Ana Sayfa

İnternette Orhan Kemal


Cumhuriyet (31 Mart 2002)

Oktay Akbal

 

Doludizgin Bir Yaşam mı?

Yıl 1941, sıcak bir Haziran gecesi Bursa Cezaevi’ nde yirmi altı yaşındaki Orhan Raşit soruyor: ”Sizin şiir çok mu büyük olacak?” Nazım Hikmet boynu sarılı, üzerinde ince, siyah yollu kırmızı pijama ceketi. Kısa sarı donu. ”Miri muhterem” yorganı üstünde yatmaktadır.

Büyük bir çalışmanın içinde olduğunu, ileride “Yurdumdan İnsan Manzaraları” adını alacak bu önemli yapıtı şu sözlerle anlatır: “İki bin sayfa. Haydi bini yalan da bin. İki seneden fazla çalışmak lazım. Hayatta son iki gayem var. Birisi’ Onlar, O ve Maceraları’. Öteki şu elimdeki. Bunları tamamlamak.”

Orhan Raşit, yani Orhan Kemal o günlerde şairdir. Şiirler yazar, Nazım Hikmet’ e gösterir, ama üstat beğenmez; ”Sen hikaye, roman yaz” der. Oysa şiirdedir genç adamın gözü. Yıllardır yazmıştır, hep bir özlem, özgürlük, mutluluk, aşk duyarlılığı içinde... Gelecektedir umut. Orhan Kemal insanlığın geleceğini düşler. Elbet yaşam değişecektir, güzel günler. ”Şarkı söyleyen yarınlar” ufuktadır... ”Güzel günler göreceğiz çocuklar” dememiş midir ustası Nazım?

“Bindokuzyüz senesinin / İkibine yerini / Verdiğini görmek istiyorum / Ne zevkli olurdu torunumun / Van Üniverstesi’ ndeki kız arkadaşlarıyla / Kutbu şimalide kızak kaydığını / Vaşington’da Kapitol bahçesinde / Ren şarabı içip / Çin’li dostu Şin Fo’yla beraber Şankay’ dan haber beklemek.”

Daha altmış yıl vardır 2000’ lere? Yaşasa, görür müydü, sevinir miydi? Olamaz mı? 1914 Doğumlu şairler, yazarlar gördüler! Ama ne gördüler! Birçok şey, ama Orhan Kemal’ in gençlik düşündeki gerçeklerin boş hayaller olduğunu, bu yeryüzünde bir barış, bir huzur, bir eşitlik, mutluluk döneminin başlamadığını!

“Onlar bizim düşmanımız / Bize düşmanımızı dost gibi gösteren onlar / Elbette kurşunlanmadılar / Alınlarının orta yerinden / Yahut asılmadılar sıra sıra / Çınarların dallarına” demiş öfkeyle, sonra düşünmüş, vazgeçmiş. Herhalde az bulmuş ölmelerini! ”Bence asıl ölmek / İstenilmeyen dünyada yaşamaktır / Her yirmidört saatte yirmidört kere ölerek.”

Rıfat Ilgaz’ ın Aydın Ilgaz, Orhan Kemal’ in Işık Öğütçü gibi oğulların, babalarına, onların sanatçı, devrimci kişiliklerine olan bağlılıklarına, saygı ve sevgilerini gördükçe sevinç duyuyorum. Bilinen deyimle, gerçekten hayırlı evlatlar! Ama böyle oğullar öyle çok değil! Rıfat Ilgaz Orhan Kemal yılar geçse yine de unutulmazlar. Ama Işık’ın Aydın’ ın çabaları bir kat daha güncel kılıyor onları!...

“Yaşamak doludizgin” ... Gündelik notları, ilk heves şiirleri okurken yıllar gerisine gitmemek zor... Orhan Kemal’ ler, Rıfat Ilgaz’l ar, 40’ lı yılların çoğu yazarları, şairleri doludizgin yaşayabildiler mi? Bu toplum yaşatabildi mi onları? Hayır tam tersi, binbir güçlük sıkıntıyla geçti yaşam serüvenleri...

Orhan Kemal 1942‘ de Bursa hapishanesi’ nde günlerini doldururken düşlerinde hep 2000 yılı vardı. Geleceğin çok daha mutlu, çok daha huzurlu bir düzen getireceği inancı!....

Genç Orhan Kemal’in altmış yıl önceki umut dolu düşlerini bugünlerde kuran başkaları yok mu?

“Hey gidi 2000 seneliler / Siz / Sigara ve esrar dumanları içinde geçen / Kadınsız gecelerimizin küfrünü bilemezsiniz / Ne mutlu sizlere.”


[email protected]