"Bir kitap okudum hayatım değişti”li günlerdeyiz(!) Aynı
zamanda romanların da pek satamadığının farkındayız. Neden acaba?
Önceki yıllarda elimizden romanların düşmediği, su içer gibi roman
okuduğumuz günlerden ne oldu da, nasıl oldu da bugünlere geldik?
Sorularla sizi yormak değil amacım. Sizlere okuduğum “Orhan
Kemal’in Romanlarında Modernleşme Birey ve Gündelik Hayat”* adlı
incelemeden söz edeceğim. M.
Nuri Gültekin’in incelemesi. Daha doğrusu aynı adı taşıyan bir
doktora çalışması. Ege
Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde sunulmuş. Eğitim
Sentarafından 3 ayda bir yayımlanan Hakemli
Dergi Eğitim Bilim Toplum’daki makalesinden tanımıştım
Gültekin’i. Doktora çalışmasından yararlanarak bir makale
göndermişti. Yayımlanmıştı hakem sürecinden kolayca geçtikten sonra. Ürün
Yayınları yöneticisi Metin
Turan’a teşekkür etmeliyim öncelikle böylesi hacimli ve doğru
bakış açısına sahip, Orhan Kemal’in gerçek değerini veren bir
incelemeyi yayımladığı için. Çünkü günümüz yayıncıları –birkaçı
dışında- artık yayın politikalarını “Çok
Satan” yapıtlara
yöneltmiş durumda…
Gültekin; incelemesine “Orhan
Kemal’in Türkiye’nin politik, ekonomik, sosyal modernleşme sürecinin
bir bölümünü yaşayan biri olarak toplumsal değişimi romanlarında
nasıl ortaya koyduğunu anlamaya çalışmak”(s.9) amacıyla
yola çıkmış. Bu yolda yürürken Orhan Kemal’in “…romanlarındaki
dünyanın bu denli renkli ve zengin olabileceğini”(s.9) tahmin
bile edememiş. Gültekin;“Otobiyografik Romanlarda Toplumun
Değişimi ve Çözülme” başlığı
altında “Baba Evi”,
“Avare Yıllar” ve “Cemile” romanlarını
incelemiş. “El Kızı”,
“Eskici Dükkanı”, “Murtaza”, “Vukuat Var”, “Hanımın Çiftliği” ve “Kanlı
Topraklar” romanlarıyla
da“Anadolu’daki Değişimin Topraktaki Yansıması-Kırsalda Büyük
Dönüşüm ve Çözülme”yi irdelemiş. “Kırdan
Kente Akış, Göç ve Zıtlıklar” ise, “Bereketli
Topraklar Üzerinde” “Gurbet Kuşları”nda ele alınmış. “Kentte
İnsan (Yeşilçam Olgusu)”, “Gâvurun Kızı”nda işlenmiş.
İncelemeyi değerli kılan başlıca nedeni şu birkaç saptamada görmek
kolayca olanaklıdır: “Orhan
Kemal, bir köy romancısı değildir. Onun anlattığı köy, toplumsal
dönüşümün, kapitalist ilişkilerin, toprak kavgalarının, sömürülen
insanların yani köylülerin dış dünyayla karşılaşma olgusunun
romanıdır. Klâsik anlamda, taraf olmasına rağmen, gerçekliği
yansıtmada da asla ütopik davranmaz.”(s.19), “Orhan Kemal,
romanlarında, zamanı, mekânı ve bireyi toplumsal koşullarla
ilişkilendirir. Birey, sosyolojik olarak, zamanının nesnel
duvarıyla, somut gerçeklikle karşılaşarak parçalanır ki, bu da
toplumsal değişimi yaratan etkenlerden başka bir şey
değildir.”(s.22)…
Orhan Kemal’in romanlarının yeniden basılıyor ve de okunuyor olması
bizlere yerinin hâlâ doldurulamadığını anlatmaktadır.
Günümüz roman yazarları, acaba bundan bir pay çıkarabilirler mi?
Bir sosyoloğun gözünden ve bilincinden Orhan Kemal’i dosdoğru
anlayabilmek, Orhan Kemal’in değerini kavrayabilmek için
ilgilenenlere M. Nuri Gültekin’in bu incelemesini özellikle
öneririm. Bilmem önerim tutulur mu?
24 Haziran 2009
* Orhan Kemal’in Romanlarında Modernleşme, Birey ve Gündelik
Hayat; İnceleme; M. Nuri Gültekin, Ürün Yayınları, İlk Basım,
Mart-2007, Ankara.
|