Ana Sayfa |
|
Beyoglu - Nisan 2008 - Işık Öğütçü |
BEYOĞLU’NDA YAŞAYAN BİR MÜZE Sanatçıların yaşamları boyunca gezdikleri, çalıştıkları, gözlemledikleri ve eğlendikleri semtleri, caddeleri, sokakları, bu cadde ve sokaklardaki evleri, konuştukları insanları eserlerine taşımaları gerçek sanatçıların vaz geçilmezlerindendir. Beyoğlu, üstad Orhan Kemal içinde göz ardı edilmeyecek semtlerin başında gelir. Hem dolaşıp gözlemlediği mekanları, insanları, olayları yazarak ölümsüzleştirdiği, hem de Türkiye’nin film piyasasısı olan Yeşilçam’dan daima alacaklı olduğu için… “İstanbul’un Beyoğlu’su, Yeşilçam Sokağı türünden, Türk filmciliği prodüktör yazıhanelerinin çokluk bulunduğu Hava Sokağı, Bursa Sokağı, Sakızağacı Sokağı gibi sokaklarda…” (Yalancı Dünya). “Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi’nin kaldırımlarından birindeyim. Önümden işçi kadınlar, kızlar, yaşlı erkeklerle çocuklar akın akın geçiyor…” (Kırmızı Küpeler-Dümenci). Kaldırımında yürüdüğü İstiklal Caddesi’nin kalabalıklığını, insanların işlerine yetişmek için koşuşturmalarını, filmciliğimizi yıllar önce yazdığı öykü ve romanlarıyla Beyoğlu’nu günümüze taşıyordu. “Vız geliyordu Beyoğlu, İstiklal Caddesi durmamacasına akıp geçen dolmuşlarla, troleybüsler, kaldırımlarda omuz omuza kalabalık…” (Önce Ekmek). Beyoğlu’nda dolaşırken gözüne çarpan kahvelerde ona arkadaşları mı seslenmiyordu? “İstiklal Caddesi’ndeki büyük kahvelerden birinin önünden geçiyordum. Cam vuruldu.Döndüm: O !” (Babil Kulesi). Zaman zaman Beyoğlu’nun bilmediği sokaklarındaki meyhaneler, burada içen insanlar yapıtlarının en önemli kısımlarını oluşturuyordu: “İstiklal Caddesi’ne paralel ikinci plandaki arka sokaklardan birinde sigara, kibrit, soğuk bira, Tekel şarabı satan o ufacık dükkanın önünden çok geçmiştim ama günlerden bir gün bir arkadaş alıp götürmeseydi, dükkanın arkasında kocaman bir mağaza olduğunu, yarımşar kiloluk kalın şişelerle açık şarap satıldığını, sıra sıra tezgah başlarında da sakallı sakalsız (…) bütün sinema adamlarını küçümseyen “kaliteli sanat filmleri” üzerine nutuklar çeken “meçhul dahiler”in varlığını nereden bilecektim?”. Şimdi düşünüyorum; babamın eserleri için kelimeler seçip cümleler kurduğu İstiklal Caddesi yine tıklım tıklım, omuz omuza insan seli halinde. Ama cadde taşıtsız, kaldırımsız olarak gemileri yok olmuş tarih öncesi limanları gibi, sadece anılarda ve kitapların sarı sayfalarında yer almaya devam ediyor…Öykü ve romanlarıyla bu semti bize sunan, duygularımızı harekete geçiren bir yazarımızın olması en büyük kazancımızdır. Onun için önemli olan Beyoğlu, ona kucak açarak “Orhan Kemal Müzesi”nin Cihangir’de açılmasına vesile oldu.. Bu edebiyat değerimizin müzesinin Beyoğlu’nda uzun yıllar yaşaması, İstanbul’un bağrında geleceğe taşınması benim ve onu seven halkının en büyük temennilerinden biridir. Işık Öğütçü Orhan Kemal Müzesi |
|
|