Ana Sayfa

Uslup.org - Günay Kızılırmak- 21.01.2008

 

Orhan Kemal'i nasıl okumak?



Orhan Kemal’i nasıl okumak deyince, sordum ki kendime: Peki derin acılar söyleyen bir türküyü nasıl dinlemek?.. Türkünün de, her sanat eserinin de insanın ağzının tadını kaçıran bir tarafı yok mudur? Orhan Kemal öyküleri insanın ağzının tadını kaçırır. Öyle midir?

Orhan Kemal’in gerçekliği sade, olduğu gibi gösterişi… Hallere, insanlara, hayatlara ayna tutuşu... Bence yaptığı iş bilimseldir. Onu, bir ağaç büyütüp yetiştirmiş ve o ağacı anlatmakla, tanımlamakla bitiremeyen bir bilim adamına benzetmek isterim. Bilmediklerim için Orhan Kemal’e bakarım.

Orhan Kemal bir de fotoğrafçıdır, gördüklerini siyah beyaz, kare kare göstermiştir. Düşürülenin düşüşünü, düştüğünü ve düşkünlüğünü göstermiştir. Ama daha önemlisi düşenin insan olduğunu anımsatmıştır.

“Garson” öyküsündeki garson, ihtiyaçlarını karşılamak için bahşiş almaktansa “ihtiyaç”sız biri olarak kalmayı seçmiş, çoluk çocuksuz, kadınsız, yalnız olmayı yeğlemiştir. “Üç arkadaş”taki çocuklar kin gütmeyi akıl etmezler, zenginlerin sofrasındaki aşureden nasıl pay alabileceklerinin hesabını yapmaktadırlar. Bir adam vardır ki, zamanında beş yıl mahkûmiyet almasına sebep olan birine nasıl iş bulabileceğini düşünür, yanına oturan kötü kadınla simidinin yarısını paylaşır. Ekmek için köpeklerle yarışan yaşlı kadınlar bile aslında oldukça iyimserlerdir.

Orhan Kemal’i okumak kirlenmektir. Ama bilgiyle ve gerçekle. Bir türkü dinleyelim, bir Orhan Kemal öyküsü okuyalım, biraz içimizden çıkıp dışımıza bakalım.

Günay Kızılırmak ÇETAO

 


[email protected]