Orhan Kemal'in yeni keşfedilen
romanı
|
TAM
anlamıyla 'öykü içinde öykü' durumuyla karşı karşıyayız. Yüz
Karası, bundan kısa bir süre öncesine kadar varlığı unutulmuş
bir tefrika romanmış. İlk defa 1960 yılında yazılıp bugüne kadar
tefrika edildiği gazetelerin sayfalarında kitaplaştırılmayı
beklemiş. 50 yıl sonra ortaya çıkan bu roman, Işık Öğütçü'nün
önsözüyle önce kendi hikayesini anlatmaya başlıyor. Her şey
Öğütçü'nün daha önce gözünden kaçırdığı eski bir Orhan Kemal
röportajında, söz konusu romanın tefrika edileceği haberini
okumasıyla başlıyor, Öğütçü, eski gazete arşivlerinden çıkardığı bu
tefrika romanı bulduğunda yaşadığı mutluluğu da, o ana dek olan
süreci de samimi bir tonda, önsözünde anlatıyor. Romanın konusundan
önce kendi macerasıyla heyecanlanıp duygulanıyoruz böylece.
Edebiyatımızın en değerli ustalarından Orhan Kemal'in arşivin
karanlıklarından, kitapçı raflarına uzanan romanının 50 yıllık
serüveni, şimdi okuyucularına kavuşmasıyla bir anlamda mutlu sona
ulaşıyor. Gelelim romanın konusuna... Adana'nın fakir bir
mahallesinden başlayıp istanbul'a uzanan bu öyküde fakirlik, büyük
umutlar ve haysiyet konuları işleniyor. Birbirinden farklı
karakterlerdeki iki kardeşin yaşam mücadelesini; açgözlülük, kısa
yoldan köşeyi dönme ve vicdan muhasebesiyle okurlara aktaran Orhan
Kemal, her zaman en açık halini anlattığı insanın, bu kez yüzünün
karasını ortaya çıkarıyor.
|
|
|