İstanbul'da
İkbal adında bir kahve... Biri yazar öteki çizer
iki usta... .Yazar olan, çizer olana "Benim
bir İstanbul çalışmam var. Sen de İstanbul'u
çiziyorsun. Bir kitap çıkaralım. Yazıları
benden, çizgileri senden. Adı da İstanbul'dan
Çizgiler olsun. Var mısın?" der. Orhan Kemal
ve Ferit Öngören'in İstanbul'dan Çizgiler adlı
ortak çalışması işte bu sözlerle başlar. İşinin
ehli iki usta, 'bu işi akşama bitiririz'
hesabıyla İstanbul'a dalarlar. Fakat İstanbul,
öyle hemen yazılıp çizilecek bir şehir değil;
iki sanatkar bunu ilk günde anlarlar.
1965'te başlayan bu çalışma tam beş yıl sürer.
Kitap tam basılacakken, Orhan Kemal hayata veda
eder ve kitabı hazırlamak Ferit Öngören'e kalır.
1971 yılında ilk defa basılan kitap geçtiğimiz
günlerde Everest Yayınlan tarafından tekrar
basıldı. Ferit Öngören'in güzelim önsözü ile bir
vefa kitabına da dönüşen İstanbul'dan Çizgiler,
iki ustayı buluşturan sıra dışı bir İstanbul
güzellemesi. İki yıl önce aramızdan ayrılan
Ferit Öngören'in 'Çizgilerle İstanbul'
çalışmasındaki çizgilerle beslenen; kuşkusuz
çizgilerini Orhan Kemal'in röportajlarından
besleyen özel bir 'İstanbul Hatırası' da
diyebiliriz, kitaba.
Kitapta, Orhan Kemal'in gündelik hayat içinde
tuttuğu notlar ve yaptığı görüşmeler öykü
tekniği ile yer alıyor. Yazarlığının yanı sıra
gazeteciliği ile de şehrin nabzını tutan yazar,
1960'lann ortasında günden güne sorunları artan
İstanbul'da adeta sokak muhabirliği yaparak
gözlemlerini aktarıyor.
Kitabın birinci bölümü, kitabın da adı olan
İstanbul'dan Çizgiler'de, özellikle o dönem
İstanbul'daki konut sorunu anlatılıyor. Tabii,
günümüze kadar süre gelen emlak mafyası ve rant
da.. .Ev arama derdindeki bir hemşerisi ile
ilgilenen Orhan Kemal, İstanbul'da daha uygun
fiyata bir ev bulma hevesinin bile nasıl bir
rant ve vurgun çarkını meydana getirdiğini
aktarıyor.
İkinci bölümde aslında apayrı bir kitaba konu
olabilecek bir semt anlatılıyor: Taşlıtarla.
Yani bugünün Gaziosmanpaşa'sı. 1950'lerden
sonraki İstanbul'a farklı bir kimlik katan ve
günümüzde de İstanbul siyasetinin belirleyicisi
ilçelerden biri olan Gaziosmanpaşa; işçileri,
işsizleri, taşlı yolu, harap evleri ve dertli
insanları ile anlatılır. Kitapta 58 sayfa ile
günlere yayılarak her yönüyle resmedilen ilçeyi
Orhan Kemal şöyle aktarıyor: "Taşlıtarla bu,
fakir fukara yatağı. Çalışan insanların
kaynaştığı, yaşama savaşı yaptığı yer. Büyük
şehrin varoşu. Yarın gene geleceğiz. İşten
dönenleri görmek, kabil olursa konuşmak,
dertlerini dinlemek için." (s. 86) Bugün,
Gaziosmanpaşa'yı bir daha ele almak gerekirse,
Orhan Kemal'in notlarına mutlaka bakmak gerek.
Kitabın üçüncü bölümü 'Kısa Kısa' ise gerçekten
de çok kısa notlarla İstanbul'un yaşam kavgası
içindeki insanların hikayeleri birinci ağızdan
hikayeleri aktarılır. Tabii, burada bir gazeteci
ve yorumcu bakışı da var şüphesiz.
Serserileri, üçkağıtçıları, hamalları, çarşaflı
kadınları ve hınca hınç dolmuşlanyla değişen bir
İstanbul anlatılıyor.
İstanbul'dan Çizgiler, 42 yıl sonra Ferit
Öngören'in limanları, işçileri, öğrencileri,
pankartları ile anlattığı; Orhan Kemal'in ise
hem müdahili hem yazarı olduğu İstanbul
hikayeleri ile hala özel ve özgün bir eser
olarak karşımızda duruyor. Toplumcu gerçekçi bir
yazar ve çizerin toplumcu bir duyarlılıkla
aktardığı çizgilerin altı bugün de çizilmelidir.
Yaşadığı kente karşı sorumluluk duyan iki
aydının içten çabası okunmaya değer.
Orhan Kemal, İstanbul'dan Çizgiler; Everest Yayınları,
216 sayfa "Yazıları benden, çizgileri senden"