Ana Sayfa

Milliyet - Miraç Zeynep Özkartal - 3 Haziran 2008

 

‘Kitaplarını okuduktan sonra aynı kalamadık’

Miraç Zeynep Özkartal

2008 yılı Orhan Kemal Roman Armağanı’nı alan Ayşegül Devecioğlu, “Bizler, Orhan Kemal kitaplarını okuduktan sonra aynı insanlar olarak kalamadık, devrimci olduk. O, dünyanın bu haliyle yaşanası olmadığını gösterdi” diyor

Ayşegül Devecioğlu ödülünü törenle aldı.
 
 

Orhan Kemal anısına düzenlenen 2008 yılı Orhan Kemal Roman Armağanı’na, “Ağlayan Dağ Susan Nehir” adlı romanıyla değer görülen Ayşegül Devecioğlu’na ödülü, dün Beyazıt’taki Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen anma töreninde verildi.
Sunuculuğunu Salih Kalyon’un üstlendiği tören, kütüphane müdürü Abdullah Güven’in hoş geldiniz konuşmasıyla başladı. Güven’in ardından Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü, Orhan Kemal’in İngiltere’de “Baba Evi” ve “Avare Yıllar”, İtalya’da da “Ekmek Kavgası” kitaplarının 4 Haziran’da okuyucuyla buluşacağını müjdeledi.
İngilizce konuşulan ülkelerde ilk kez Orhan Kemal’in iki eserinin okunacak olmasından duyduğu mutluluğu dile getiren Öğütçü, sözlerini, “Orhan Kemal’in insan sevgisi daima sizinle olsun” diyerek bitirdi.

Murtaza canlandırıldı
Törende, Çimen G. Erkol, “Orhan Kemal’in İnsan Dünyası”nı akademik açıdan ele aldı. Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz da babasının Orhan Kemal ile ilgili anılarını aktardı dinleyenlere.
Prof. Türkel Minibaş, “Günümüzde Orhan Kemal Gerçeği”; Orhan Kemal Roman Armağanı Seçici Kurul üyesi Semih Gümüş, “Orhan Kemal ve Roman Armağanı”; Metis Kitap’ın sahibi Müge Gürsoy Sökmen de “Orhan Kemal Roman Ödülleri” başlıklı birer konuşma yaptılar.
Orhan Kemal’in unutulmaz karakteri Bekçi Murtaza ise bir lise öğrencisi tarafından canlandırıldı.
Törenin sonunda Ayşegül Devecioğlu’na ödülünü Orhan Kemal’in büyük oğlu Nazım Öğütçü sundu.
Ayşegül Devecioğlu, “Kuş Diline Öykünen” adlı ilk romanından 4 yıl sonra yazdığı “Ağlayan Dağ Susan Nehir” adlı ödüllü romanında, Naciye Abla adlı bir Çingene emektarı merkeze alarak ‘öteki’ olanın acılarına değiniyor.
Törenin ardından konuştuğumuz Devecioğlu, romanı kaleme alırken, “Ayrıksı bir kültür” dediği Çingene dünyasına bakışını şöyle anlatıyor:
“Yazarlar, insanların acılarını aktarırken kendilerini ya o dünyanın içine ya da karşısına koyar. Ben kendimi o dünyanın içine koyarak baktım ve bunu anlatmaya çalıştım. Çingenelerin binlerce yıllık bir doğa ve hayat algısı, bundan türeyen bir yaşam tarzı var. Kentli ailede yetişmiş biri olarak bu dünyaya tam da vakıf olamayacağım düşüncesinden hareket ettim ve romanı bu anlayamama hali üzerine kurdum.”

Yazarın itirazı
Devecioğlu’nun romanı bir yandan bu iki dünya arasındaki farklılığın altını çizerken, bir yandan da bir itiraz taşıyor. Yazar, bunu, “Bizden farklı kültürleri birkaç kitap okuyup birkaç gözlem yaparak algılayabileceğimize dair bir kibrimiz var. Bu kibre karşı içten bir itiraz” olarak tanımlıyor. “Ağlayan Dağ Susan Nehir”in ithaf edildiği Atiye Abla’nın romana katkısını ise şöyle açıklıyor yazar:
“Naciye Abla karakterine şekil veren Atiye Abla, evimizde çocuklara bakmakla görevlendirilmiş bir emektardı. Atiye Abla’nın gizlemeye çalıştığı çingeneliği, cumhuriyetin ideallerini taşıyan ve pozitivist zihniyete sahip bir ailede büyüyen bizlere görünmeyenin dünyasını açtı. Dünyanın elle tutabildiğimiz, gözle görebildiğimiz şeylerden ibaret olmadığını, bunların hakikati ortaya koyamayacağını öğretti bize.” 

Sanatın devrimciliği
Atiye Abla’nın Devecioğlu’nun belleğinde bıraktığı izler yıllar sonra bir romana dönüştüğünde, romanın başkişisi Naciye Abla, yazarının üslubunu yönlendirmiş. “Bu roman, kendi anlatılmak istediği şekilde kâğıda döküldü” diyor Devecioğlu ve “Önce başka bir tarzda yazmaya başladım, sonra öykü kendi dilini buldu” diye ekliyor.
Anısına verilen roman armağanının 37.sini aldığı Orhan Kemal için ise şunları söylüyor Ayşegül Devecioğlu:
“Orhan Kemal, her zaman çok dikkat ettiğim bir yazar oldu. Bizler, Orhan Kemal kitaplarını okuduktan sonra aynı insanlar olarak kalamadık, devrimci olduk. Çünkü, o kitaplar bize dünyanın bu haliyle yaşanası olmadığını gösterdi. Sanatın devrimciliği de burada zaten.”

 

[email protected]