ORHAN KEMAL MÜZESİ
|
|
|
|
Bir
öğle sonrası Cihangir’e yolunuz düşer de Orhan Kemal Müzesi’ne
uğrarsanız sizi dostça bir karşılama bekliyor. Orhan Kemal’in oğlu
Işık Öğütçü, bin bir emekle var ettiği Orhan Kemal Müzesi’ni ve
müzenin var olma sebebi olan babasının yaşamını özenle, içtenlikle
size anlatıyor.
Bambaşka bir amaçla Cihangir’e gitmiştik üç kişi. Akarsu Caddesi
üzerinde “Orhan Kemal Müzesi” tabelasını görünce gelme amacımızı
çoktan unutmuş olarak hızla değiştirdik adımlarımızın yönünü. Kapı
kapalıydı. Ben demir kapıyı zorlayıp durdum. Ne şaşkın görünüyordum
kim bilir bunu yaparken? Fakat kim nereden bilsin öykü yazmaya heves
etmemin üç nedeninden birine yakın olma telaşına düştüğümü? Orhan
Kemal, Sabahattin Ali ve Sait Faik Abasıyanık… Bu kutsal üçlünün en
kısa cümle kuranına ve en “çocuk” olanına ulaşmıştım. Uyku’nun,
Çikolata’nın, İncir Çekirdeği’nin yazarını; Murtaza’nın, El
Kızı’nın, Ekmek Kavgası’nın, Bereketli Topraklar Üzerine’nin,
İspinozlar’ın ve daha nice eşsiz yapıtın yazarını bulmuştum. Hemen
yan tarafta bir kahve vardı (Sonradan bu küçük kahvenin şu meşhur
“İkbal Kahvesi” olduğunu öğrendim. ) ve uzun boylu orta yaşlı, zarif
bir beyefendi kapıyı bize açabileceğini söyledi. İçeri girdiğimize
sevinmenin yanı sıra bendeki heyecan tarifsiz iken aynı beyefendi
“Burada dilediğiniz gibi gezebilirsiniz. Hatta sizin fotoğrafınızı
da çekerim,” diyerek bizi hoşça buyur etti bu sıcacık mekana… Orhan
Kemal’in oğlu olduğunu söylediğinde çok şaşırmıştık; çünkü oldukça
genç kalmış Işık Öğütçü.
Son zamanlarda seçkin Türk edebiyatı yapıtlarının dizi filmlerine
dönüştürülmeleri süreçlerinde yazarların varislerinin tutumları
tartışılıyor. Olumlu veya olumsuz yönde yapılan bu eleştirilerin,
yazarların aileleri tarafından nasıl karşılandığına dair ise pek bir
şey öğrenemiyoruz. Olumsuz eleştiriler bir yana dursun hem Türk
edebiyatı hem de dünya edebiyatı için oldukça önemli olan bir
yazarın ailesinin, yazarı yaşatmak için neler yapabileceğine ilişkin
önemli ipuçları veriyor Işık Öğütçü. Bu ipuçlarından en önemlileri,
yazara ait tüm eşyayı türlü zorluklarla başa çıkarak bir araya
getirebilmek, uzun araştırmalara girişip yazara ait tüm yapıtların
aslına sadık kalarak yayımlanmasını sürdürmek, yazarla ilgili
mektupları, fotoğrafları toplamak….
Işık
Öğütçü topladığı her eşyaya, mektuba, fotoğrafa kendi anlattıklarını
da katarak onları daha da anlamlı hale getiriyor. Örneğin siz Nazım
Hikmet’in Orhan Kemal’e yazdığı mektuba şaşkınlıkla bakarken size
Nazım Hikmet’le Orhan Kemal’in arkadaşlıklarını anlatıyor. Nazım
Hikmet’in Orhan Kemal’i hapishanede nasıl keşfettiğini, öykü ve
roman yazma yeteneğini üretime dökmesi için onu nasıl
yüreklendirdiğini anlatıyor. Veya Orhan Kemal’in babası Abdülkadir
Kemali Bey'in İstiklal madalyasının önündeyken siz, Abdülkadir
Kemali Bey'’le Atatürk’ün madalyalarının aynı renklerde
olduğunu(kırmızı yeşil) öğreniyorsunuz. Çünkü ikisi de “hem cephede
hem cephe gerisinde çalışma” üzerine kazanmışlar İstiklal
madalyalarını… Orhan Kemal’in neredeyse hiç eşyası olmadığını ailece
çok mütevazı koşullarda yaşadıklarını söylüyor Işık Bey. Sonra Orhan
Kemal’in üzerinde düşündüğü, yazdığı bir minderi işaret edip
“Buyurun oturun. Belki Orhan Kemal’den size, yazmaya dair bir şeyler
geçer,”diyor. Bu mütevazı iki kırmızı minderden birinin üzerinde
oturup kalıyorum bir süre. Gözlerim doluyor, aman kimse görmesin!
Toparlanıyorum ağır aksak… Söz arasına Orhan Kemal’in parayla hiçbir
zaman işi olmadığı giriyor, sonra sıkıntılar, üzüntüler ama hep
ümitle yaşamak çareleri. Yüreklice, inançla ve dolu dolu yaşamanın
reçeteleri… Yazmanın bir sanat olmakla birlikte bir kavga olduğuna
bir kez daha uyanıyorum.
Baş tacı öykü yazarımız Orhan Kemal birdenbire yakından tanıdığım,
içini okuduğum büyük bir adama dönüşüyor.
Orhan
Kemal’le tanışma deneyiminden sonra İkbal Kahvesi’ne uğruyoruz.
Burada Orhan Kemal’in tüm kitaplarını bulabilirsiniz. Ben kendime
çocuklar için çıkarılmış, ana kahramanlarının çocuklar olduğu Orhan
Kemal öykülerinden bazılarının toplandığı “Uyku” yu alıyorum, bir de
henüz tarihin arka odalarında kalmış Orhan Kemal’in babası
“Abdülkadir Kemali Bey’in Anıları”nı. Yaşadığı dönemin bilge, cesur
ve güçlü bir yüzü Abdülkadir Kemali Bey…
Babasının hatırasını içtenlikle yaşatan, Orhan Kemal’in yapıtlarının
titizlikle yayımlanmasına ömrünü veren araştırmacı- yazar Işık
Öğütçü’ye ülke insanları olarak gönül borcumuz büyüktür. Tüm Orhan
Kemal okurları adına Orhan Kemal’e bu kadar yakından bakabilmemizi
sağladığı için Işık Öğütçü’ye teşekkürler ediyorum.
Tüm Orhan Kemal okurları! Işık Öğütçü’den babasını dinlemek
isterseniz ve İkbal Kahvesi’nde taze, güzel bir çay içmek isterseniz
diye adresi aşağıya yazıyorum:
Akarsu Caddesi No:30 Cihangir 34433 İstanbul
Not: Orhan Kemal Müzesi Pazar günleri hariç 10.00-19.00 saatleri
arasında herkese açıktır.
Daha fazla bilgi için:
http://www.orhankemal.org/
|
| |