Kurtulmanın bedelleri
|
‘Yüz
Karası’, Orhan Kemal’in gazetede yayımlandıktan sonra kitaplaşması
ihmal edilmiş bir romanı. Elli yıl sonra buluştu okuruyla. Orhan
Kemal’in küçük oğlu ve Orhan Kemal Müzesi yöneticisi Işık Öğütçü
kitabın bulunuş sürecini anlatıyor önsözde. Bir edebiyat yapıtını
yayımlanışından elli yıl sonra okurken ister istemez belgesel
yanlarını gözden geçiririz. Hangi şehri anlatıyor yazar burada? O
şehrin koşulları hâlâ böyle mi? Neler değişti. Oysa önemli olan
öncelikle insan öğesidir. İnsanın değişmeyen umutları, üzüntüleri,
toplumun önyargıları, bireyin toplumla ilişkileri anlatının örgüsünü
oluşturur.
Orhan Kemal, edebiyat anlayışını “aydınlık gerçekçilik” diye
tanımlar. İnsanın özünde değişmeyen, günün ve toplumun koşulları
içerisinde bozulmayan bir değer olduğuna inanan bu anlayışa göre
işlenen öykü ve romanların merkezinde insan vardır. Bu amaçla
karakter ve tiplerin çarpıcı olmasına özen gösterir, zaman ve mekân
gibi öğelerin de kişiyi açıklayabilmesine dikkat eder. Bireyin var
olma mücadelesindeki davranışları toplumun değer yargılarıyla
çelişse de olumlanacak açıklamaları vardır.
Orhan Kemal’e göre yazar, içinde yaşadığı toplumun gerçeklerini
yüzeysel olarak yansıtmamalı, “toplumdaki katlarla, çeşitli katların
insanlarını göre göre, kulak ya da his yoluyla duya duya, bu da
yetmezse, varsa (…) toplum üzerine hazırlanmış ekonomik, sosyal,
folklorik eserleri el altında bulundura bulundura bir yargıya
varmalıdır. Ya da vardığı yargı, yani dünya görüşünün etkisiyle bir
aşamaya” ulaşmalıdır. “Bir yazar, içinde yaşadığı toplumun bozuk
düzenini görmeli, bu bozukluğun nereden geldiğine akıl erdirmeli ve
sonra da bu bozuklukları ortadan kaldırmaya çalışmalıdır. ”
Orhan Kemal, hikâye ve romanlarında daha çok tanığı olduğu yaşam
biçimlerini ve kişilerini ele alır. Bir söyleşisinde bu durumu
“Evet, ben tanıdığım insanları yazdım. Tanıdığım, konuştuğum,
birlikte sigara içtiğim, sırtımı sıvazlayan insanları yazdım. Ben bu
insanları inceledim, araştırdım” diye anlatır. “Hep işçiyi, hep
köylüyü anlatmak gibi bir inadın sonucu değil bu. Gerçekçi bir yazar
en iyi bildiği şeyi yazmalıdır. İşçi ve köylüler çocukluğumdan beri
içime öylesine yerleşmişler ki. (…) Halli vakitlilerden de, bildiğim
kadar söz ediyorum. Keşke daha geniş tanısam onları da, kitaplar
doldursam.”
‘Yüz Karası’, 1950’lerden sonra değişen sosyal hayat tarzını,
tüketim anlayışını ve bunların doğurduğu problemleri ele alan
“İstanbul’daki küçük ve yoksul insanların dünyasını anlatan” Orhan
Kemal romanlarındandır. ‘Yüz Karası’, Adana’da başlıyor. Kendi
yaptığı dondurmayı sokak sokak satan İlyas’ın aile üyeleri işçidir.
Ama ailenin bütün üyelerinin ümit bağladığı bir de üniversiteli var.
İstanbul’da okuyor. Gösterişsiz bir delikanlı. Ama doktor olacak,
iyi para kazanacak ve bütün aileyi kurtaracak. Belki de bütün
komşularını hatta mahalleyi kurtarır. Kolu kopana takma kol, gözü
olmayana takma göz taktırır. O mahallenin yüksek öğrenim yapan tek
kişisidir. Aileyi zora sokan masrafların delikanlı için
yetersizliği, üniversitelinin yaşama koşulları, arkadaşlarının
arasındaki durumu elbette delikanlının ailesinin aklına bile gelmez.
Onlar için zor koşullar bir yaşam biçimidir.
Aşağılanmanın öcü
Ailede bir delikanlı daha var. İnadına boylu boslu, sportmen.
Okutmaya aile güç yetirememiş, nasılsa taşı sıksa suyunu çıkarır
düşüncesiyle belki düşünmemişler bile okutmayı. Ama onun bir baltaya
sap olmaması yüzünden artık onun okumama nedeni kendi haylazlığına
bağlanıyor. O ailenin ‘yüz karası’. O da futbolcu olup zengin olmayı
düşlüyor. Aşağılanmanın öcünü olağanüstü olanaklar kazanarak alacak.
İstanbul’a para yollayan, üniversiteliyi okutan kardeş, kız kardeş.
Umutlarına para yolluyor aslında. Bir gün iyi yaşayabilme umutlarını
diri tutmaya çalışıyor. Burada bir an duralım. Emeğiyle iyi
yaşayabilme olanağı verilmeyen toplumlar hep bir ‘kurtarıcı’ aramak
ve yaratmak zorundalar. Bu durumun yaratılan ‘kurtarıcı’yı hangi
duruma düşürdüğü, hangi ahlak zayıflıklarına götürebileceği
düşünülmez bile. ‘Yüz Karası’, bir evden bir ülkeye genişletebilecek
bir dokuda. Eğitimle, bilimle hem kendini hem aileyi kurtaracak bir
kişi ya da aydınlar topluluğu... Kurtarılmanın ya da kurtulmanın
bedelleri bu romanda da izlenebilir.
YÜZ KARASI
Orhan Kemal
Everest Yayınları
2011, 101 sayfa, 9 TL.
|
|
|