Ana Sayfa

Evrensel Kitap Eki - Refik Sıla Güvenç - 6 Haziran 2008

 

 

Bir umuttur Orhan Kemal!

 

Refik Sıla Güvenç

 

2008 yılındayız Orhan Kemal aramızdan ayrılalı tam 38 yıl olmuş. Televizyonda yine mevsimlik işçi haberleri... Sokaklarda sabahlayan “Suçlu” olmaya aday bir dolu çocuk yanı başımızda. İşsizlik, yoksulluk alabildiğine yoğun. Her yanımız borçlarını bir türlü ödeyemeyen insanlarla dolu. Yani Orhan Kemal’in eserlerinde anlattıkları hala geçerliliğinden bir şey yitirmiş değil. Sözün kısası; Orhan Kemal artık aramızda değil ama onun insanlarının öyküleri, gündemden düşmüyor. “Ekmek Kavgası” için “Baba Evi”ni bırakan “Gurbet Kuşları”nın öyküsü sürüp gidiyor.

Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü olan Orhan Kemal, 15 Eylül 1914’te Adana’da doğdu. 1931’de Suriye’ye kaçan babasının yanına ailece gidince orta son sınıftaki öğrenimini yarıda bıraktı. 1939’da ‘yabancı rejimler lehine propaganda’ suçundan yargılanarak hapse girdi. Bursa Cezaevi’nde tanıştığı Nazım Hikmet, onun sanat hayatının belirginleşmesinde dönüm noktası oldu. Yazın yaşamına şiirle başlayan yazarımız Nazım Hikmet’in etkisiyle düzyazıya yöneldi. Hapishane yılları, Nazım Hikmet’ten Fransızca, felsefe ve edebiyat dersleri alan Orhan Kemal için adeta bir okul oldu.

Orhan Kemal yazdıklarıyla ev geçindiren gazeteci-yazar kuşağındandır. Onun için hayat ve sanat sürekli iç içe olmuştur. Hayatı sanatla solumaya çalışmıştır hep. Gerçekçilik çizgisinde yürüyüp açık, arı bir anlatımı seçmiş, sadelikten hiç ödün vermemiştir. Yazarın eserlerinde, diyaloglar ve şive hemen göze çarpar. Kişi karakterini direkt ve aracısız bir şekilde okuyucuya yansıtan diyaloglar kısa ama güçlüdür. Şive dikkati çeker. Orhan Kemal, “şive öykünmesini yazarın kendisi yapmıyor, kişiler yapıyor” diyerek yazarın duruma müdahale etmemesi gerektiğini savunur. Orhan Kemal’in anlattığı öykülerde yaşanan an öne çıkar. ‘Nasıl’ anlatacağından çok, ‘neyi’ anlatacağının derdini taşımıştır her zaman. Okur, onun yapıtlarında, yaşanmışlığın verdiği gücü hemen hisseder. Yazar, yaşamın devamlılığını savunur. “Gerçek olan öğrenmektir. Orhan Kemal, “Nereden, nasıl öğrenirsen öğren. Nereden, nasıl öğrendiğin, diploman, hatta neler bildiğin de önemli değil. Ne yaptığın önemlidir” söylemiyle edebiyat alanında kendisine özgü bir yer açtı. “Baba Evi”, “Suçlu”, “Avare Yıllar” da gençliği ve sorunlarını incelerken, “Bereketli Topraklar Üzerinde”, “Hanımın Çiftliği”, “Eskicinin Oğulları”nda Çukurova’yı, ekonomik ve toplumsal değerleriyle birlikte ele almıştır. “El Kızı”, “Gurbet Kuşları”, “Evlerden Biri”, “Bir Filiz Vardı” ve  “Murtaza” isimli romanlarında da büyük şehrin küçük insanlarını anlatmıştır. Fethi Naci, aynı adlı romandan uyarlanan “Bereketli Topraklar Üzerinde”yi en iyi 10 Türk filmi arasında göstermiştir. Orhan Kemal’in birçok eseri Suriye, İsrail ve Yunanistan’da yayımlanmıştır.

Yazar İnci Aral, Orhan Kemal’i şöyle anlatır. “Orhan Kemal’in büyüklüğü, önemi, yakından tanıdığı, sıradan ‘küçük’ insanları güçlü bir dil ve dolaysız bir içtenlikle anlatabilmiş olmasındandır. O, alt sınıfın, sokağın dilini, sesini, duygusunu şiirli bir söylem ve kısa, vurucu yeni bir biçimle edebiyatımıza taşımış, halkın sesini yansıtmıştır. İnsan olmanın hallerini yazarlık vicdanıyla yorumlamıştır. Gerçeği abartmadan, kişilerini gereksiz yere yüceltmeden, en önemlisi yaşama sevincini karatmadan... Bu yanıyla, bir yazarın anlattığı insanları oldukları gibi sevmeyi bilmesi gerektiğini bana ve bir çok yazara öğreten de Orhan Kemal olmuştur.”

Orhan Kemal’in kahramanları yoksul insanlardır. Hayatın alabildiğince yorduğu, bakkala, kasaba olan borcunu bir türlü ödeyemeyen insanlardır anlatılan. Ekonomik koşullar hemen tüm öykülerinde karşımıza yeni bir kahraman çıkarır. Onun yapıtlarında, kötü yollara düşen kadınlar, içkici ve dayakçı kocalar, pamuk tarlalarının sıtmalı işçileri hep bin bir türlü sorunlarıyla gelirler karşımıza. Beş parasız kalınca utana sıkıla kitaplarını satan bir babanın öyküsü çoğumuza tanıdık gelmez mi?

Ama bunun yanında Orhan Kemal’in kahramanları umut etmekten vazgeçmezler. Yaşayan için hayat oldukça umut da vardır. Onun insanlarının hayatlarındaki en güzel şey; yarındır. O, hayata tutunmaya çalışan küçücük insanlar, yarına olan inançlarını ve umutlarını daima korurlar.

Bir gün siz de kendinize biraz zaman ayırın. Mesela bugün. Bir Orhan Kemal kitabı alın elinize, çekilin bir köşeye ve okuyun. İnanın kitap bittiğinde kendinizi daha başka hissedeceksiniz ve yarınlara daha bir başka bakacaksınız.

 

 

[email protected]