DİZİ SENARİSTLERİ SAVAŞ KARŞITI, BARIŞ AKTİVİSTİ, SOSYALİST ORHAN
KEMAL'İ MİLİTARİST YAPTILAR. HABERRÜZGARI YAZARI EMİN KARACA'NIN
KONU İLE İLGİLİ YAZISI..
Kemal’i Kore Savaşına
Gönüllü Gönderemezsiniz!
Günümüzün popüler
televizyon dizileri hakkında burada birkaç kez yazdığımı
hatırlıyorum. Orhan Kemal’in “Hanımın Çiftliği”nin dizi olarak
televizyonda yayınlanmaya başlamasından bir süre sonra, aynı adlı
romanını, hatta öncesi “Vukuat Var” ile devamı “Kaçak”ı okuyup,
dizisinde, özellikle Kürtçe, Arapça, Boşnakça konuşmalara yer
verilmeyişini eleştirmiştim.
Daha sonraları da, örneğin “Yaprak Dökümü”, “Aşk-ı Memnu” ve
“Hanımın Çiftliği”nin normal hacimlerini ve zamanlarını aşıp
gitmelerine, artık karşı olmadığımı belirterek; “Ben uzayıp
gitmesinden yanayım” demiştim.
Bu sezon sözünü ettiğim bu dizilerden “Yaprak Dökümü” ve “Hanımın
Çiftliği”ni izlemeyi sürdürüyorum. “Aşk-ı Memnu” bitti zaten…
Bir iki gündür “Hanımın Çiftliği”nin Cuma akşamı izleyeceğimiz
bölümünün tanıtımına gözüm ilişiyor. Halide ile evliliği bunalıma
giren Kemal’in bir yandan eski yavuklusu, şimdi çiftlik sahibi
Muzaffer Bey’in dulu Güllü’ye tutkusu tekrar depreşmişken, çıkış
yolu olarak “Kore’ye gönüllü giden birliklere katılmaya” karar
vermesi beni ne kadar şaşırttı bir bilseniz!..
Bu dizinin yönetmeni (önceki de içinde) Nisan Akman, kitabından dizi
senaryosu yazan senaristleri; Elif Usman Ergüden, Nuran Evren Şit,
Zeynep Özlem Havuzlu ve Gamze Özer, Orhan Kemal’in biyografisini hiç
mi okumamışlar, yaşamının en onurlu yönünün sosyalistliği olduğunu,
hatta bu uğurda 5 yıl hapis yattığını bilmiyorlar mı?
Bu güzelim romanların yayımlandığı zamandaki hacimlerine bağlı
kalmayıp uzatın uzatabildiğiniz kadar dediysek, sosyalist yazar
Orhan Kemal’in “Vukuat Var” ve “Hanımın Çiftliği” romanlarının baş
kahramanı “Kemal”i Kore savaşına gönüllü olarak gönderin de demedik
canım!
Orhan Kemal’in de içinde olduğu Türkiyeli sosyalistler; Haziran
1950’de, Amerikan emperyalizmin Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne
müdahalesiyle başlattığı savaşa ve özellikle Türkiye’nin asker
göndererek bu savaşa katılmasına, bütün imkanlarını kullanarak, Türk
Barışseverler Cemiyeti aracılığıyla karşı çıktı.
Haydi diyelim ki dizinin yönetmeni ve senaristleri; Orhan Kemal gibi
sosyalist bir yazarın, roman kahramanını Amerikan emperyalizminin
emrine, Kore’de savaşa göndermeyeceğinin bilincine varamamış, peki
bu dizinin danışmanları yok mu? Orhan Kemal’in oğlu Işık Öğütçü
müdahale edemiyor mu?
Romanda ve dizide, Orhan Kemal’in ideolojisinin temsilcisi, yani
sosyalist “Ustabaşı Muhsin”; bilinçsiz Kemal, “Kore’ye gönüllü giden
birliklere katılmaya karar verse” bile engel olmaya çalışmayacak mı?
Aynı zamanda yönetmen ve senaristlere tarih bilgilerini gözden
geçirmelerini de öneririm.
Bir dönem (1950-1954) milletvekilliği yapıp Adana’ya dönen ve
avukatlığa başlayan Orhan Bey birkaç keredir sürmekte olan Kore
Savaşı’ndan söz ediyor. Dün de Kemal’i Kore Savaşı’na gönüllü
göndermeye kalktınız.
Oysa ki 25 Haziran 1950’de başlayan Kore Savaşı, Temmuz 1953’te
varılan bir anlaşmayla iki tarafın ulaştıkları askeri sınır boyunca
Kuzey Kore ve Güney Kore olarak ayrılmalarının kabulüyle sona erdi.
Ancak Türkiye 1960’ların ortasına kadar Kore’de askeri birlik
bulundurduğundan, askeri hizmet için gerek muvazzaf subay ve gerekse
“vatani görev” yapmak için Kore’ye asker gönderiyordu.
Yani sizin anlayacağınız hem gönüllü savaşmak için Kore’ye asker
göndermenin vakti geçti hem de eserin sahibi Sosyalist Orhan
Kemal’in ruhu bunu yapmanıza izin vermez.
ORHAN KEMAL KİMDİR
Orhan Kemal (asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü) (doğumu 15 Eylül 1914 -
ölümü 2 Haziran 1970), gerçekçi romancı ve oyun yazarıdır.
Yaşamı
Orhan Kemal, milletvekili ve bakanlık yapmış Abdülkadir Kemali Bey
ile ortaokul mezunu aydın bir kadın olan Azime Hanım ın oğludur. 15
Eylül 1914 te Adana'nın Ceyhan ilçesinde dünyaya geldi. Babası
siyasal nedenlerle 1931 de Suriye'ye kaçınca, orta öğrenimini yarıda
bıraktı ve Suriye de bulaşıkçılık ve matbaa işçiliği yaptı. Bir yıl
sonra tek başına Türkiye'ye dönerek Adana'da çırçır fabrikalarında
işçilik ve kâtiplik yaptı. Bu yıllardaki birikimleri, ilerde
romanlarına hayat vermiştir. 1937 de çırçır fabrikasında (Milli
Mensucat) bir işçi olan Nuriye ile evlendi. Bir yıl sonra ilk çocuğu
Yıldız doğdu.
HAPİSHANEDE NAZIM HİKMET'LE
1938'de Niğde'de askerliğini yaparken "Maksim Gorki ve Nazım Hikmet
kitapları okumak", "yabancı rejimler lehinde propaganda ve isyana
muharrik" suçundan 5 yıl hapis cezasına mahkûm edildi. 1940 ta,
Bursa Cezaevi'nde tanıştığı Nazım Hikmet 'in toplumcu görüşlerinden
etkilendi; kendisinden Fransızca, felsefe ve siyaset dersleri aldı.
Orhan Kemal i şiir yerine roman ve öykü yazmaya teşvik eden de Nazım
Hikmet oldu.
İlk öykülerini Orhan Raşit takma adıyla yayımladı. İlk kez 1943 te
İkdam Gazetesi'nde "Asma Çubuğu" öyküsünde Orhan Kemal adını
kullandı.
AİLESİYLE
1943'te tahliye olunca Adana'ya döndü. Amelelik ve hamallık gibi
işlerde çalıştı. 1944 te doğan oğluna Nazım adını verdi. 1949'da
üçüncü çocuğu Kemali'nin doğumundan sonra, 1950'de ailesiyle
İstanbul'a yerleşti ve ölümüne kadar kitap ve makale yazarak
geçindi. 1957'de dördüncü çocuğu Işık doğdu.
1958'de Sait Faik Hikaye Armağanı'nı Kardeş Payı adlı öyküsü ile
aldı.
1966'da "hücre çalışması ve komünizm propagandası" yaptıkları
gerekçesi ile iki arkadaşı ile birlikte tutuklandı. "Suç teşkil eden
bir cihet bulunmadığı" yolundaki bilirkişi raporu üzerine bir ay
sonra serbest bırakıldı.
1967'de 72. Koğuş oyunu ile Ankara Sanatseverler Derneği tarafından
en iyi oyun yazarı seçildi. 1969'da Türk Dil Kurumu Ödülü'nü ve Sait
Faik Hikaye Armağanı'nı Önce Ekmek adlı kitabı ile aldı.
Bulgar Yazarlar Birliği'nin çağrısı üzerine gittiği Sofya'da, tedavi
görmekte olduğu hastanede 2 Haziran 1970'te öldü.
ARKADAŞLARIYLA
Anısını yaşatmak için İstanbul'da Orhan Kemal Müzesi açıldı.1972'den
bu yana adına bir roman yarışması (Orhan Kemal Roman Armağanı)
düzenlenmektedir.
Eserleri
Orhan Kemal, yoksul kesimin, işçilerin, öğrencilerin, "sokaktaki
adamın" yaşamını anlatan öykü ve romanlar yazmış ve insan-toplum
ilişkilerini gerçekçi bir dille yansıtmıştır. 27 roman, 19'u öykü
kitabı ile anı, inceleme, oyun, röportaj türünde kitaplar
bırakmıştır.
Öyküleri
Duygu (1948), Menevşe (1948), Ekmek Kavgası (1949), Sarhoşlar
(1951), Çamaşırcının Kızı (1952), 72. Koğuş (1954), Grev (1954),
Arka Sokak (1956), Kardeş Payı (1957), Babil Kulesi (1957), Dünyada
Harp Vardı (1963), Mahalle Kavgası (1963), İşsiz (1966), Önce Ekmek
(1968), Küçükler ve Büyükler (1971- ölümünden sonra).
Öykülerinden yapılan derlemeler Bilgi Yayınevi’nce dört cilt olarak
yayınlandı: Yağmur Yüklü Bulutlar (1974), Kırmızı Küpeler (1974)
Oyuncu Kadın (1975), Serseri Milyoner/İki Damla Gözyaşı(1976).
Arslan Tomson(1976- ö.s), İnci’nin Maceraları (1979 - ö.s)
Romanları
Baba Evi (1949), Avare Yıllar (1950), Murtaza (1952), Cemile (1952),
Bereketli Topraklar Üzerinde (1954), Suçlu (1957), Devlet Kuşu
(1958,) Vukuat Var (1958), Gavurun Kızı (1959), Küçücük (1960),
Dünya Evi (1960), El Kızı (1960), Hanımın Çiftliği (1961), Eskici ve
Oğulları ( en iyisi ) (1962- Eskici Dükkanı adıyla 1970), Gurbet
Kuşları (1962), Sokakların Çocuğu (1963), Kanlı Topraklar (1963),
Bir Filiz Vardı (1965), Müfettişler Müfettişi (1966), Yalancı Dünya
(1966), Evlerden Biri (1966), Arkadaş Islıkları (1968), Sokaklardan
Bir Kız (1968), Üç Kağıtçı (1969), Kötü Yol (1969), Kaçak
(1970-ö.s.), Tersine Dünya (1986-ö.s).
Oyun
İspinozlar (1965), 72. Koğuş (1967 )
Anı
Nazım Hikmet’le Üç buçuk Yıl (1965)
İnceleme
Senaryo Tekniği ve Senaryoculuğumuzla İlgili Notlar (1963)
Röportaj
İstanbul’dan Çizgiler (ö.s.) 1971- (VİKİPEDİ) |