Ana Sayfa

 
 

Cumhuriyet - Meltem Yılmaz - 3 Eylül 2012

 

 

 

 

Evlerden Biri' dizisinin yönetmeni Bahadır İnce:
Orhan Kemal izleyiciyi en fazla cezbeden yazar
Karakterleri Aramızda

MELTEM YILMAZ

Türk romanında gerçekçilik akımının en önemli yazarı Orhan Kemal, aynı zamanda, eserleri sinema ve televizyona en fazla uyarlanan isim. Bugüne kadar "72. Koğuş", "Murtaza", "Bereketli Topraklar Üzerinde", "Cemile", "Devlet Kuşu", "Vukuat Var", "El Kızı", "Gurbet Kuşları", "Baba Evi", "Hanımın Çiftliği", "Kanlı Topraklar", "Bir Filiz Vardı", "Tersine Dünya", "Kötü Yol", "Sokaklardan Bir Kız"ın aralarında bulunduğu roman ve öyküleri sinema filmi ve televizyon dizisi halinde seyircinin karşısına çıkan Orhan Kemal, yönetmenlere göre Türkiye toplumunu en iyi tanıyan yazar. Son olarak Orhan Kemal'in eserinden uyarlanan, "Evlerden Biri" dizisinin yönetmenliğini üstlenen Bahadır İnce ile, Orhan Kemal eserlerinin Türkiye'de neden bu kadar ilgi gördüğünü konuşuyoruz.

İnce, söze şöyle başlıyor: "Bunun en önemli nedeni Orhan Kemal'in toplumsal gerçekçilik anlamında çok iyi bir gözlemci oluşudur. Yaşadığı dönemde Türk toplumunun sosyoekonomik hareketliliğini, yaşayan, gerçek karakterler aracılığıyla okuyucusuna aktarmıştır. Romanlarındaki karakterler sokağa çıktığınızda karşılaşacağınız kişilerdir. Bir başka konu da hikâyelerin geçtiği mekânların artık yavaş yavaş kaybolmaya ve dolayısıyla unutulmaya başlanan mekânlar olmasıdır. Örneğin 'Evlerden Biri'nde İstanbul'un 'mahalle' dokusunu çok iyi anlatmıştır. Yoksulluk, sosyoekonomik statü farklılıkları ve psikolojik çatışmalar bu mekânların kokusuyla son derece gerçek hale gelmiştir. Beni bu romanda cezbeden en önemli unsurlardan biri de günümüzde kaybolan mahalle ortamı, insan ilişkileri, komşuluk gibi unsurlar."


Kişiler, ilişkiler...
Bahadır İnce, Orhan Kemal romanını ekrana yansıtırken öncelikle kişilerin birbirleriyle olan çatışmalarına ve ilişkilerine dikkat ediyor. İnce "Günümüze uyarlandığı için ister istemez mekân, kostüm ve diyalog güncellemeleri yapıyoruz. Bunun hikâyedeki temel çatışmaları bozmamasına dikkat ediyoruz. Orhan Kemal bu romanı 1956 yılında yazmış. O günlerdeki meslek, mekân, kostüm, konuşma üslubu gibi ayrıntılar artık yok. Biz de bu doğrultuda temel çatıyı bozmadan günümüzdeki argümanlarla anlatmaya çalıştık bu hikâyeyi. Örneğin İskender'in bilgisayar ve internet konusundaki bilgi ve becerisi gibi. Bir başka konuyu da belirtmek isterim ki bu roman o dönemdeki "mülkiyet" olgusunu o kadar doğru ve ince bir anlatım diliyle eleştirmektedir ki, beni bu romanın diziye uyarlanmasında heyecanlandıran en önemli nokta da bu" diyor.


 

   
        

[email protected]