Ana Sayfa

 
 

Gerçek Edebiyat - Alper Akçam- 19 Eylül 2012

 

 

  Orhan Kemal'de Diyalojik Perspektif
 

"Dillerine kurban!"
Orhan Kemal, Türk edebiyatındaki yerini hemen her dönemde korumuş bir yazardır. Yaşadığı dönemde yazdıklarıyla evini geçindirmeyi, çocuklarının eğitimini sağlamayı da başarabilmiş olması ona çok farklı bir yer kazandırmıştır. Hem yazınsal duruşu, hem politik seçimleri ile kendi özgün yerini, özgür eleştirel bakışını korumuş, bir sanatçı olarak kimseye ve hiçbir düşünceye kapılanmamış, kendi deyimiyle, “kimsenin arabasına binmemiş“, “hele hele bindiği ya da binmek zorunda kaldığı arabanın da düdüğünü çalmamış“tır…

Orhan Kemal'in yapıtları, kimi emperyal medya destekli yazarlar gibi yüz binleri aşmış baskılara ulaşmış olmasa da, iki haneli rakamlara varmış yeni baskılarla, televizyon dizilerindeki kullanımlarıyla güncel kültür ortamımızdaki etkinliğini sürdürmektedir. Onun yapıtlarından esinlenilmiş televizyon dizilerinde milyonlarca kişi onun adıyla tanışıyor…

Kültür gündeminde her zaman kendine göre bir yer tutmayı başarmış Orhan Kemal’e yönelik bu farklı sevginin, benimsenişin arkasında nasıl bir güç yattığına ilişkin bir soru şimdiye kadar yeterli yanıt bulamamış görünüyor. Belki bu soruyu soran da olmadı henüz… Hakkında ve yapıtlarıyla ilgili tüm değerlendirmelerde onun övgüsünden, yaşamının özetlenmesinden, ya da yarattığı karakter ve kahramanların tanımından öteye geçilemiyor.

Yalnızca bir romancı, bir edebiyat ustası olarak değil, bir kültür insanı olarak görünen Orhan Kemal için öncelikle yapılması gereken yapıtlarındaki arka planı, onlara farklı kılan gizilgücü aydınlatabilme çabası olmalıdır. Orhan Kemal de, artık şöyle böyle tanımlamalardan, kuru övgülerden usanmış olmalıdır. Onun anısını yaşatabilmek için yapılması gereken, onun yapıtlarını çözümleme çabasıdır; onu yeni bakış açılarıyla çoğaltma uğraşıdır.

Bu çalışma, Orhan Kemal yazınının aka planını görünür kılmaya, onun yazınla yaşam arasında kurduğu bağlamın ana öğlerine dokunmaya çalışacak, onu farklı kılan noktaları aydınlatmaya uğraşacaktır.

Orhan Kemal’i “ölümsüz“ kılan elbette ki, onun dilidir. Orhan Kemal dilinin ana özelliği de, farklı söylemlere bir arada yer verebilmesi olmalıdır. Farklı söylemleri ve söylemsel türleri bir arada anlam dünyamıza taşıyan bu çabası ile, kültürbilimci Mihail Bahtin’in deyimiyle, “toplumun tarihinden dilin tarihine geçişi sağlayan uyarıcı kayış“a devinim sağlar; bugün ile toplumsal geçmiş arasında sürekli yaşayan, çoğalan bir ilişki kurmuş olur...

Tüm insanî bilimlerde diyalektiğin özü olan diyalog, Orhan Kemal metinlerinde en canlı örnekleriyle yer alır… Orhan Kemal yazınında yer alan diyaloglarda, arka planda yer alan “üçüncü“ kişi, mutlak gerçekliktir, insanlığını hiç yitirmemiş adaletli bir tarih mahkemesidir…

Orhan Kemal metinlerinin kendisini kahraman ve karakterlerle aynı düzlemde tutmayı ana ilke edinmiş anlatıcısı, Orhan Kemal diyaloglarında diyalektiğin gözlemcisi olmuş bu “üçüncü kişi“ yaşama teğet duran alçakgönüllü bir bilge yürek gibidir.

Orhan Kemal’in çocukluk anıları bu bilge kişinin içsel kurulumu üzerine önemli ipuçları da vermektedir… Evde özellikle büyük oğlu üzerinde otoriter bir kişilik olarak görünen baba, okul yerine futbola daha çok ilgi gösteren Raşit’i sıkıştırmaktadır; “dünyada herkesin rızkı başka yollardan“ der; “Kimisi bakkal, kimisi kunduracı, kimisi çiftçi, kimisi bey, paşa… (…) Söyle, sen ne olmak istiyorsun? Korkma, fikrini söyle.

Uzatmayalım, babama amele olacağımı söylemiş bulundum.“ (Orhan Kemal’in İkbal Kahvesi, s 8)

Yazınsal çizgisini yaşama teğet duruşundaki hakyemez ve bilge yerine bağlayabileceğimiz Orhan Kemal, tüm tekil dillerin ve kendini “otorite“ sayan tüm bildirimlerin karşısında yer alır. Onun anlam dünyası, bitip tükenmek bilmeyen bir çoğulluk içinde belirlenir.

“(…) filozofun işi sözcüklerin farklı kullanım şekillerini ayırt ederek bizi gizemlerimizden arındırmaktır“ diyen Wittgenstein’in Kral Lear’dan yaptığı bir alıntıyı, Orhan Kemal’in dilinden duyarız: “Size farklılıkları öğreteceğim.“

Alper Akçam
Gerçekedebiyat.com

        

[email protected]