Orhan Kemal, 39 yıl önce bugün yani 2 Haziran 1970'de
yani 27 Mayıs'ın 10. sene devriyesinden üç beş gün sonra
Bulgaristan'da öldü. Bu topraklardaki en güzel hikayeleri,
romanları yazarak göçtü dünyadan. O'nu hatırlamak dedim,
unutmak mümkün mü?
Bir kere yoksulluğu yazdı. Başı kabak, yalın ayak,
Çukurova'da zulüm gören yoksulları. Karın tokluğuna tarladan
ürün kaldıran garibanları. Has edebiyattı onunki. Kurgu
numaraları bilmez, zorlama anlatım tekniklerinden anlamazdı.
Yine de Türkiye'de roman sanatını salladı, değiştirdi,
çıtayı yukarı çekti. Ondan sonra gelenlere hangi dertlerle
dertlenmeleri gerektiğini hatırlattı.
Cihangir'de müzesi var. Orada paltosunu görmek mümkün.
Yoksul, onurlu bir palto. İşte hepimiz o paltonun içinden
çıktık. Köylerde, fabrikalarda, gecekondularda, çiftliklerde
yaşanan veya yaşanamayan, yaşanmadığı gibi söndürülen
hayatları öğrendik ondan.
Arkadaş Islıkları gibi bir roman ismi olur mu? Olur işte.
Böyle de şiirsel kitapları vardır. Bekçi Murtaza,
çocuklarımıza anlatacağımız bir adamdır. Hapishaneleri Kemal
Tahir ile birlikte anlatmamış adeta fotoğraf sergisi gibi
yazmıştır.
Çok klasik olacak ama Orhan Kemal Türkiye'dir.
|