Ana Sayfa

Uslup.org - Erkan TURAN - 23.01.2008

 

İki Sevgili...



Orhan Kemal öykülerini okuduktan sonra zihnimde Sait Faik ile bir karşılaştırma başladı. Nedenini tam olarak bilmediğim kendinden işleyen bir süreç oldu bu.

Orhan Kemal ve öyküleri şu düşünceleri oluşturmuştu okuma sırasında ve bitiminde:
Öyküler süsten uzaktı ve birbirinin aynıymış hissi veriyordu. Yavandı!…
Edebiyat bu kadar duru, bu kadar katıksız, bu kadar basit mi olmalıydı?…
Yoksulluk bu kadar da olmaz dedirtecek, kör kör parmağım gözüneydi.
Ve Orhan Kemal çok fazla iyi olan bir yazardı.

Evet bu düşünceler rahatsız etmişti beni; böyle basit anlatım, böyle netlik olmamalı ve yazar kendi düşünce ve duygularını yansıtmadan geri planda durmamalı ve böyle iyi kalpli olmamalıydı sanki…Belki de rahatlamak için bir karşı duruş bulmam gerektiği düşüncesinden gelişti Sait Faik’le karşılaştırma fikri.

Ama unuttuğum, belki hızlı düşünmekten kaçırdığım birçok şey olduğunu yavaşlayınca görmeye başladım. Tabi ki öyküleri birbirine benzetecektim. Çünkü bir bakış açısıyla yoğrulduğunu gösteriyordu bu. Öykülerde aynı olan perspektifti, yani olması gerekendi aslında. Orhan Kemal objektifini insana çevirmiş ve o güçlü gözlem yeteneği ile basıyordu deklanşöre…Ortaya çıkan öyküler de çok sahici oluyordu.

Yoksulluk o kadar feci boyutlarda değil miydi? Öyleydi. O zaman böyle yansımasında ne sakınca olabilirdi? Sakıncası olmamalıydı. Çok basmakalıp olacak ama: Acıydı ama gerçekti…Gerçek’ten kaçmaya çalışmıştım, ama yakalanmıştım. Peki her şey tamamdı da bu iyi olma durumu neden batıyordu bana? Tam çözemesem de; sorun, böyle bir ortamda nasıl bu kadar iyi kalınabiliyor olduğuydu… Herhalde kıskandım, karşımda net bir duruş vardı kendimin sergileyemediği. Problem yazarda değil okurdaydı yani…

Sonuçta karşılaştırma ile başladığım süreç, bir karşılaşma ve buluşma oldu. Bir tarafta Sait Faik, bir tarafta Orhan Kemal değildi; zaten aynı tarafta olan iki yazarı haz duyduğum bir süreçle tekrar buluşturmuş oldum. “Orhan Kemal mi? Sait Faik mi?” değil… “Orhan Kemal de, Sait Faik de” oldu sonuç.

Bu buluşmaya ters bir biçim gibi görünse de bir şablon karşılaştırma ile bitireyim, okumanın her bireyde oluşturduğu farklı etkileri de göz önünde bulundurup bana bıraktığı izlenimleri sıralayarak…

Biri Orhan Kemal, diğeri Sait Faik…
Biri Çukurova’dır, diğeri İstanbul.
Biri kara insanıdır, diğeri deniz.
Biri türküdür, diğeri caz.
Biri babadır, diğeri anne.
Biri içeriden gözler, diğeri dışarıdan.
Biri içeride de yazmıştır, diğeri hep dışarıda.
Biri iktidarla göz gözedir, diğeri iktidardan uzakta.
Birinde neyse o’dur, diğerinde acıma vardır.
Biri tam gerçekçidir, diğeri romantik gerçekçi.

Orhan Kemal öyküleri geçtiği dönemi yansıtır ve tarihi belge niteliğindedir, Sait Faik öyküleri herhangi bir zamanda geçmektedir.
Orhan Kemal, Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde Sanayileşmenin ve Kapitalizmin Türkiye’de Sancı ve Etkileri; Sait Faik İstanbul Üniversitesi Edebiyat Bölümü’nde Yaşama Sevinci ve Yazmak çalışmalarına devam etmektedirler. Sait Faik, tabi ki derslere girmemekte ve üniversiteye uğramamaktadır…

Orhan Kemal sevgili, Sait Faik de...İki sevgili...Ne güzel...

Erkan TURAN

 


[email protected]