Ana Sayfa

Vatan Gazetesi - Mehmet Tezkan - 03.Şubat.2008

 

Orhan Kemal 1941 yılında 2000’i nasıl hayal etmişti!

 


Bugün pazar..

Kasvetli konulara girmemek gerek.. Ama gündem buna izin vermiyor ki..

Hava ağır..

Gergin..

Onbinlerce kişi dün yine ellerinde Türk bayrağı ile Anıtkabir’e gitti..

Üniversite hocaları bölündü..

Gündem türban..

 
***

Özgürlükçü YÖK Başkanı, üniversite rektörlerinin türbanı konuşmasını istemiyor.. Demeç vermelerine, bildiri yayınlamalarına karşı..

Türban, Üniversiteler Arası Kurul’un sorumluluğuna girmezmiş..

Yani rektörleri ilgilendirmez..

Kimi ilgilendirir?

Köşedeki bakkalı mı?

Yarın üniversitelerde doğacak sorunları kim çözecek? Üniversitelerden birinci derecede kim sorumlu?

Rektörler..

Rektörler ama konuşmazlarsa iyi olur..

Özgürlük adına sussunlar..

 
***

AKP milletvekilleri de konuşamıyor..

O niye?

Yasak.. Başbakan yasak koydu.. Meclis’te oy verecekler ama konuşamayacaklar.. Kendi görüşlerini dile getiremiyorlar.. Çok sıkışırlarsa Başbakan’ın söylediklerini tekrarlayabilirler, o kadar..

Seçmen vekilini seçiyor, Ankara’ya gönderiyor, konuşsun diye..

Ama yasak..

Vekil oy veriyor, bu türban konusundaki gerçek fikrini söyleyemiyor..

Şaşta kal..

 
***

Ama herkesin ağzında bir özgürlük lafıdır gidiyor..

Peki özgürlüğün kriteri ne?

Başbakan’ın sözleri, düşünceleri, telkinleri..

Ona uydun mu; özgürlükçü oluyorsun..

Eleştirdirdin mi?

Yasakçı..

Konuşursan yasakçısın..

Susarsan özgürlükçü..

Hadi siz de seçiminizi yapın!

Kimsenin konuşamadığı özgürlükçü demokrasiden yana mısınız değil misiniz..

 
***

Bugün pazar.. Kasvetli konuları bir kenara bırakalım.. Elimde çok hoş bir kitap var.. Orhan Kemal’ın Günlükleri Şiirleri..

Nazım Hikmet en çok ne ile övünürmüş biliyor musunuz?

Kitaptan bir bölüm:

 
***

6 Nisan 943..

Gece. Nazım Hikmet daktilosunun başına geçti. Karısına mektup yazacak. Makineye kağıdı takarken dedi ki:

“Benim hakkımda yazdıklarınızdan en hoşuma gideni hangisi, biliyor musunuz?”

“Hangisi?”

“Daktilodaki ustalığım. Bu o kadar takdir edilsin istiyorum ki”

Kitabın ilk bölümünde günlükler.. İkinci bölümünde Orhan Kemal’in şiirleri var.. İşte onlardan biri..

 
***

2000’e dair

Bin dokuz yüz senesinin

İki bine yerini

Verdiğini

Görmek istiyorum

Ne zevkli şey olurdu seyretmek torunumu

Van üniversitesi’ndeki kız arkadaşlarıyla

Kutbu şimalide kızak kaydığını

Vaşington’da Kapitol bahçesinde

Ren şarabı içip

Çinli dostu Şin- Fo’yla beraber

Şankay’dan haber

Beklemek!

Adana’da gençlik aşımı yaptırıp

Hindistan’da gerdeğe girmek için

Arzuhalsiz müracaat etmek

Hastanelere

Ve duyduğum sevincin

Radyografisini gösterip Hintli karıma

“Sevgilim bak!” demek

Ve Bahrimuhiti Atlasi’de

Karımla beraber zıpkın atmak

Balinalara!

Ne tadına doyulmaz olurdu

Misis’li Çopur Ali’nin

Sorbone’da

“Parçalanan atomun

Sanayiye tatbikine dair”

Konferansını dinlemek

Ve 1941 harbi için

“Ne acayip şey!” demek

Hey gidi 2000 senesi hey

(15.10.1941, Bursa)

 
***

Ağır gündem sizin de içinizi daralttıysa Orhan Kemal’ın şiirlerini tavsiye ederim..
 

 


[email protected]