Ana Sayfa

Gaziantep Hakimiyet - Mustafa ASLAN - 10 Mart.2008

 

BABA EVİ, AVARE YILLAR VE HANIMIN ÇİFTLİĞİ’NDE ANLATICI- YAZAR İLİŞKİSİ




ORHAN Kemal’in yapıtlarında anlatıcı yazar ilişkisi çoğunlukla üçüncü tekil kişidir, yani” impersonnel” dir, birkaç birinci tekil kişinin anlatıcı olduğu yapıtını saymazsak.

Baba evi ve Avare Yılların anlatıcısı birinci tekil, Hanımın Çiftliğinin ise üçüncü tekildir. Genelde Orhan Kemal’in yapıtlarında birbirinin süreri olma durumu vardır. Anlatıcının birinci tekil, üçüncü tekil olması anlatıcı yazar benzeşmesini zayıflatmaz.

Bu bağı güçlendiren yapıtların birbirini tamamlayıcısı,süreri olmasıdır herhalde.

Baba evi, Küçük Adamın Notlarının birinci , Avare yıllar ise bu serinin ikinci kitabıdır. Her iki yapıtta da anlatıcı birinci tekil kişidir. Hanımın Çiftliği ‘nde ise anlatıcı “impersonnel” yani üçüncü tekil kişidir. Anlatıcının değişmesi yazarla olan bağinı zayıflatmaz,bu yapıtlarda.

“ Babamın bir adeti vardı : Cuma günleri hepimizi toplayıp kıra götürmek . Bu huyunu memleketten beri hiç sevmedim. Beyrut’da öyle..... Yiyeceklerimizi sepete doldurduk, ver elini Fıstıklı.....”(1)

Vedat Günyol,” Eserlerine önce kendi yaşantısından başladı. Baba evindeki.....hayatının hesabını vere vere ,....”der, “Çalakalem de”,Babaevinde anlatıcı Orhan Kemal ‘in kendisidir. Kimi politik nedenlerden yurt dışına çıkmak zorunda kalmıştır,anlatıcının babası, bu yapıtta. Yazar, “B M M I. Dönem

Milletvekillerinden Abdülkadir Kemali’nin oğlu. Babası, Adana’da kurduğu (1930)Ahali Cumhuriyet Fırkası’nın Bakanlar Kurulu kararıyla kapatılınca Suriye’ye kaçtı”(2). Anlatıcının hemen hemen her şeyi yazarla benzerlik gösterir, Baba evi ve Avare Yıllar ’ da.

“ Lakin amele çavuşu ......Bir lahza boş duranların adete kokusunu alıyor, sövüp sayıyor, taş atıyordu. Bana da bağırdı, sövdü, sonra kocaman bir çakıl fırlattı.

Ne dineliyon, ne dineliyon, ne dineliyon lan! Yomiye veriyok tekmi!

Davrandım nafile .... Bunun üzerine, adam ağır bir küfür savurdu.”(3)

Yazar Hanımın Çiftliği’nde çok iyi bildiği bir çevreyi anlatır. Anlatıcı, Babaevi ve Avare Yıllar’ın tersine 3. Tekil kişidir, aslında yazardır.” Vukuat var “adlı yapıtın sürer,olan Hanımın Çiftliği yoksul köylüyü, fabrika işçilerini, toprak ağalarını, din damlarını büyük bir ustalıkla çizer . Yazarın kendi içinde bulunduğu Türkiye’nin durumunu gözler önüne serer: tarımda makineleşmeyi,politik çalkantıları........”1945’te .... tarımda makineleşme geleneksel üretim ilişkilerini değiştirmeye başlamıştı; az topraklı köylülerle ortakçıları göçe zorluyordu”(4)

Hanımın Çiftliği’nde öne çıkmayan ama örnek okurun hemen ayırt edebileceği politik bir göndergeyi fazla zorlanmadan okura sunar anlatıcı. Romanın bütünlüğü içinde bu hava , anlatıcı-yazar birlikteliğine götürür bizi.

“...Mitingleri görüyordu. Halkın karşı partiye ilgisi, dokuz yüz otuzdan da hızlıydı”(5)

“ Marşal Planı fonundan gelecek tarım makinelerinin tesliminden sonra İstanbul üzerinden İtalya,Fransa,İsviçre’ye gidip çok tatlı bir dinlenmeden sonra.....”(6)

Burada sözceleyen anlatıcı değil, Orhan Kemal’in kendisidir. Romanda dile getirilen görüşlerle hemen hemen aynı.

Her üç yapıtta da, (Baba evi, Avare Yıllar ve Hanımın Çiftliği)yazarla –anlatıcı arasında önemli benzerlikler vardır. Anlatıcıyla yazar aynı kişidir bu kitaplarda.

 

 

 


[email protected]