Ana Sayfa

İnternette Orhan Kemal


Öküz (Ekim 2002)

Oylum Gölbaşı

 

Edebiyat Seninle Gurur Duyuyor

Orhan Kemal’ in ailesi, yazarı yaşatmak genç kuşaklara tanıtmak amacıyla bir dizi projeye imza atmaya hazırlanıyor. Üç ay önce kurulan Orhan Kemal Kültür ve Sanat Koordinatörlüğü kapsamında yürütülen projelerden başlıcaları, bir Orhan Kemal Müzesi ve vakfı oluşturmak. Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü’yle projeleri üzerine konuştuk.

Orhan Kemal Kültür ve Sanat Koordinatörlüğü kimler tarafından, ne zaman kuruldu?

-- Bu koordinatörlük bir aile oluşumu, üç ay önce kuruldu.

Vakıftan önce bir koordinatörlük kurmanızın nedeni nedir?

-- Birçok projeyi bünyesinde barındırdığı için koordinatörlük kurmayı düşündük. Ayrıca vakıf kurmanın prosedürü de farklı. Vakfı, daha sonra kurmayı düşünüyoruz. Vakıf kurarken belli bile maddi değerlerde olması lazım. Bunu gerçekleştirmek için de birtakım ekonomik değerlerin toplanması lazım. Bütün çalışmalar, bu ekonomik değerleri toplamak için yapılıyor. Gerçekleştirmeyi düşündüğümüz projeler arasında olan kitap satışı ve kafeteryanın tüm gelirini zaman içerisinde toplayıp vakfın temel parasını oluşturacağız.

Orhan Kemal Müzesi oluşturmayı düşündüğünüzü biliyoruz. Müze dışında ne gibi projeleriniz var?

-- Uzun yıllardan beri bir Orhan Kemal Müzesi oluşturmak hayalimizdi. Dostlarımızın da teşvikiyle bu oluşumu sağladık; öncelikle müze dedik. En son yaşadığı yer olan Basınköy’deki evinden ve önceden yaşadığı evlerden sağlam olarak gelen eşyaları korumuştuk. Cihangir’de bir binamız var. O binanın birinci katı müze olacak, altında bir kitap satış bölümü bulunacak, içindede bir kafeterya olacak. Bunların benzerleri yurt dışında çok var. Öyle bir sistem oluşturuyorsunuz ki bu sistem birtakım giderleri karşılamaya başlıyor. Finansmanı da düşünerek böyle bir oluşum planladık.

Vakıf kurulduktan sonra ne gibi projeler gerçekleştirmeyi düşünüyorsunuz?

-- Vakıf kurulduktan sonra hedefimiz çok daha değişik. Yıllardır konuşulan ama bir türlü gerçekleştirilemeyen bir şey var; anıt mezar. Öncelikle bunu gerçekleştirmek istiyoruz. Sonra bir kültür merkezi açmayı düşünüyoruz. Ayrıca Orhan Kemal Enstitüsü ya da Üniversitesi kurmak istiyoruz. Belki hedefleri çok büyük koyduk. Ulaşılamayacak gibi geliyorsa da bu bir çalışma, birlik meselesi. Buna ulaşabileceğimizi düşünüyorum.

Projelerin finansmanını nasıl sağlayacaksınız?

-- Müzeyi kuracağımız bina zaten bizim. Şu anda yapılanlar aile finansmanı ile sürüyor. Belli bir düzeye geldikten sonra bu çark kendini döndürecektir. Mesela kitap satışında, Orhan Kemal’ in eserlerinin İngilizce, Almanca, Fransızca çevirileri de olacak. Bu çevirileri turistik yörelere açılarak, turistlere satmayı düşünüyoruz. Mesela, ”72.Koğuş” İngilizceye çevrilmişti, bizde “Baba Evi”ni çevirtiyoruz. Bir iki kitabı daha İngilizceye çevirmeyi düşünüyoruz. Yabancı dildeki kitapları biz basacağız. Bunlara ek olarak kendi sesinden kaset hazırlıyoruz. Kasette iki hikayesi ve dört kitabından bölümler var. İleride elimizdeki fotoğraflarla sesini birleştirerek bir CD hazırlayacağız.

Orhan Kemal Müzesi’ni neden son oturduğu evde, Basınköy’de değil de Cihangir’de kurmayı düşündünüz?

-- Konum çok önemli. Basınköy çok uzak bir yer, müzeyi orada açarsak ziyaretçi gelemeyecek. Ayrıca üçüncü kat insanlar inip çıkamayacak. On - onbeş kişi geldiğinde komşuları rahatsız etme sorunu çıkacak. Ama Cihangir’deki bina her açıdan müsait. Müze olması için insanın mutlaka orada yaşaması gerekmiyor. Ayrıca yaşadığı mekan olarak düşünseniz babam Fener’ de de yaşadı, Unkapanı’ nda da yaşadı, Fatih’ te de yaşadı... Bunların her birinin bir müze olması lazım. Ayrıca cihangir kütür - sanat açısından yoğun bir yer. Birtakım şeyleri insanların ayağına getirmek her zaman faydalı. Önemli olan herkesin, bu insanın hangi koşullarda yazı yazdığını bilmesi, atmosferini görmesi. Mekan Basınköy olmuş, Cihangir olmuş önemli değil. İçindeki eşyalar zaten o havayı veriyor.

Orhan Kemal’ in eserlerinde Anadolu’ nun ayrı bir yeri var. Ayrıca kendisi de Adana’ lı. Babanızın doğduğu, eserlerine konu ettiği topraklar da bu tür girişimlerde bulunmayı düşünüyor musunuz?

-- Ceyhan Belediyesi’nin her yıl düzenlediği bir yarışma var. Hatta çalışmalarımız sırasında Adana’dan bir iki kişi aradı, birtakım şeyleri tekrar canlandıracağını söyledi, katılır mısınız dedi. Bu tür çalışmalara zaman zaman katılırız ama bu çalışmaları Adana’da yada başka şehirde yapmak zor. Bir yerde yapılıp yürütülmesi çok daha faydalı. Ama orada saygı göstermişler, onur duyuyorlar, hikaye yarışması düzenliyorlar... Bu tür şeylere bizde gönülden katılırız.

Tüm bu projelerinizin biraz geciktiğini düşünmüyor musunuz?

-- Bir gecikme var. Bunu bizde kendi kendimize söylüyoruz. Ama böyle bir mekanın bulunması, buna karar verilmesi, hazırlanması, harekete geçilmesi belki otuz yıllık bir süreyi çok kısa sürede kapatacak. Tabi bu gecikmede yalnızca ailemizin değil herkesin payı var. 70’li yıllarda babamın kitapları 5000 adet basılır 2 yılda tükenirdi, 3000 adet basılıyor 4 yılda tükeniyor. Bunun nedenini ailede değil okuyucu kitlesinde aramak lazım. Neden okumuyorlar? Ne kadar tanıtımı yapılmasa da Orhan Kemal her zaman vardı ve bilinen insandı. Ansiklopedilerde, literatürlerde yer alan bir insandı. Yalnızca ailesi geç kalmış değil. Telif haklarıyla ailelere çok büyük paralar gelmiyor. Bu nedenle aileler bu tür işlere girişemiyor. Her şeyin bir kesişme noktasının olması, birtakım koşulların bir araya gelmesi gerekiyor. Biz bunu yapmasaydık gecikme var denebilirdi ama yapıyoruz. Artık gecikme olmayacak.

Bu projeler için çeşitli kurum ya da kişilerden destek geliyor mu?

-- Şu anda en çok basından, internetten manevi destek görüyoruz. Haber yapıyorlar duyuruyorlar. Bu işlerde çok büyük maddi beklentiler zaten olamaz. Öyle bir talebimizde olmadı. Önce bir şeyler sunmamız lazım. Ondan sonra birtakım büyük hedeflerimiz var. İnanıyorum ki o zaman herkes karınca kararınca bu işe el atacaktır.

Orhan Kemal Roman Armağanı’nın içeriğinde bir değişiklik söz konusu olacak mı?

-- Öncelikle müracaat adresimiz değişti. Ayrıca Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanan bir yazar bir daha yarışmaya katılamıyordu. Şimdi bu kural değişti, yarışmaya katılıp ödül kazanan bir yazar, 7 yıl sonra yarışmaya tekrar katılabiliyor. Ödülün verildiği ilk on yıl, anma toplantısı yapılırdı. Bu yıl yine bunu gerçekleştirmeyi, kazanan yazara ödülünü orada vermeyi düşünüyoruz. Ayrıca TÜYAP Kitap Fuarı’nda Tekin Yayınevi’nin başvurusuyla bir panel düzenlenecek.


[email protected]