Ana Sayfa

 
 

Evrensel Kültür Dergisi - Sennur Sezer - 1 Mart 2013

 

 

 

'Yazmaya Orhan Kemal olacaktı'

 

 

Orhan Kemal'in ömrü çalışmakla geçmişti. Bu çalışmanın en önemli bölümü yazmaya ayırdığı süreydi. Sofya'da ölümle karşılaşmasının kesinliğini fark edince, yaşamını iki, üç cümleyle özetlemişti:

"Eşe dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum. Böyle yaşadım, karınca kararınca bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım, kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir..."

2014'te yüz yaşını kutlayacağız Orhan Kemal'in. İki önemli kitap var geçen yılın ortasından sonra yayınlanmış. Biri kitaplarını yayınlayan Everest Yayınevinin. Işık Öğütçü imzalı: Zamana Karşı Orhan Kemal.1 Öteki Kültür ve Turizm Bakanlığının Orhan Kemal'i.2 Kitabın editörleri Ahmet Ümit. Işık Öğütçü.

Zamana Karşı Orhan Kemal, daha çok Orhan Kemal yaşarken yazılmış eleştirilerle oluşturulmuş. Bu eleştirilerin kimilerine Orhan Kemal yanıt da vermiş. Aynı kitap için yazılmış lehte aleyhte yazılar, yayımlanış sırasına göre yer alıyor kitapta:

"Bu roman. (Vukuat Var!) bir bakıma, bu bölgedeki zümre farklarının bir arada yaşama ile silinmeye yüz tutuşu olayının başlangıcını anlatıyor. Orhan Kemal, bu kalabalığın içinde, onların hayatını paylaşarak yaşamış, her safhasını yakından görmüştü. Kuruköprü'deki Berber Reşit'in dükkânını, işçi mahallelerindeki kerpiç evleri, yakın bostanlardaki huğları, bütün romanlarındaki kişilerin sık sık uğradıkları küçük meyhaneleri çok iyi biliyor. Onun kişileri bütün işlerini bu meyhanelerde çözerler, kavgaların, dostlukların başı ve sonu orada bağlanır. Kenar sokakların yaşayışı, geç vakit kapı diplerinde nara atan afili delikanlılar, erkek yumruğu altında ezilmiş, itaatli ve sadık, beş çocuktan sonra bile hâlâ güzel işçi kadınlarının kaynaştıkları bir hayat var bu romanda. Kürt Cemşir ve Berber Reşit gibi kişilerinde roman orantılarını aşan çizgiler bulunması bu romana biraz halk edebiyatı çeşnisi, epika (mitolojide "her sorunun yanıtlandığı an" anlamına gelir) karakteri veriyor. Murtaza'da olduğu gibi burada da çevreden kopmuş, yücelmiş kişilere yönelmesine rağmen romanın diğer bütün ayrıntılarında rahatça kurulmuş bir denklem, hayatı bütün halinde verebilmekten gelen bir diri güzellik mevcut. Bununla açıkça şu gerçek ortaya konulmuş oluyor: Hayat okulunda yetişmiş, ilk eserlerini bu çileli yolları anlatarak vermiş bütün yazarlarda olduğu gibi, Orhan Kemal'de de, içinde yaşayarak öğrenilmiş bir hayatı anlatabilen bir teknik gelişmiş bulunuyor. Yaşamasının dışında, yalnız gözleme dayanarak yazdığı eserler ilk yolun başarılarına ulaşamıyor."

Tahir Alangu (1916-1973), önemli saptamalar yapıyor 1959'da yayımlanmış bu yazısında. Bu saptamalardan biri şu: "Orhan Kemal'in küçük adamlarının hayat çizgilerinin bir ucunda ekmek, öteki ucunda aşk vardır. Bu romanında ekmeği ikinci plana alarak aşk teması üzerinde durmuş. Bu hâl onu bilerek daha ılımlı, daha ölçülü bir gerçekçiliğe götürmüş." Diğer önemli saptama Orhan Kemal'in halk edebiyatı kalıplarını kullandığıdır: "Üstelik halk edebiyatında bol bol kullanılmış bir usulden de faydalanmış. Eskiden beri zalim baba ve anaların engelledikleri hasretli ve ölümlü, gurbetti aşk hikâyeleri, bütün halk hikâyelerinin en sevilen konusu idi. Bunların tekniği halkın zevk ve kültürüne uygundu. Bir romancının bu tekniği ele alarak yeniden değerlendirişi, umut verici bir başlangıçtır. Romanımızın Batı romanına yönelişinde yeniden ele alınması gereken anlatışlardan biri de budur."

Kültür ve Turizm Bakanlığının kitabının yazarları nasıl seçilmiş bilmiyorum, ancak inceleme konuları daha çok akademiktir: Kant İle Murteza, Orhan Kemal'in Öykülerinde Yetişkin Çocuklar, Lacan'ın Aynasında Murteza'yı Okumak. Orhan Kemal'in Baba Evi ve Avare Yıllarında Post-Emperyal Travma ve Eşikteki Erkeklik.

Orhan Kemal Romanlarında Sınıfsal Bilinç incelemesini yazan Mehmet Narlı, toplumsal gerçekçi anlatımda yapılan yanlışlarla Orhan Kemal'i doğru biçimde karşılaştırır:

Köylü işçiler, yoksulluklarının, imkânsızlıklarının acılarını yaşarlar ama onlar da niçin böyle olduğunun gerçek cevabının farkında değildirler. Durumlarından şikâyet ettikleri zaman suçu ya şehre ya feleğe bulurlar. Burada. Orhan Kemal'in gerçekçiliğindeki bir tutarlılığa değinmek gerekir: Çağdaşı olan ve aynı estetik anlayış içindeki bazı hikâyeci ve romancılar, böyle durumlardaki şahıslarını "birer işçi sınıfı temsilcisi" gibi gösterip, doğal gerçekliğin dışına düşerlerken; Orhan Kemal, çoğu zaman bu hatayı yapmaz. Onları sınıfsal anlamda idealize etmenin tersine, kendi gerçeklikleri içinde verir. Hatta bu gerçeklik anlayışı, şahısları bazen akıl almaz bir yozlaşma içinde gösterir ki insanı, "bu insanlar, bu kadar kötü. bu kadar basit olamazlar" biçiminde bir itiraza zorlar. Örneğin Bereketli Topraklar Üzerinde de, aksiyonu oluşturan ilk üç kişide olumlu anlamda bir değişme değil, olumsuz manada bir değişme (bozulma) görülür. Kapitalist üretim ilişkileri içinde en çok yabancılaşan, en başarılı olur: Örneğin Yusuf. Yazar bu yolla doğrudan bir ileti vermek yerine okuyucunun, "böyle bir düzenin değişmesi gerekmez mi" sorusunu sormasını ister."

Orhan Kemal'in bütün romanlarını okumuş olsanız bile bu tür yazılar sizi yeni okumalara özendirir. Serüvenin akıcılığı içinde fark bile edilmeyen ayrıntıları bu kez fark ediverirsiniz. Mesela büyük şehir koşullarının insanı bencilliğe zorlayışını, şehrin feodal koşullardan farklı davranışı kabullenişi, ayakta kalabilmek için yalnızca çalışanların güç kuvvetinin yetmeyişi.

Orhan Kemal'in anlatılarında feodalizmin bitişinin çizilişini, yeni düzenin yeni bir ahlaka zorlayışını fark etmemiz gerekir. Endüstri gelişirken sermayenin artan acımasızlığı, işçilerin de farklı davranmasını gerektirmektedir. Bu davranışlardan biri Orhan Kemal'in anlattığı yozlaşmaysa öteki de sınıf bilincinin gelişmesidir. Ama yazar bunu açıkça söylemez, okurun düşünüp bulmasını ister. Okur öyküyü kavrarken, Orhan Kemal'in insanın iyiye doğru değişebileceği inancını da kavrarsa... 0 zaman Behçet Necatigil'in dizesini yineleyebiliriz: "Yazmaya Orhan Kemal Olacaktı..."

--------------------------------------------------------
1. Zamana Karşı Orhan Kemal. Işık Öğütçü. Eleştiriler ve Röportajlar. Everest Yayınları. 448 s.
2. Orhan Kemal. Editörler: Ahmet Ümit. Işık Öğütçü. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Ciltli 480.

 

        

[email protected]