Hayatımızın tam ortasına yerleşmiş, anılarımızda iz bırakmış, hatta
çoğu zaman bizi biçimlendirmiş yazarlar vardır. Orhan Kemal bu
yazarların başmda gelir. Toplumsal yaşamımızı çok iyi tanıyan, bu
yüzden bizi bize yazan yazarımızın 'Kötü Yol' romanı, Oğuz Demir'in
elinden çizgi romana dönüştü. Son yıllarda oldukça sık
karşılaştığımız çizgi roman kitaplar, özellikle genç okuyucular
tarafından oldukça beğeniliyor. Dünya ve Türkiye edebiyatından
çeşitli eserleri çizgiyle buluşturan çizerlerin başarılı
çalışmaları, edebiyatın bu alanına zenginlik katıyor.
Daha
önce bir çok çocuk kitabını çizen Demir'le, Everest Yayınları
etiketiyle çıkan 'Kötü Yol'un çizgi roman serüvenini konuştuk.
Bir edebi eseri, ki bu roman
gibi kişi, yer ve olaylar örgüsü bakımından geniş kapsamlı bir
çalışmayı, çizgi romana dönüştürmenin zorlukları nedir?
Bir
romanı çizgi romana uyarlamak, romanı birebir çevirip çizmekten çok,
kendi yorumumuz ve estetik anlayışımız doğrultusunda biçimlendirip
kağıda dökebilmek demek.
İşin
zor ve sorumluluk gerektiren kısmı da bu; eseri yorumlarken hikayeye
sadık kalmakla kendi yorumumu katmak arasındaki dengeyi kurabilmek.
Ne tamamen romanın kopyasını çizmek ne de yorumlamayı metnin
temasını değiştirecek kadar ileri götürmek. Çizgi romanla mesela
sinemayı kıyaslamak biraz daha kolay, romanla daha zor.
ÇİZGİ ROMAN BAŞLI BAŞINA BİR DİL
Çizimlerin anlatıya kattıkları ve okurdaki etkileri bakımından
gözlemleriniz nelerdir?
Çizgi
roman romanla ya da sanatın diğer dallarıyla etkileşim içinde
olacaktır tabii ki. Ama edebiyat uyarlamasından yapılan bir çizgi
romanın varoluş amacı, romanın okunmasını kolay kılmak ya da metni
resimlerle süslemek değil. Çizgi roman başlı başına kendine ait bir
dili olan, ayrı bir sanat dalı.
Çizgi
romanın "artısı" diyebilir miyiz bilmiyorum ama fark olarak,
anlatının içine görselliğin ve farklı bir açıdan bakışın girmiş
olmasını sayabiliriz belki.
Daha önce de Orhan Kemal'in
eserlerinden birkaçını da çizgi roman olarak ele aldınız. Orhan
Kemal, yaşadığı dönemin toplumsal sorunlarını bütün eserlerinde
zengin bir şekilde işlemiş bir yazar. Sizdeki Orhan Kemal etkilerini
anlatabilir misiniz?
Daha
önce Orhan Kemal'in çocuk kitaplarını yine resimlemiştim fakat bir
romanını ilk çizgi romana uyarlayışım. Orhan Kemal'in iki ayrı
dönemi var. İlk romanlarında Adana'da geçen olaylar son dönemlerinde
İstanbul merkezli oluyor ve romanlarında daha çok bir dönem
İstanbul'unun yükünü çeken insanlarını anlatıyor. Orhan Kemal'in
anlattığı İstanbul, 50-60'lı yıllardaki zor hayat şartları altında
ezilen talihsiz insanların İstanbul'u. Romanlarında o dönemin ruhunu
hissetmek ve çizmeye çalışmak benim için keyifliydi.
Türkiye edebiyatı ve sinemasına
bir dönem damgasını vuran, masum bir genç kızın artist olma
hayalleri ve bu hayallerin peşinde kabusa dönen yaşamı, sonrasında
binbir çıkmazdan kurtulma çabalarını konu edinen 'Kötü Yol'
yazıldığı dönemde, toplumun içinde bulunduğu ekonomik ve kültürel
sorunları ele alırken, özellikle 1980 sonrası pek çok kalitesiz
sinema uyarlamasına dönüştü. Burada kaybedilen edebi niteliği nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Orhan
Kemal, eserleri en çok filme çevrilen yazarlar arasında. 80'li
yıllarda videonun hayatımıza girmesiyle çok sayıda kolay ve hızlı
film yapıldı, edebiyat uyarlamaları filme çekilirken çoğu zaman
eserin ruhunu verme çabasından çok ticari kaygılar ön plana çıktı.
Öte yandan Gol Kralı,
Devlet Kuşu, Zübük, Değirmen, Anayurt
Oteli, Yılanı,
Öldürseler, Hakkari'de Bir Mevsim,
gibi değerli
ve önemli edebiyat uyarlaması
filmler de bu döneme ait.
'Kötü Yol'un yaratımı
öncesinde yaptığınız hazırlıklardan bahseder misiniz?
Orhan Kemal'i daha iyi anlamak için diğer romanlarını da okudum.
Önceden farklı açılardan farklı yüz ifadeleri üzerinde çalışmak,
hikayeyi çizmeye başladıktan sonra kolaylık sağlıyor. 60'lı yıllara
ait kıyafet ve aksesuarları, eşya ve mekanları araştırırken
internetten sıkça yararlandım.
10 YILDIR YARIŞMALARA
KATILMIYORUM
Karikatür ve illüstrasyon alanında uluslararası çeşitli
yarışmalardan 14 ödülünüz var. Bu yarışmalardan ve ödüllerinizden
bahseder misiniz?
İlk
karikatürüm ben ortaokuldayken Denizli'de yayınlanan Tebessüm
dergisinde yayınlanmıştı. Sonra Gırgır, Deli, Limon, Çarşaf ve diğer
dergilerde çalışmalarım yayınlandı. Karikatür alanında yarışma ve
sergilere katıldım. İlk ödülümü 1987'de Yeni Asır Gazetesinin
düzenlediği bir yarışmada aldım. Sonra 91'de Uluslararası Nasreddin
Hoca yarışmasında Kültür Bakanlığı özel ödülü, 93'de Sincan
Belediyesinin yarışmasından, 94'de Özgür Ülke gazetesinin
yarışmasından... Liste bu şekilde gidiyor. 2000 yılından bu yana
yarışmalara katılmadım.
TÜRK
FİLMİ KARAKTERLERİNDEN İLHAM ALDIM
'Kötü Yol' romanının karakterlerini resmederken ilginizi çeken,
üzerinde durup düşündüğünüz durumlar muhakkak olmuştur. Bunlardan
paylaşmak istedikleriniz nelerdir?
Kitabı
okuduktan sonraki ilk iş karakterleri oluşturmak. Bir dönemi anlatan
kitap olduğu için o dönemin kıyafeti, saç bıyık kesimi gibi
konularda bir şeyler biliyor olmak gerekiyor. Kötü Yol'daki
karakterleri yaratırken özellikle 50 li 60 lı yılların Türk filmi
karakterleri oldukça ilham vericiydi. Özellikle romanın kötü
karakteri Reşat, hareketleri ve olaylar karşısındaki tutumlarıyla
oldukça karikatürize bir karakterdi, ve onu çizmekten özellikle
keyif aldığımı söyleyebilirim. Ayrıca unutmadan; çizgi romanın hem
hazırlık hem çizim aşamasında, üşenmeden sıkılmadan okuyup eleştiren
ve yardımlarını esirgemeyen yazar arkadaşım Arzu Çur'a da çok şey
borçluyum.
Önümüzdeki dönemde çizgi
roman çalışmanız var mı?
Şu an
roman olarak yok fakat çocuk kitapları devam ediyor. Bir de kendi
çizimlerimi kitaplaştırmak gibi bir projem var. (İstanbul/ EVRENSEL)
|