Yazar Orhan Kemal,
Arkadaş Islıkları
romanında, bir
delikanlının
yaşantısını
anlatırken
çevresinde
yaşananları da
yansıtarak geniş bir
dünya çiziyor. Bir
taşra kentindeki
aileyi tanıyoruz
önce. Baba ölü.
Anne, üç kız bir de
delikanlı. Geçim
zor. Delikanlı
ortaokuldan terk.
Arkadaşları da işsiz
ve serseri. Romanda,
anlatıcı olan
delikanlı, arkadaş
çevresini tanıtıyor,
olayları yansıtıyor.
Buluştukları yer
Sümbül’ün Kahvesi ya
da Berduş
şaraphanesi. Bir
kıza aklını takıp
okulu bırakan
delikanlı, kız için
kendini
bıçaklamaktan
çekinmiyor.
Evlenmesi için iş
bulması gerekiyor.
İş yok. Son çare,
sevgilisine ayrılık
mektubu yazmak. Yine
olmuyor ve bu kez
kız kaçıyor
delikanlıya. Arkadaş
evlerinde barınmaya
çalışıyorlar.
O sırada yaşadıkları
olaylar, romanın can
alıcı noktaları.
Baba dostu Gaffar
Amca (Bebe Ruhi),
göründüğü gibi
değil. Kız kaçırdığı
için önce azarlıyor
delikanlıyı, sonra
da evlerine konuk
ediyor. Niyeti kötü.
İçkili sofrada,
delikanlının
nikâhsız karısına
sarkıntılık ediyor.
Bu nedenle “Kart
Horoz” diye
anılıyor. Delikanlı,
Deli Atıf’tan,
Gaffar Amca’nın
karısını genelevden
çıkarıp evlendiğini
öğreniyor. Ayrıca,
kadın alıp satan
birisi olduğunu da.
Deli Atıf,
delikanlıya bir iş
buluyor.
Demiryolları
İşletmesi’nde,
Kantarcı Osman’ın
yanında, muhasebe
işinde çalışmaya
başlıyor. Onun
oturduğu evin bir
odasına taşınan
delikanlı, bu kez
Kantarcı Osman’ın ev
yaşantısını
anlatıyor.
Kantarcı Osman da
ilginç bir tip.
Karısı Şahinde’nin
elinde oyuncak
olmuş, her dediğini
yapan, bulaşık,
çamaşır yıkayan bir
tip. Çocuklarının da
oyuncağı olmuş.
Futbol maçlarında
kalede durarak gol
yedikçe “Folluk”
olduğu söylenen bir
baba. O sırada,
işletmenin futbol
takımına alınan bir
genç de katılıyor
onlara. Ortahaf olan
Cemal, varlıklı bir
ailenin çocuğu olup
işi serseriliğe
vurmuş. Delikanlıyla
iyi anlaşıyor.
Kantarcı Osman’ı
adam etmeye kararlı.
Hiç içki içmemiş
olan Osman, içki
içince cesaretlenip
karısı Şahinde’ye,
çocuklarına meydan
okuyor, onları dize
getiriyor. Bir
fırtına gibi esiyor
evde. Şahinde,
delikanlının
karısını küçümsüyor,
aşağılıyor. Hamal
kadrosunda, kâtip
parçasının nikâhsız
karısı diyerek
azarlıyor. Kavga
döğüş sonrası bu kez
Çerkez Rasim’in
evine taşınıyorlar.
Bu aile de ilginç.
Çerkez Rasim, Hitler
özentisi içinde olan
birisi. Bu evde,
delikanlıyla karısı
kavga ediyorlar,
delikanlı evi terk
ederken, karısı
yalvarıyor: “Bırakma
beni. Beni kirli bir
paçavra gibi yollama
babamın evine.
Yalvarırım ayrılma
benden.
Arkadaşlarını
unutamıyorsan
unutma, istediğin
zaman bul onları,
gez, dolaş, zilzurna
sarhoş ol, naralar
at sokaklarda. Ama
içkiden başın
ağrıdığı, kustuğun
zaman gel bana,
başını dizime koy.
Başağrısı ilacını
benim elimden iç.
Hastalandığın zaman
seni sabahlara kadar
bekleyeyim.” (s.129)
Delikanlı, karısının
bu sözlerine aldırış
etmeden evi terk
ediyor. Karısı
ortada kalakalıyor
ve izini
kaybettiriyor.
Karısını terk
edişini
sindiremiyor,
arıyor, bulamıyor.
Anne evine dönünce
sevinçle karşılansa
da üzüntüsünü
yenemiyor.
Meyhanenin
şişelerine
sarılıyor, karısını
düşündükçe içiyor,
kendini yitiriyor.
Karısının İstanbul’a
gidip kötü yola
düştüğünü düşündükçe
bunalıma giriyor.
Düşünde, karısının
Sirkeci’de bir
otelde nasıl
kirletildiğini
görüyor. Otel
sahibinin ve otel
kâtibinin, karısını
Beyoğlu’ndaki Kartal
Aile Gazinosu’na
götürüşlerini,
gazino sahibi Zeki
Tunçbilek’in,
karısını ünlü bir
şarkıcı yaptığını
görüyor düşünde.
Serseri arkadaşları,
hasta arkadaşlarını
ziyarete gelip yine
aralarına almak
istiyorlar.
Delikanlı, onlarla
gitmiyor da
Ortahaf’la (Cemal)
bir gazinoya gitmeye
başlıyor. Orada
tanıdığı Güzide’yi
karısına benzetiyor.
Onun yaşamöyküsüyle,
karısınınkinin
çakıştığını
düşünüyor. Gazinoda,
Gaffar Amca’yı daha
iyi tanıyor,
Fabrikatör Yunus
Bey’le birlikte
küçük kızlara bile
sarkıntılık
ettiklerine tanık
oluyor.
Bu arada, Cemal’in
ailesini de
tanıtıyor anlatıcı.
Annesi Nazan Hanımın
ve yaşlı teyzesinin
yaşamöyküsünü de
öğreniyoruz.
Delikanlı, fabrikaya
gidip karısını
aramaya başlayınca
önünde “Yeni
Ufuklar” açılıyor.
Hamdi’nin kahvesinde
tanıştığı işçi
İlyas, delikanlının
yaşamöyküsünü
öğrenince ona sahip
çıkıyor, karısını
bulmasına yardımcı
oluyor. İşçi İlyas,
sosyalist
düşünceleriyle
tanınıyor.
Çevresindeki
işçileri etkiliyor.
Fabrikanın
revirindeki doktor
da, delikanlının
baba dostu olan
doktor. Delikanlıyı
tanıyor ve ona iş
bulmak için söz
veriyor. Delikanlı,
annesinin ölümünü
düşünüyor. O
gidince, kız
kardeşlerinin
durumunu göz önüne
getiriyor. Onlara
yeni bir gelecek
hazırlamak
gerektiğini akıl
etmeye başlıyor. Bu
gelişmelerde işçi
İlyas’ın ve doktorun
etkileri olduğu
gözleniyor. İşçi
İlyas Usta, içki
içerek sıkıntıların
unutulmasına karşı.
Delikanlı, eve
giderken arkadaş
ıslıklarını duyuyor
yine. Arkadaşlarıyla
karşılaşıp
tartışıyor ve
yolları ayrılıyor
artık. Ve bir gün,
revire doktoru
görmeye giderken
karısına rastlıyor.
Parmağında alyans
olan karısı, bir
tamirciyle
evlendiğini,
kendisinin de biçki
dikiş yurdunda
çalıştığını ve
kocasına saygı
duyduğunu söylüyor.
Delikanlıyı
sevdiğini de
söylemekten
çekinmiyor. Ayrılıp
yoluna devam ediyor.
Bundan sonra
delikanlı, fabrikada
çalışarak üç kız
kardeşine ve
annesine karşı
sorumluluklarını
yerine getiriyor,
doğru yolu
bulduğuna, mutlu
olacağına inanıyor.
Yazar Orhan Kemal,
sıradan bir
delikanlıyı, sokak
serseriliğinden
kurtarıp sorumluluk
sahibi olan bir genç
konumuna getirerek
geleceğe umutla
bakılması
gerektiğini
vurguluyor.
Karamsarlığa
düşmüyor, okuyucuya
umut aşılıyor.
“Arkadaş Islıkları”,
herkesin zevkle
okuyacağı bir roman.
Arkadaş Islıkları/
Orhan Kemal/ Everest
Yayınları/ 7. Basım,
Ocak 2008/ 255 s.