Ana Sayfa | |||
İnternette Orhan Kemal |
|||
|
|||
Cumhuriyet (4 Haziran 2002) |
|||
|
|||
‘ORHAN KEMAL’ İN İKBAL KAHVESİ... ‘Orhan Kemal Roman ödülü‘ bu yıl Selim İleri’ ye AKM‘ de yapılan coşkulu bir törenle verildi... AKM’ nin koca salonunu gençler tıklım tıklım doldurmuşlardı; ön sırada –medyanın değil- edebiyatın ve sanatın değerleri oturuyorlardı... İlk sözü alan Kültür Bakanı İstemihan Talay bir gerçeğin altını çizdi: “Orhan Kemal yalnız edebiyat sanatındaki yaratıcılığını halka yansıtmakla kalmamış en büyük kültür varlığımız olan Türkçemizi tüm özgünlüğüyle gelecek kuşaklara aktaran bir yazar olmuştur.” “Kominizm tehlikesi” güdülenmesiyle körleştirilmiş siyasi iktidarların, devlet adına Orhan Kemal’ in canına okuması, geçmişlerde kalmıştı; Talay doğruyu, güzeli, çağdaşlığı dile getiriyordu. Bir ömür boyu romancının yaşamıyla özdeşleşen Nuriye Öğütçü yanımda oturuyordu; Çaktırmadan yan gözle baktım; Nuriye Hanım’ ın gözlerinde mutluluk pırıltısı çakıyordu... Konuşmalardan sonra Nuriye Hanım ödülü Selim İleri’ ye verdi. Selim İleri, geçmişi edebiyatla geleceğe bağlayan bir yazar; Cumhuriyet’ teki köşesinde kalem sahibi; Orhan Kemal ödülü için birebir... Nurer Uğurlu’nun kitabı elimde: “Orhan Kemal’ in İkbal Kahvesi” İkinci baskısı çıktı. ’Kahve’ Orhan Kemal’ in yaşamında belki evinden çok yer tutuyor... Masaları mermerden, aynaları tozlu, çayları burk eski kahveler... Kahvehane.. Hapishane.. İkisi arasında gıllıgışlı çaprazda yaşayan gelgitlerle kırılmış, dökülmüş, tükenmiş, yok olmuş, hiçleşmiş milyonlarca kişi arasında kendisi nasıl kurtarabilmiş Orhan Kemal? Bir rastlantı.. Mahpushane Üniversitesinde, Nazım Hikmet’ in kürsüsünde, doktorasını vermiş Raşit Öğütçü... Orhan Kemal olmuş.. Nazım’ a rastlamasaydı? Kim bilir?.. Bugün ortalama üç yıl eğitimle kendi kendisini kurtarmak için çırpınan milyonların hal-i-pür meali seçkinlerimizi ilgilendiriyor mu? Yok olup gidenlerin arasında –fırsat bulsalardı- kim bilir neler yapıp üretebilecek yeteneklerin kaç kişi olduğunu hesaplamak olanağı var mı? Acımasız bir değirmen taşı insanlarımız öğütüp yok ediyor... Dünden bugüne farkımız şu: Bugün bu durumu doğal sayıyoruz; yitip giden insanlarımızı düşünen, dinleyen beri gelsin... Tarihimizde matbaa yoktu, gazete yoktu, resim yoktu, heykel yoktu, roman yoktu!... ’Bireycilik’ tezgahından geçmeden, ’toplumculuk’ a özendik!... Orhan Kemal bu çelişkili fırtınanın yarattığı olağanüstü yazar kimliğiyle edebiyatımızda romanın özgün bir örneği... ‘İkbal’ ne demek?.. Hayatında ‘ikbal’in yalnız kahvehanesini görebilen Orhan Kemal’ e borcumuz büyük... Ancak gariptir.. Biz ona ödül vermedik; ama, o ölümünden sonra yazılarımıza ödül dağıtıyor... |
|||
|
|||