Orhan
Kemal 41, Nâzım Hikmet ise 48 yıl oldu gideli. Bizlerin ise her
zamankinden çok ihtiyacı var onlara ve onlar gibi iyi kalemlere
Yine bir 2 haziran sabahı Orhan Kemal Kütüphanesi
Konferans Salonu’ndayız. Büyük yazarın ölümünün 41’inci yılı ve
Orhan Kemal Roman Armağanı ödül töreni... Medya katılımı geçen
yıldan az. Bu yıl seçici kurul, 40. Orhan Kemal Roman Armağanı’nı,
Kamuran Şipal’in Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan
Sırrımsın Sırdaşımsın adlı romanına verdi. Dün sabah yapılan anma ve
ödül töreni toplantısında konuşan Doğan Hızlan, Orhan Kemal’in
edebiyatımızdaki önemine ve yazdıklarıyla yaşadıkları arasındaki
bağlantılara değindi ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu yıl ödülü
alan Kamuran Şipal hakkında ben gereği kadar yazıldığı kanısında
değilim. Kendi köşesinde yazar, çevirir ama toplumda bunları
tanıtmayan yazarlardan biridir Kamuran Şipal. Kaçandır...”
Hızlan’dan eleştirmenlere
Kamuran Şipal gerçekten de Hızlan’ın dediği gibi bir kenarda oturup,
yazıp, üretip sessizce oturan bir yazar. Aslını söylemek gerekirse
edebiyat çevreleri hariç, onu tanıyanlar daha çok Kafka’nın
eserlerinin çevirmeni olarak biliyor. Ingeborg Bachmann, Günter
Grass, Thomas Mann, R. M. Rilke, Robert Musil, Hermann Hesse’de
Türkçeye kazandırdığı diğer yazarlar.
Şimdi tekrar Doğan Hızlan’ın konuşmasına dönelim.
Hızlan, Şipal’in sessizliğinden ve çok tanınmıyor
olmasına değindikten sonra “Şipal gibi bir yazarın tanıtılması ve
okutulması işini ben eleştirmenlere bırakıyorum” diyerek sözlerine
şöyle devam ediyor: “Orhan Kemal Roman Armağanı gibi hak edilmiş bir
ödülü alıyor Şipal. Bu ödülü kazanan Sırrımsın Sırdaşımsın kitabına
bakıyorsunuz, yalap şap okunacak bir kitap değil. Bazı yazarlar da
siz sabır gösterirseniz sizi ödüllendirir.”
Yeni Orhan Kemaller neredeler
Aynı zamanda seçici kurulda olan İnci Aral, konuşmasında 40 yıl
önceden bugüne pek bir şeyin değişmediğinin altını çizerek sistemin
gediklerinin kapanmadığını söylüyor. İşsizlikten, yoksulluktan
bahsediyor Aral ve ardından da tüm bu olan bitenin edebiyatımıza
yansımadığını söyleyerek şu soruyu soruyor: “Acaba bize yeni Orhan
Kemaller mi gerekiyor?”
Türkiye İyilik Partisi olsa
Törenin en gülümseten konuşması ise şair Haydar Ergülen’den geliyor.
“Orhan Kemal bize çocukluğumuzu unutturmaz. Onu okumaya başlayan
çocuklar Türkiye’ye, siyasete, dünyaya, iyi gözle bakmayı
öğrenirler... Sosyalizmi Orhan Kemal üzerinden öğrenmeye
başladığınız zaman bunun bir iyilik rejimi olduğunu öğrenirsiniz.”
12 Haziran seçimlerinin yaklaştığını hatırlatan Ergülen, gözünün
önüne gelen hayali şöyle anlatıyor: “1965 seçimleri geliyor aklıma,
Mehmet Ali Aybar başkan olmuş. Orhan Kemal de Aybar’ın yanında
yoksul bir semtte mitingde konuşsa, yanında da kahramanları... Adı
da yine TİP olsa o partinin, ama Türkiye İşçi Partisi yerine;
Türkiye İyilik Partisi.”
Nâzım 48 yıldır yok bu dünyada
Geçen yıl olduğu gibi Orhan Kemal’i anarken Nâzım Hikmet de şiirleri
ve Orhan Kemal’le olan anılarıyla oradaydı. Onlar ustaçırak-
hapishane arkadaşı iki dost. Orhan Kemal 41, Nâzım Hikmet ise 48
yıldır yok bu dünyada. Bugün, sadece Türkiye’de değil, Moskova ve
başka ülkelerde de “Nazım Nazım” diye okunacak şiirler. Bu yazı da
Orhan Kemal’in hapishaneden çıktıktan sonra Nazım Hikmet’e yazdığı
mektuptan bir alıntıyla bitecek: “Emin ol, senin yokluğunu müthiş
bir yara acısıyla içimde taşıyorum ve uzun seneler de taşıyacağım.
Sen yalnız imanlı bir sanatkâr değil, hepsinden daha fazla insandın,
dosttun.” Mektubun son cümlesi ise her şeyin özeti; “Gözlerinden
öperim büyük ve insan dostum.”
|