Işıl
Kasaoğlu, Orhan Kemal’in ‘Bekçi Murtaza’ adlı eserini Orhan
Kemal’in memleketi Adana’da sahneye koyacak. Adana’da ilk defa
oynanacak oyun öncesi Bekçi Murtaza’yı Işıl Kasapoğlu ile
konuştuk.
Bekçi Murtaza oyununu anlatır
mısınız?
Bekçi Murtaza’nın yazılış tarihi ne kadar eski olsa da, Türk
oyunlarının klasikleri içerisine girmiş bir klasik oyun olarak
adlandırmak lazım. İnsanımızın sosyal yapı içerisindeki yerini
belirlemesinde, devletle ilişkisinde, bürokrasi ile ilişkisi ve
bütün bu ilişkilerle götürülen insanlık mücadelesini anlatıyor.
Oyunda devletin yönetiminde olmak ile insanın kendi yönetiminde
olması meselesi çatışıyor. Ve ne galip çıkan var, ne mağlup olan
var ama oyun bir yandan bizi güldürürken, bir yandan da sosyal
gerçekler ile karşı karşıya bırakıyor. Bu da bizi hüzünlü bir
hale sokuyor. Murtaza, devletle bireyin çatışmasını anlatır ki
bu, dünyadaki bütün yazarların klasik oyunları için geçerli
sözlerden bir tanesidir. Bunlar olmazsa zaten oyunlar klasik
olmuyor ve kalmıyor bugünlere.
ADANA’DA OYNAMAK ÇOK FARKLI
Bekçi Murtaza’yı Orhan
Kemal’in memleketinde yönetmek nasıl bir duygu?
Başka şehirlerde oynamaktan daha farklı geliyor. Buranın ağzı
var oyunun içerisinde, buranın insanını anlatıyor. Buranın
aksanlarından da konuşuluyor. Buraya özgü bir takım müzikler de
kullanılıyor oyunda. Oyunun müziklerini Bulutsuzluk Özlemi
grubundan Nejat Yavaşoğulları yaptı. Ben de merak ediyorum Adana
seyircisi ile neler olacak, nasıl algılayacaklar diye ama çok
alışık oldukları şeyleri izleyecekler. Bizim tiyatro olarak
görevimiz bir şeyler öğretmek değil, birlikte bir takım şeyler
hazırlamak, anlatmak istediklerimizi anlatabilmektir. Seyirci de
onu alıyor ve ne isterse onu düşünüyor yani biz bir şey
öğretmiyoruz. Ama oyuna girip farklı çıkarlarsa, bir takım
düşünceler ile çıkarlarsa o bile bize yetiyor. Orhan Kemal’in
Adana’dan çıkmış olması bizlere başka sorular da sorduruyor.
Adana yöresinden çıkan o kadar çok sanatçı, sinemacı, yazar var
ki Türkiye’de bunun nasıl olduğunu kavrayabilmek için galiba
Adana’da biraz vakit geçirmek gerekiyor. Yaşar Kemal’den, Abidin
Dino’ya, Ali Özgentürk’e, Yılmaz Güney’e kadar çok sanatçıyı
Çukurova yetiştirmiş. Altın koza film festivali var,
Yeşilçam’dan bu tarafa gelmiş bir gelenek. Ancak şimdi aynı
dinamikler yok Adana’da. Keşke yeni büyük isimler de çıksa
buralardan. Burada eleştirdiğim Adana değil tüm Türkiye.
Kültürel birikim olarak her geçen gün azalıyoruz, daha az insan
üretiyoruz. O yüzden Orhan Kemal çok değerli.
Oyunu farklı şehirlerde
oynadınız, nasıl tepkiler ile karşılaştınız?
Murtaza oyunu genel anlamda oynadığımız her yerde çok tuttu.
İstanbul’da yıllarca oynadı, geçen yıl da Sivas’ta oynadı.
Filmleri de oldu. Birisinde Müjdat Gezen, birisinde Müşfik
Kenter vardı. İçerdiği konular nedeniyle vazgeçilmeyecek
eserlerden bir tanesi. Metnin içerisinde gerçekten paylaşılacak
çok şey var.
Orhan Kemal’in oyun
yazarlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zaten çok az yazarımız var Türkiye’de. Elbette Orhan Kemal’i
diğer önemli yazarlar ile birlikte el üstünde tutuyoruz. El
üstünde tutmak zorundayız. Diğer oyunlarına da baktığınız zaman
neredeyse hepsi önemli oyunlar.
Sizin oyuna katkınız nasıl
oldu?
Romandan oyunu bir daha uyarladık. Çok farklı değil elbette
orijinalinden. Dramaturjik bir çalışma yapıldı üstünde. Daha
benim anlatabileceğim bir metin haline geldi. Arkadaşlarımız ile
birlikte Adanalı seyirci ile paylaşacağız. 17 Ocakta çıkıyor
oyun herhalde bu sezonu oynar oyun. Belki gelecek sezon da
oynar. Bu Adana seyircisinin oyunu nereye koyacağı ile
bağlantılı.(Adana/EVRENSEL)