Ana Sayfa

Time Out İstanbul - Neşe Öztemir - Eylül 2010

 


Kimler geldi, kimler geçti... Orhan Kemal

 

Yerinde gözlemleriyle karakterlere can vermiş Orhan Kemal, zamanlar üzeri edebiyatçılardan. ‘Hanımın Çiftliği’ dizisinin bugünlerdeki popülerliği de bunun en büyük kanıtı. Bu usta kalemin, bir zamanlar yolu Unkapanı’na düşmüş. Buradaki 11 yıllık serüvenine tanık olmak üzere yola çıktık.

 

Orhan Kemal, asıl adıyla Mehmet Raşit Öğütçü, İstanbul’a adımını ilk olarak 1951 yılında atıyor. Önceleri, Tarlabaşı’nda bir arkadaşının evinde kalıyor. Daha sonra 1954 ile 1966 yılları arasında Unkapanı’na kiracı olarak yerleşiyor. Cibali’de bulunan bu semt, incir ağaçlarıyla dolu. İki katlı evlerin ağırlıkta olduğu bu yerde, yıkılacakmış gibi duran ahşap yapıların ardı arkası kesilmiyor. Köşedeki pembe detaylı iki katlı ahşap ev, Orhan Kemal’in yaklaşık 11 yıl boyunca ikamet ettiği yer. Küçük oğlu Işık Öğütçü’ye göre o yıllar, yoksullukla geçmiş. Orhan Kemal’in ‘Konstantin’ adını koyduğu fareler mutfaklarının çökmesine sebep olmuş. Üst katta soldaki oda, onun çalışma odası. Daktilosuyla burada nice kitaplarını kaleme almış. Dile kolay, yaklaşık 11 yılını verdiği bu evin ona getirileri çok.
Yazlık sinema semtin en popüler yeriymiş, Orhan Kemal’in çocukları da buranın en has müdavimleri.
O zamanlar, eski Tekel tütün fabrikası da Unkapanı’nın bir nevi kalbi sayılıyormuş. Fabrika düdükleri, vardiya bitiminde sokakta soluğu alan işçiler, civarın gündelik manzaralarından. Adana’da çırçır fabrikasında çalıştığı günlere istinaden, bunlar Orhan Kemal’e hiç de yabancı değil kuşkusuz. Tekel fabrikasının, yerinde şimdilerde Kadir Has Üniversitesi var.
Pazartesi günleri kurulan pazar hikâyelerinin ise yeri ayrı. Özellikle Orhan Kemal’in eşi Nuriye Hanım, ürünleri daha ucuza satın almak için geç saatlerde pazarda soluğu alıyor. Orhan Kemal’in önemli alışkanlıklarından biri ise her sabah Unkapanı’ndan Cağaloğlu’na yürümek.
Orhan Kemal EviOrhan Kemal’in yaşadığı yıllarda, bu semtte, yaşam, sıkı arkadaşlıklara dayanıyor. Lokantacıdan tutun Orhan Kemal’in rakısına buz kesen bakkal Hüseyin’e kadar herkes Orhan Kemal’in hayatında
derin izler bırakmış. Fakir semtlerdeki değişimi anlattığı ‘Devlet Kuşu’nda kente göçü kaleme aldığı ‘Gurbet Kuşları’nda, bu izlerin ipuçlarını bulmak pekâlâ mümkün. Gönül Kıvılcım’ın bir yazısından edindiğimiz bilgiye göre, Orhan Kemal ile diğer dört mahalleli komünizm propagandası yaptıkları gerekçesiyle hapse girince, Hüseyin Bey, 35 günün ardından kurtulmaları şerefine, sokağın göbeğinde, rakılı büyük bir ziyafet vermiş. O günleri hatırlayan bir mahalleli olayı şöyle anlatıyor: “Ellerinde hoparlör bangır bangır komünizmden konuşmuşlardı. Menderes zamanıydı…”

Fikret Otyam’ın ‘Arkadaşım Orhan Kemal ve Mektupları’ adlı kitabında bahsi geçen olaylar Orhan Kemal’in tüm yönlerini ortaya koyan cinsten. Hem bir baba, hem bir koca hem de bir fikir insanının
ne kadar duygusal olduğunu kitaptaki anılarından görme şansınız var. Zaten Orhan Kemal’in eserlerinde de karakterleri aracılığıyla bunu kolaylıkla anlarsınız. Kitaplarındaki cümlelerin resmettiği kişilerin bize bu denli tanıdık gelmesi ya da cümlelerden fırlayıp hemen yanı başımızda belirmesi, içimizden biri hissini vermesi belki de Unkapanı’ndaki, Fener’deki bizi anlatmasındandır.



Yazarı daha yakından tanımak, Ara Güler tarafından çekilmiş fotoğraflarını, kitaplarının orijinal ilk baskılarını, özel eşyalarını görmek için Cihangir’de bulunan Orhan Kemal Müzesi’ne bir uğrayın. Hafta içi ve cumartesi 09.00-18.00 arasında açık, pazar günleri kapalı. Giriş ücretsiz.
(0212) 292 92 45 Akarsu Caddesi 30, Cihangir
 

 


[email protected]