Ana Sayfa

İnternette Orhan Kemal


Adana Basını (2 Haziran 1998)

Hüseyin Gündüz

 

Sıcak Toprakların Yazarı

ORHAN KEMAL, yaşadığı zorluklara rağmen yapıtlarında insan sevgisini işledi. Elazığ’ da Canuşağı Aşireti’ nden olan ve Adana’ nın Ceyhan İlçesi’ nde Eylül 1914 yılında doğan Orhan Kemal, 1969 yılında Moskova’ya, oradan da bir yıl sonra Bulgaristan’a gider ve geçirdiği kalp krizi sonucu 2 Haziran 1970 yılında Bulgaristan’da ölür. Gerçek adı Mehmet Raşit Öğütçü olan yazar Orhan Kemal’ in eserleri, yaşadığı büyük sıkıntıların ürünü. Çukurova’ nın yoksuluyken dünya edebiyatçıları ile bütünleşen Orhan Kemal’ in Adana’ da hala yaşayan en yakın arkadaşlarından İzzet Yenentürk'(76), de Orhan Kemal ile ilgili anılarını anlatırken, yazarın yaşadığı sıkıntılar biraz daha açıklık kazanacaktır. Orhan Kemal yaşamı boyunca komünistlikle suçlandı. İlk olarak 1938’ de başladığı askerliğinin son 40 gününde “komünizm suçu” yla tutuklanır; beş yıla mahkum olur. Bu süre içinde hece ölçüsüyle romantik şiirler yazdı. İlk şiiri “Duvarlar” Yedigün Dergisi’ nde yayınlandı. Bir yıl sonra hukukçu olan babasının girişimleriyle Bursa Cezaevi’ ne götürüldü. Burada Çankırı Cezaevi’ nden Bursa Cezaevi’ ne gelen Nazım Hikmet ile tanıştı, tahliye oluncaya kadar aynı evi paylaştı.

Nazım Hikmet’le zindanda

Edebiyata hece ölçüsünde şiirler yazarak başlar. Nazım Hikmet’ in kendisine hikaye ve roman yazması yönünde öneriler getirmesi üzerine şiiri bırakır ve öykü roman yazmaya başlar. Nazım Hikmet ona ekonomi, politik, felsefe ve edebiyat dersleri verir. İlk romanı “Babaevi” nin bir bölümü (Balık) 1940 yılında, bir yıl sonrada ilk öyküsü “Bir Genç Münvver” Yeni Edebiyat Gazetesi’ nde yayınlandı. 1943 yılında hapishaneden çıktıktan sonra Adana’nın Karataş ilçesinde toprak işlerinde, daha sonra hamallık, nakliyat işlerinde çalıştı. Malatya’ ya taşındı ve burada da bir fabrikada iş bularak çalışır ancak askerlik teskeresini almadığından tekrar askere çağrılır. Adana’ ya döner ve geriye kalan 35 günlük askerliğini Kilis’ te yapar. Ancak terhis edilmeden ve Çorum’a gönderilir.

Öyküleri Raşit Kemal, Raşit Kemali, Orhan Raşit imzalarıyla yayımlanır ve 1946 yılında Orhan Kemal ismini kullandıktan sonra hep bu imzayla tanınır artık. 1946 yılında Varlık Dergisi Orhan Kemal’ in “Babaevi” romanı ile “Ekmek Kavgası” öykülerini yayımlar. 1950 yılında İstanbul’ a taşınır. 1956 yılında “Arka sokak” isimli romanı nedeniyle mahkemeye verilir. Orhan Kemal, yargıcın konularını neden yoksullardan seçtiğini sorması üzerine, ”Ben gerçekçi bir yazarım. En iyi bildiğim konuları alırım. Varlıklı yurttaşların yaşayışlarını bilmiyorum” cevabını verir ve beraat eder. Bu sözleri, yazarın ne kadar yoksulluk çektiğinin en somut göstergelerinden biri olduğu kadar onun aynı zamanda burjuvalardan ne denli kopuk olduğunun da bir göstergesidir.

Komünizm suçundan Sultanahmet Cezaevi’ nde 35 gün yatar, ancak tekrar beraat eder. 1967 - 69 yılları arasında birkaç kez hastanede yatar ve 1969 yılında “Önce Ekmek” kitabıyla Sait Faik Öykü Ödülü’ nü kazanır. Orhan Kemal, yoksulluk içinde yaşayan aydınlar içerisinde en ön saflardadır. En güzel romanlarını da en sıkıntılı günlerinde yazdı. Orhan Kemal, en güzel yazdığı öykü ve romanlarına çektiği yoksulluğu, sıkıntıları, eziyetleri, işkenceleri, üzüntüleri ve cezaevi yaşantısını da kendini gizleyerek yansıttı. Adana' da ona kimse iş vermez, yüz vermez. Çünkü cezaevine girip çıkmıştır, başı polisle hep beladadır.

İstanbul’ a yerleştikten sonra da yapıtlarından Çukurova insanı eksik olmaz. Bu dönem yazdığı Murtaza, İstanbul’ un “küçük” insanlarının mücadelesini anlatırken, Bereketli Topraklar Üzerinde adlı romanı yine Çukurova’ yı anlatır. Orhan Kemal’ in en önemli yapıtlarından biri olan Bereketli Topraklar Üzerinde, insanın insanla ve doğayla mücadelesini anlatan Türkçe edebiyatın en önemli romanlarından biri arasında yer alır.

Yeni bir şiiri

Adana’ da iki ayda bir yayınlanan kültür, edebiyat, sanat dergisi Aykırı Sanat’ ta M. Demirel Babacanoğlu’ nun imzasıyla yayınlanan bir yazıda, Orhan Kemal’ in en yakın arkadaşlarından İzzet Yenentürk' ün, Orhan Kemal ile ilgili anılarını anlatıyor ve Orhan Kemal’ in daha önce yayınlanmamış bir şiiri yer alıyor. Babacanoğlu’ nun yardımıyla, sevecen, güler yüzlü ve dinç bir durumda yaşayan Yenentürk ile tanışıyoruz. Yaklaşık bir yıl önce okuduğu şiiri şimdilik hatırlayamıyor Yenentürk.

O hiç mesut yaşamadı

Yenentürk, arkadaşı Orhan Kemal’ in “Bereketli Topraklar Üzerinde” isimli romanını başta manzun şiirle yazdığını belirterek toparlayamadığı şiiri dergiden alabileceğimi belirtiyor.

Şiir şöyle:

”Adamı bol ,otomobili,asfaltı çoktur bu şehrin
Bedava su içilir çeşmelerinden
Para verilmeden koklanır havası
Hür ve müsavidir,herkes herkese
Böyle yazar kanunları
Hürriyet ve musavat
Şapkanı göğe fırlat
Atla otomobilden otomobile
Fabrika kur
Parti aç istersen
Fakat bilinmez neden
Pek çok insan akl’etmez fabrika kurmayı
Gider iş arar.”

Şiirin gerisini hatırlayamayan Yenentürk, anılarını şöyle anlatıyor: ”Temiz örnek bir insandı. 1935' te kağıt fabrikasında çalışıyordum. O da aynı fabrikada katipti. Edebiyatla uğraşıyordu ancak siyasete ilgisizdi hatta hiç uğraşmazdı. Ayrıca Fikret Otyam ve Yaşar Kemal’ de arkadaşlığımız vardı. ”Ekmek Kavgası” kitabını benim adıma vermek istedi, ancak ben bunu kabul etmedim. Babası iyi bir avukattı ve Atatürk’ e muhalifti. Biz kahveye giderdik ama o hiçbir zaman kahveye gelip oturmazdı.

Milliyet Gazetesi Orhan Kemal için “Mesut Yılları” isimli bir haber yazdı bir ara ancak bu haber kesinlikle yalandı. O hiçbir zaman mesut yaşamadı. Her zaman göz altına alınırdı. Bana bir gün bir hikayesini verdi. Bunu gören polis gelip beni de aldı. Zaten polis onu ve onunla ilişkide olanları hep takip ediyordu. Kemal Tahir ’i, Zekeriya ve Sabiha Sertel’ i çok seviyordu.

İsmet Paşa’ ya karşı bir tavır içerisindeydi. Çünkü İsmet Paşa çok sıkıntılı bir dönem yaşatıyordu. Tehcir kanunu da çıkarmıştı İsmet Paşa. Orhan Kemal, Kürdüyle, Türküyle, herkesi severdi, ‘Yazgıyı yazan utansın’ derdi.”


[email protected]