Ana Sayfa

Taraf - Özlem Ertan - 3 Haziran 2009

 

Livaneli ödülünü ustasından aldı

 

Zülfü Livaneli, İstanbul Beyazıt’ta düzenlenen törende Son Ada romanıyla lâyık görüldüğü 2008 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü Yaşar Kemal’in elinden aldı.

Zülfü Livaneli, insanların huzur içinde yaşadığı bir adaya emekli bir darbe liderinin yerleşmesinden sonra adada yaşanan olumsuz değişimleri işlediği, alegorik bir tarzın hâkim olduğu Son Ada adlı romanıyla, 2009 Orhan Kemal Roman Ödülü’nün sahibi oldu. Livaneli’ne ödülü, dün Orhan Kemal Halk Kütüphanesi’nde düzenlenen bir törende, Yaşar Kemal tarafından verildi. 

Türkiye’de yazar olmak zor

Orhan Kemal Kültür Merkezi tarafından düzenlenen tören Orhan Kemal şiirlerinin okumasıyla başladı. Ardından Orhan Kemal Halk Kütüphanesi’nin müdürü Ayten Şan, Orhan Kemal’in Türk edebiyatındaki yerini özetleyen bir konuşma yaptı. Daha sonra Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü söz aldı. Öğütçü, “Çok yönlü bir kültür insanı” olarak tanımladığı Zülfü Livaneli’nin Orhan Kemal Roman Ödülü’nün bu yılki sahibi olmasından duyduğu mutluluğu dile getirdi. Sonraki konuşmacı ise gazeteci Nebil Özgentürk idi. Özgentürk’ün konuşmasının ana ekseni Türkiye’de yazar ve aydın olmanın zorlukları üzerine kurulmuştu. Orhan Kemal Roman Ödülü Seçici Kurul Başkanı Tahsin Yücel, Orhan Kemal’in romancılığı ve öykücülüğü üzerine defalarca konuştuğunu ve yazdığını ifade ederek başladı sözlerine. Yazın hayatına şiirle başlayan Orhan Kemal’e düzyazıya yönelmesini salık veren kişinin Nâzım Hikmet olduğu yönündeki rivayeti de aktaran Tahsin Yücel, Orhan Kemal’in şiire ve düzyazıya aynı bakış açısıyla yaklaştığını vurguladı. 
Orhan Kemal’in başyapıtlarından biri olan Murtaza sinemaya uyarlanmış ve aynı adı taşıyan filmde Murtaza rolünü Müjdat Gezen canlandırmıştı. Gezen törende, Orhan Kemal’le nasıl tanıştıklarını anlattı. 12 Eylül döneminde tutuklandığından da söz eden Gezen’in, Kenan Evren hakkındaki ironik ifadeleri gülüşmelere neden oldu. Orhan Kemal’in halka çok yakın ve halk tarafından sevilen bir insan olduğunu, bir anıyla ifade eden tiyatro sanatçısı Salih Kalyon’un ardından edebiyat araştırmacısı Çimen Erkol kürsüye çıktı. Erkol, Orhan Kemal’in yerelden yola çıkarak evrensel olmayı başardığına vurgu yaptı. 
Orhan Kemal’in büyük oğlu Nazım Öğütçü ise “baba dostu” olarak tanımladığı Yaşar Kemal’e ilişkin anılarını aktardıktan sonra, Yaşar Kemal’i kürsüye davet etti. 
Yaşar Kemal şöyle konuştu: “Murtaza, Fransız, Rus, İspanyol romanı olsaydı Don Kişot kadar önemli bir kitap olurdu. Türkiye’de Orhan Kemal’in değeri anlaşılmadı. Türkiye, Yunus Emre, Evliya Çelebi, Karacaoğlan, Nâzım Hikmet gibi değerleri yaratmış bir ülke. Orhan Kemal ve onun gibilerin değeri anlaşıldığı zaman Türkiye, Türkiye olur.” Yaşar Kemal, ölümünün üzerinden 39 yıl geçmesine rağmen hâlâ Orhan Kemal’i anlatan bir kitap yazılmamış olduğunu da sözlerine ekledi.

“Edebiyat şifadır, tedavidir”

Ödülünü Yaşar Kemal’in elinden alan Zülfü Livaneli ise, edebiyatı Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Sait Faik gibi ustaların kitaplarını okuyarak öğrendiğini söyledi. Livaneli, Orhan Kemal hakkında şunları söyledi: “Onun bir yazı sırrı var. İnsanda, türkü söyler gibi kolaylıkla yazdığı izlenimi uyandırıyor.”
Bir süre önce önemli bir rahatsızlık geçiren Livaneli, Orhan Kemal Ödülü’nün kendisine verildiğini hasta yatağındayken öğrendiğini ve bir saat sonra iyileşme belirtileri gösterdiğini anlattı. Livaneli sözlerini, yeni bir edebiyat tanımı yaparak tamamladı: “Edebiyat şifadır, tedavidir”.

 


[email protected]