Ana Sayfa      
         

   

Radikal Kitap - Rıza Kıraç - 27 Ocak 2012

     
          

 

Don Kişot'la kanundışı yaşamak...

 

Don Kişot geçit dönemi insanını temsil eder. Aristokrasiden kapitalizme geçiş döneminde kaybolan romantizme, kahramanlık hikâyelerine bakıştaki değişimi iki yönüyle verir. Bir yanıyla Don Kişot budaladır ama diğer yanıyla toplumun değişimine direnen, gülünç olsa da direnen, aklın, mantığın, teknolojinin, kapitalizmin değil, ‘saf insanlık’ halinin yanında duran bir karakterdir.

Bu yüzden Don Kişot’un budala olduğunu söylemek de bir yanıyla budalalıktır. Onun duygusuyla empati kurarak ‘Don Kişotluk yapmak’ zaman içinde basbayağı ‘sisteme karşı duruş’ olarak anlam bulur. Ama bu karşı duruşun duyguyla olduğu kadar zekâyla, mantıkla ilişkisi kurulmalıdır. İşte burada Don Kişot’un budalalığı ortaya çıkıyor ve ona karşı duyduğumuz sevgiye acıma duygusu da eşlik ediyor, insanların zihninde ‘kaybeden kahraman’a dönüşüyor.

Ersan Üldes'in ‘On Kişot’unun ikinci bölümünü oluşturan romanlar Orhan Kemal’in ‘Murtaza’ (1952), Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ (1961) ve Oğuz Atay’ın ‘Tehlikeli Oyunları’dır (1973). ‘Murtaza’ dil, kurgu ve karakterin kültürel arka planıyla ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ ve ‘Tehlikeli Oyunlar’dan farklı bir yerdeyse de hem romanın yayımlandığı yıl hem de Türkiye’deki toplumsal kırılma noktasını işaret etmesi açısından manidardır. Denilebilir ki, ‘Murtaza’yı anlamadan ‘Tehlikeli Oyunları’ ve ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ndeki karakterleri ve onların psikolojik açılımını yeterince anlayamayız. ‘Murtaza’ bir budala olduğu kadar imparatorluk geleneğinin son temsilcisidir ve devleti kendi benliğinde erittiğine inanır. Balkan Savaşı’nda şehit düşen dayısı Kol Ağası Hasan gibi kahraman olmak, sonunda onun gibi şehit düşmek istemektedir. Ancak artık Türkiye Cumhuriyeti’nde bu tür hikâyeler komiktir. “Bekçilik yaptığı yıllarda mahallenin, fabrikaya geçtiğinde de bütün işçilerin alaylarına maruz kalan bu vazifeşinas insan, kendi oğulları için de başkaları için de bir rol model olabilme şansına sahip değildir.” Ancak Orhan Kemal’in Murtaza karakteri bütün olumsuz yönlerine rağmen Türk romanın en sevilen kişiliklerinden biridir.
 

 

     
   
     
   
     
   

[email protected]