Ana Sayfa

 
 

akdogan.gen.tr - Kamil Akdoğan - 11 Aralık 2009

 

 

 BEREKETLİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE

 

 



BEREKETLİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE
Orhan Kemal'in aynı ismi taşıyan muhteşem kitabından uyarlanmiş "Bereketli Topraklar Üzerinde". Yapım yılı 1979. Yönetmenliğini Erden Kıral yapmış. Filmin başlıca rollerinde Tuncel Kurtiz ve dönemin Ankara Sanat Tiyatrosu'nda çalışan genc oyuncuları yer almakta.

Toplumcu gerçekçi tarzda eserler veren Orhan Kemal'in kitabı, ülkemizde bu tür edebiyat eserleri arasında en önde gelen kitaplardan biridir. Orhan Kemal, Çukurovalı işçilerin ağır yaşam koşullarını anlatırken 1930'lu yıllarda Çukurova'da bir çırçır fabrikasında çalışırken edindiği tecrübeleri kullanmış.

Filmin çekildiği tarihle kitabın konusuna temel olan deneyimlerin tarihi arasında neredeyse yarım yüzyıllık bir fark var. Bu kadar büyük bir zaman dilimine rağmen yaşam koşulları Çukurova'da hep ağır olmuş insanoğlu için. Filmin çekildiği tarihten günümüze kadar gecen zaman ise 30 yıl. Oraları belki gidip görmedim ama yaşam koşullarının hala çok ağır olduguna dair sayısız haber okudum gazetelerden. Belki herkesin gözü
önünde zevk icin kaplumbağalara kursun sıkan ağa cocukları yoktur, belki herkesin gözü önünde kocalarını ağanın adamları ile aldatan Fatmalar da yoktur ama bırakın Çukurova'yı İstanbul'un göbeğinde tersane kazalarında onlarca işçi yaşamlarını yitirirken günümüzde; Çukurova'da gözlerden uzak pamuk tarlalarında, derme çatma atölyelerde kimbilir kaç insanımız kolunu bacağını ya da yaşamını yitirmekte.


Filmin konusu kısaca şöyle: Sivas'ın bir koyünden yola çıkan Köse Hasan, Pehlivan Ali ve Yusuf adlı üç arkadaş, Çukurova'ya para biriktirmek için gelirler. Birbirlerini asla bırakmama kararı almışlardır. Bölgede fabrikası olan bir hemşerilerinin yanında güç bela işe girerler ve dayanılmaz koşullar altında çalışmaya başlarlar. Yaşam şartları
o derece ağırdır ki Köse Hasan yakalandığı hastalıktan kurtulamadan ölür. Ölürken yanında ne Pehlivan Ali vardır, ne de Yusuf. Şartlar koparmıştır bağları.


Yasamı ağırlastıran ne sadece doğa ne sadece iş kosullarıdır. Ağa, ağa çocukları, ağanın adamları, tek çareyi onlara yalakalıkta gören ve adım adım insanlıktan çıkanlar. Ve tabii ki korkunç bir emek sömürüsü.


Filmin sonunda sadece Yusuf geri dönecektir koyüne. Ama artık köyden çıkan Yusuf değildir.


Elbette haksızlığı görüp isyan edenler de var. Bu da doğanın şaşmaz diyalektiği zaten. Her zaman birileri çıkacaktır yanlış giden bir seylere dur demek için. Belki cogu zaman yenileceklerdir ama her zaman varolacaklardir.

Filmden bir söz : ya vermeli canını insan için ya etmemeli kalabalık dünyamızda!

   
        

[email protected]