Ana Sayfa

İnternette Orhan Kemal


Cumhuriyet(14 Eylül 2002)

Işık Öğütçü

 

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN BABA

15 Eylül 1914’te doğmuştun Türkiye’nin ölümsüz sanatçısı Orhan Kemal. Seninle beraber olduğum 13 yıl boyunca bir gün bile senin doğum gününde iyi ki doğdun Baba diyemedim. Çünkü o zamanlar oturduğumuz ufak evlerimizde böyle adet bilinmezdi. Hiçbirimizin doğum günü yoktu. Aslına bakarsan doğum gününde üflenecek ne mumumuz ne de yiyebileceğimiz pastamız vardı. Türkiye’nin ve dünyanın sayılı edebiyatçılarından biriydin ama geçim sıkıntısı çekerdin. En büyük damak zevkimiz bisküvi arasına koyduğumuz lokum, biri de bayramdan bayrama yediğimiz çikolatalardı. Ne kadar parasızdık, Rasih Nuri’ye yazdığın nottaki gibi:

“Rasihçiğim, senaryomun satışı bir anda suya düştü. Sebebini anlayamadım. Sebep her ne olursa olsun mühim değil. Mühim olan sana para veremeyişim. Bununla beraber başka firmalarla temas halindeyim. İlk fırsatta sana olan borcunu ya son meteliğine kadar öderim ya da bir kısmını.

Dün Yaşar’dan yüz liracık istedim ama o da yolsuz. Velhasıl durumlarımız tatsız. Gözlerinden öperim kardeşim. 02.11.1961”

‘Niyetim sekseni aşmak’

Bir gün bile sana şikayette bulunmadık. Her zaman yanında durduk, daha çok okuduk, çalıştık üniversiteler bitirdik. Şu anda bütün çocukların emekli bile oldular. Senin böyle bir güvencen olamadı. Hastaneye yattığın zamanlarda , iyileşmeden evin tenceresinin kaynaması ve bizim geleceğimiz için hemen çalışmaya başlardın.
Ağabeyime mektubunda şöyle yazmıştın:
“Aydan aya yolladığın beş yüzler beni ev kirası derdinden kurtardı ama, bakalım. Elime bolca bir para geçerse’ artık yolama ’ diyebilirim. Henüz hayata atılmış genç bir adamı biraz kendi kazancı ile baş başa bırakmak gene anne babanın vazifesi...

Ayrıca 72. Koğuş oyunumun beş kopyası da şunda bunda kayboldu. Elimde kala kala müsveddesi kalmıştı. Karmakarışık. Oturdum tek dekor içine alarak hemen hemen tekrar yazdım...
Bu kış iki oyun daha yazacağım. Sizlere epeyce miras bırakmak niyetindeyim. Niyetindeyim ama, bu sözlerden anlam çıkarma. Öbür dünyaya hiç niyetim yok. Ne varsa bu dünyada. Niyetim sekseni falan aşmak.

...Seni toptan göreceğimiz geldi. Haa, yeğenin Nil’in bir dişi patlamış. Anasını görme, sevinç içinde. İşte böyle oğlum. Sana enteresan havadislerim yok. Ne yazayım? İki kadehimi ilaç niyetine içtim. Kafam iyi. ” Kötü Yol” romanı yarın değil ise öbür gün biter. ”Arkadaş Islıkları”nı sanırsam Cumhuriyet yayınlayacak. Ekim, Kasım 1966”.

Beni de ne kadar severdin. 1966 yılında söz verdiğin bisikleti bile unutmayıp yıllar sonra aldın. Benim çocuk gözümde ne müthiş babaydın.

Ben senin tüm notlarını, şiirlerini, mektuplarını, yarım kalmış eserlerini, senaryolarını, düz yazılarını derliyor ve kitap için hazırlıyorum. Kitaplarını yeni basımları için tekrar tekrar okuyorum. Her geçen gün yazdıklarına hayranlığım, tutkum bin kat artıyor.

Yıl 2000’e geldiğinde, sağlığında ağabeyimden borç alarak ancak bir evin olmuştu seni yüzyıllar boyunca yaşatmak için ailen olarak bir müze açtık. Müze açılışını eski Kültür Bakanı Sayın İstemihan Talay yaptı ve senin adını sanatınla örtüşen Beyazıt’ta İl Halk Kütüphanesi’ ne vererek bir vefa örneği gösterdi. Yani yıllar sonra devlet de yanındaydı. Yabancı dildeki kitapların Kültür Bakanlığı yayınları arasında çıktı.

Binlerce öğrenci müzene gelerek seni ve yaşantını yakından tanıyor. Tüm gençler güzel Türkçemizi en iyi kullanan, ufak ufacık insanları yaşatan, tüm insanlara yaşama umudu veren candan yazılarını şimdi daha çok seviyorlar. “Halk bir gün anlayacak’

Açmış olduğum müzen ve seninle ilgili yaptığım çalışmalarla sana ve Türk halkına olan borcumu ödüyorum. Senin de inandığın ve birlikte sevdiğimiz Türk halkı; bana da “hayırlı evlat” “vefalı oğul” sıfatlarını verdi.Senin de mektubunda yazdığın gibi:

“Fakir, ezilmiş, zavallı hor görülmüş halkımı ayak altına alacak romanlaraysa milyon verseler önemli değil. Halka, halkıma inanıyorum. Her türlü geriliği, zaman zaman hainliğine rağmen, suç onun değil. Yüz yıllar boyunca ona ne verilmiş ki ne isteniyor. Oyunu, kurtlarına veriyorsa suç onun mu? ’Akrep gibisin kardeşim’ de denebilir. Doğrudur ama onlar gene, her zaman herşeye rağmen haklıdırlar. Geç, güç, lakin akıllarını yavaş yavaş ta olsa başlarına toplayacaklar ve bizzat kendilerinden başka onlara yar olanın bulunmayacağını anlayacaklar bir gün. Ben buna inanıyorum.”

Mektubundaki, insanlarımıza olan inancının ışığında bundan böyle ben de siyasette atılmak sorumluluk almak, bu güzel ülkenin candan insanlarına hizmet etmek istiyorum. Ben ve inandığın halkın sana şöyle sesleniyoruz:
Doğum günün kutlu olsun baba!.


[email protected]