18. Uluslararası Altın Koza Film Festivali etkinlikleri kapsamında
Sessizlerin Sesi: Orhan Kemal adlı belgeseli tarihi kız lisesinde
izledik. Bereketli topraklarımız ondan almıştı adını.
Murat YILDIZ
Türk edebiyatının hiç eskimeyen isminin belgeselini izledik en fazla
15 kişiyle.
18. Uluslararası Altın Koza Film Festivali etkinlikleri kapsamında
Sessizlerin Sesi: Orhan Kemal adlı belgeseli tarihi kız lisesinde
izledik. Bereketli topraklarımız ondan almıştı adını.
Edebiyatımızın büyük ustasının yoksullukla, acılarla, hapishanelerle
geçen hayatını anlatan belgeselini Adanalı ünlü yazar Muzaffer İzgü
de bizimle birlikte izledi.
Senaryosunu Feza Sınar yazdığı “Kimsesizlerin Sesi’ ini Mehmet
Güleryüz yönetti.
Drama bölümlerinde ünlü yazarı Mehmet Önder’in canlandırdığı
belgeselde, Fikret Otyam, Müjdat Gezen, Doğan Hızlan, Halit Kıvanç,
İbrahim Balaban, Erden Kıral, İbrahim Balaban , oğulları Işık ve
Nazım Öğütçü ile kız kardeşi Uğur Öğütçü’nün anlatımları yer alıyor.
Hepsi 30 yıl süren yazarlık yaşamına 19 öykü, 27 roman, 2 oyun ve
anı, inceleme, röportaj dallarında ise birer tane olmak üzere tam 51
kitap bırakmış biriydi.
Onun yoksulluğunu bilen biri, “Bu yazdıklarını direk yayına
vereceğine İstanbul’da birilerine göndersen, onların süzgecinden
geçip yayınlansa çok şey kazanırsın” dediğinde, Orhan Kemal, işaret
parmağını başına dayayıp, “Bunun içindekiler satılık değil” diyor.
Onun eserlerindeki yoksulluk, ekmek kavgası, ırgatlar, varoşlardaki
yaşam koşulları aslında çok da değişmedi. Adana’ da, pamuk
ırgatlarının, fabrika işçilerinin, arasında, en yoksul mahallelerde
geçti yaşamın büyük bölümü. Mehmet Güleryüz, bu belgesi çekmekteki
amaçlarının Orhan Kemal gibi değerlerin kuşaklara aktarılmasını
sağlamak olduğunu söyledi.
Evet biz onun yaşamını anlatan belgeseli 15 kişiyle izledik.
Edebiyatımızın koca çınarlarından biri olan Rıfat Ilgaz’ın anıldığı
söyleşide de ancak o kadar insan vardı.
Şüphesiz Altın Koza Film Festivali’nin en önemli etkinlikleri
arasında Orhan Kemal ve Rıfat Ilgaz vardı. Salonlar boş kalsa da, bu
anlamlı etkinlikleri bir tek kişi izlese de kaybedilen bir şey
yoktur. Yönetmen Güleryüz’ün dediği gibi gelecek kuşaklara bu
isimlerin iyi anlatılması, aktarılmasını başarırsak, ışıklar
kendiliğinden yanacaktır.
|