mirasımıza katkıda bulunmak için örnek bir çalışma yürütüyor. Asıl mesleği kimya mühendisliği olan Işık Öğütçü’yle, babası Orhan Kemal başta olmak üzere Müze’nin faaliyetleri hakkında konuştuk.

 

Orhan Kemal Müzesi’nin geçmişini ve faaliyetlerini anlatır mısınız?

Bu gördüğüz İkbal Kahvesi’ni 2000 yılında düzenleyerek Orhan Kemal Kültür Merkezi ve Müzesi olarak düzenledik. Amacımız, Orhan Kemal’i tanımak isteyenlerin Orhan Kemal’e dair istediği her şeyi bulabileceği bir müze oluşturmaktı. Ayrıca babamın değerli hatırasına karşı sorumluluğumuzu yerine getirmeyi istiyorduk. Geride kalan 7 yıl içinde bunu büyük ölçüde başardığımızı düşünüyorum. Çünkü ilk başlarda gerçekten ciddi bir tanıtım sıkıntısı çekiyorduk. Zamanla, gerek internet sayfası gerek mekan olarak burası ciddi bir çekim merkezi oldu. Öğrenciler ödevleri için buraya geliyorlar. Sanatkarlar, edebiyatçılar yine büyük ilgi gösteriyorlar.

Müze olarak, Orhan Kemal’e ait materyaller, yazılar başta olmak üzere ne varsa topluyoruz. Burada sergiliyoruz. Ayrıca kitaplarını yeniden basıma hazırlayarak, basılmamış eserlerini toplayarak yayımlamaya çalışıyoruz. Babamın vefatından beri verilen Orhan Kemal Roman Armağanı’nı da Orhan Kemal Kültür Merkezi olarak üstlenmiş bulunuyoruz.

Müzede Orhan Kemal ile ilgili neler bulabiliyoruz? Orhan Kemal Muzesi

Burada, Orhan Kemal’in tüm eserleri, eserlerinden uyarlanan filmler, afişler, babamın çalışma odasındaki eşyaları, fotoğraflar ve Orhan Kemal’in yaşam serüveninde yer edip ulaşabildiğimiz ne kadar materyal varsa bulabilirsiniz.

Orhan Kemal’le ilgili belgeler, materyaller ulaşıyor mu size?

Bu konuda duyarlı insanlar var. Bir fotoğraf, bir mektup ya da herhangi bir eşya bulan insanlar bize getiriyorlar. Biz bu konuda daha çok duyarlılık bekliyoruz. Eminim ki birçok insanda Orhan Kemal’e dair belgeler var. Bunların bize ulaşması demek, birçok insanla bunları paylaşmamız demektir.

Orhan Kemal’in yayımlanmamış eserlerini topluyorsunuz. “Önemli Not!” geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Sırada ne var acaba?

Sırada, babanım yayımlanmamış mektupları var.

Babanızla ilgili yazılanlardan yüzlerce film senaryosu yazdığı anlaşılıyor. Bunları açığa çıkarıp yayılmayı düşünüyor musunuz?

Babamın, Senaryo Tekniği ve Senaryolar adlı bir çalışmasını yayımlamıştık. Geriye kalan senaryoları da yayımlamayı düşünüyoruz. Bir yazar için ciddi bir birikimdir, o senaryolar. Hem babamın ekmek kavgasına tanıklığı açısından hem de dönemin Yeşilçam ortamını anlatması açısından önemli bir çalışma olacak.

Babanızın çok üreten bir yazar olmasına rağmen çok büyük sıkıntılar yaşadığını biliyoruz. Babanız yaşasaydı, bugün, hala aynı ekmek derinde mi olacaktı sizce? Gününü kurtaran bir vatandaş…

Hayır, öyle olmazdı. Biz, Cemile romanını 100 bin bastık. Ardından bir 10 bin daha bastık. İnanılmaz bir ilgi oldu. Babam bugün yaşasaydı, el üstünde tutulan ve daha çok üreten bir yazar olacaktı. Çünkü, Orhan Kemal’in önemi günden güne daha iyi anlaşılıyor. Sayısız ziyaretçi geliyor buraya. Genç kuşak ilgi gösteriyor. Ödev, tez hazırlayanlar oluyor. Sinemacılar geliyor. Yani, babam yaşasaydı 93 yaşında olacaktı; ama hak ettiği değeri de görecekti.

Dedeniz Abdülkadir Kemali Bey bir muhalifti. Babanız Orhan Kemal de siyasal nedenlerden dolayı sıkıntılar yaşadı. Tutuklandı. Dedeniz ve babanızın siyasal duruşu ile ilgili en çok neyi hatırlıyorsunuz?

Dedem ve babamın yaşadığı sıkıntıları artık ülkemizin geride bıraktığını düşünüyorum. Birçok konuda değiştik. Bu konuda pek hatırladığım bir şey yok; ama babam en son 1966’da köfteci dükkanında hücre çalışması (gülüyor) yapmaktan tutuklandığında biz evde günlerce kıvırcık salatasından başka bir şey yemedik. Bunu hatırladıkça babamın bizim gündelik yaşamımız idame ettirmek için ne kadar uğraştığını daha çok anlıyorum.

 

 

Yurt dışında Orhan Kemal’e ilgi nasıl?

Babamın, Baba Evi ve Avare Yıllar kitabı yakın bir zamanda Yunanistan’da yayımlandı. Şu sırada da El Kızı, Cemile romanları Suriye’de ve İsrail’de çevriliyor. Zamanla bu daha çok yayılacak ve Orhan Kemal, çeşitli dillere çevrilecek. Kültür Merkezi olarak, yurtdışında da çalışmalarımız var. Orhan Kemal’in yayılması için bütün imkanları seferber edeceğiz.

Orhan Kemal Müzesi olarak belirlemiş olduğunuz ilk hedef ne?

Şimdi, bakın…Benim bir borcum var. Türkiye için çok önemli bir yazarın oğluyum. Hem evlat olarak hem duyarlı bir insan olarak üzerime düşen bir görev var. O da Orhan Kemal’in gelecek kuşaklara aktarılması için çalışmak. Benim hedefim 1 milyon kitap, yani 1 milyon insana Orhan Kemal’i ulaştırmak. Bu zor bir şey değil. Başaracağız.

 

 

Mazlum VESEK'in röportajı..

 


| Mehmet Tanoglu | [email protected]
Bu güzel Röportajdan dolayi sizi kutluyorum. Orhan Kemal de diger degerler gibi ancak yillar sonra ve ölümünden sonra daha iyi anlasilacak. Mücadelesine saygi duyuyor, anisi önünde bir Adanali hemsehrisi olarak egiliyorum. Avrupadan bir Okurunuz! Selamlar Adanaya

 


[email protected]

1