Işık
Öğütçü – Milliyet Kitap Ropörtaj
Dizilerin ilgi görmesi senaryonun başarılı yazılması işidir. Önemli
olan senaristlerin Orhan Kemal’in dünyasına ne kadar
girebildikleridir. Bizim dikkat ettiğimiz nokta, Orhan Kemal’in
dünya görüşüne halel gelmemesidir. Tam tersi bir durum olursa sektör
eleştirir zaten, kabul etmek mümkün değildir. O zaman biz de
eleştirir, gereğini yaparız.
Kitap, dizi, film mantığı birbirinden çok farklıdır. Çok iyi bir
senarist diziye kitabın her sayfasından beş, on bölüm kaynak
yaratabilir. Mantıklı eklemeler, çıkarmalar yapabiliyorsa dizide bu
durum sırıtmayabilir. Buna çok dikkat etmek lazımdır.
TRT için çekilen “Hanımın Çiftliği” kitaba belki daha yakındı. Altı
bölüm olarak yapıldı. Ama onda da dönem olarak 1960’lı yıllar temel
alınmıştı. Bugünün dizisi ise 1950’li yılları yani kitabın dönemini
yansıtıyor. Bu da dizinin genelinde bir fark yaratıyor. Bu açıdan
bana sorarsanız diziyi olumlu buluyorum.
Telif hakkı sizin yapımcıyla yaptığınız anlaşmaya bağlı. Telif
olarak bölüm başına da alabilirsiniz, ya da dizinin bütünü üzerinden
bir rakam belirlersiniz. Aile adına görüşmeleri ben yapıyorum. Ondan
sonra da aileye yapılan teklifi sunuyorum. Herkesin görüşü
doğrultusunda da anlaşma sonuçlanıyor.
İlk iki bölümün senaryosunu okudum, kurgusunu uygun gördük. Aile de
onayladıktan sonra çekimlere başlandı.
Dizi uygulaması gereği senaryoda birtakım eklemeler, çeşitli
karakterlerin daha öne çıkması olabilir. Üstat yaşasaydı, Muzaffer
Bey’in kardeşi Halide’yi belki kitapta kendisi de kullanabilirdi.
Yazar, kendi romanını kurarken seçtiği uygun karakterlerle yola
çıkar. O gün yazarken Halide’ye ihtiyacı olsaydı, ekleyebilirdi.
Örneğin, romanda Kemal ölür. Kitapta karakteri öldürmek kolay da,
dizilerde bu zordur. Karakterleri bir anda diziden
çıkartamıyorsunuz.
|